Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, yazılı basın açıklaması yaptı. Açıklamasında CHP’ye yönelik eleştirilerde bulunan MHP’li Yalçın, şu ifadeleri kullandı:

“CHP, İmamoğlu sapmasıyla büsbütün uzağa savrulmuştur

“Sol zihniyetin birincil siyasi bineği CHP, sırtındaki binici acemi olduğu için dizginlerini kaybetmiş at misali, başıboş bir koşuya girmiştir. Kontrolünü yitirmiş ve gündem parkurundan ayrılmış görünen CHP, büyük bir siyasi hüsranın varış noktasına doğru doludizgin ilerlemektedir.  Öteden beri ülke gündeminden, bölgenin ve dünyanın gerçeklerinden kopuk bir politika anlayışıyla siyaset eden CHP, bu kez de İmamoğlu sapmasıyla büsbütün uzağa savrulmuştur.

“CHP’nin gündemini İmamoğlu’nun ihtirasları belirlemektedir”

CHP’nin gündemini; Türkiye’nin ve İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerin girift sorunları değil, İmamoğlu’nun dizginlenemeyen ihtirasları belirlemektedir. Sayın Genel Başkanımızın siyasi tarihimizde dönüm noktası teşkil eden malum davetine gösterdiği şaşkın tepkilerle de olsa “Aramıza dönecek mi?” diye merak içindeyken; CHP, kendine yeni bir siyasi gündem dışı meşgale üretmiştir.

“İmamoğlu, cumhurbaşkanı adaylığını garantiye alma sevdasıyla yanıp tutuşmaktadır”

CHP iyi yönetilemediği için, atın dizginleri, kendini “İstanbul dükası” sanan kifayetsiz bir muhterisin kontrolüne geçmiştir. Atı; binen değil, harisçe kırbaçlayan sürmektedir.  Esasen at mı kendi kendine koşmaktadır, İmamoğlu mu belli değildir. Bir başka deyişle; Davul Özel’in sırtında ama çomak İmamoğlu’nun elindedir. İstanbul, altyapı ve üstyapı sorunlarıyla boğuşurken; Belediye Başkanı İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığı problemini çözme derdine düşmüştür. İmamoğlu, cumhurbaşkanı adaylığını garantiye alma sevdasıyla yanıp tutuşmaktadır.

“CHP teşkilatını bizzat seferber etmiştir”

Bu yüzden Özgür Özel’in kontrol edemediği CHP teşkilatını bizzat seferber etmiştir. Amacı, muhtemel siyasi rakiplerini daha başından ekarte etmektir. Diğer taraftan İmamoğlu, hakkındaki oldukça ciddi davalarla ilgili hukuk sürecinden doğabilecek olumsuz sonuçları dikkate alarak kıldan ince hesaplar yapmaktadır. İmamoğlu, muhataplarının karşısına Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkıp daha başından onları baskılama ve bu konuda kamuoyu oluşturma planları peşindedir. CHP üyelerinin önüne yangından mal kaçırırcasına ve alelacele aday belirleme açmazı, tercih ikilemi konulmasının başka açıklaması yoktur.

Açlık edebiyatına şu sıralar sıkça başvuran CHP yöneticilerine acı bir hatırlatma daha yapalım:

İstanbul başta olmak üzere Ankara, İzmir ve Adana gibi mega kentler; hizmete açtır, hizmete susamıştır. Mesela Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul'da kentsel dönüşüme girmesi veya güçlendirilmesi gereken yüzbinlerce bina için “acil eylem planı” bile yoktur. İstanbul’u deprem gerçeğine hazırlamak noktasında umursamaz davranan İmamoğlu’nun, komşumuz Yunanistan’daki Santorini halkı kadar bile duyarlılığı kalmamıştır.  Ona göre Cumhurbaşkanlığı adaylığını kotarmak; İstanbul’un dağlar misali yığılmış ve volkan gibi patlayabilecek sorunlarından da, depreme hazırlık yapılması mecburiyetinden de daha acildir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kongrelerimizde dayanışmayı yücelttik Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kongrelerimizde dayanışmayı yücelttik

“İmamoğlu, CHP üyelerinden desturu alırsa prematüre bir Cumhurbaşkanı adayı olacaktır”

İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı hırsının tsunami dalgaları, boyunu aşmakla kalmamış; İstanbul halkının güvenliğini, esenliğini ve sağlığını çoktan tehdit etmeye başlamıştır. O; görev ve sorumluluklarını yerine getirme azminde bir belediye başkanı değil, Cumhurbaşkanlığı adaylığı aşkıyla yanıp tutuşan tutkulu bir siyasi meczuptur.

Ayrıca İmamoğlu, CHP üyelerinden desturu alırsa prematüre bir Cumhurbaşkanı adayı olacaktır. Doğuma ve seçime daha yıllar varken, bu zamansız “yavru”nun vaktinden evvel tevellüdü, CHP için hayra alamet olmayacaktır. CHP, bu hilkat garibesi alametin duçar olacağı bir dizi sakatlık ve organ yetmezliği illetleriyle boğuşmak zorunda kalacaktır.

Prematüre alamet; hasbelkader kuvözden çıkabilirse sağa sola horozlanacak, bu kez de vakitsiz öttüğü için millet gagasını kesecektir. Velhasıl, erken doğum CHP’ye erken seçim değil, erken hüsran getirecektir. Bu meseleyi bir de millete sormak lazımdır. Bu adamda Cumhurbaşkanlığı yapacak hassa, liyakat, ehliyet ve birikim var mıdır? Eminiz bu soruya büyük çoğunluk olumsuz cevap verecektir.

“Özgür Özel’in işi zor”

Acemi jokey Özgür Özel’in işi zordur. Özel, CHP’deki borç batağını ve vakitsiz aday seçimi yangınını hiçbir hamleyle örtemeyecektir. Rekabet edemediği Cumhur İttifakına galebe çalmanın yolunu hakaret, küfür, iftira ve yalan isnatlarda aramak; CHP’ye yarar getirmeyecektir.

“CHP, önce batık belediyelerinin SGK’ya olan milyarlarca liralık borcunu ödemeli”

Özgür Özel’in; disiplinsizlikleri yüzünden Türk Silahlı Kuvvetleri’nden uzaklaştırılan teğmenlerin bütün masraflarını, tazminatlarını karşılayacaklarını açıklaması ise millet nezdinde bir anlam ifade etmemektedir. CHP, önce batık belediyelerinin SGK’ya olan milyarlarca liralık borcunu ödemelidir.

Zira o paralarda 16,5 milyon emeklinin hakkı vardır. Özgür Özel’in ve öteki CHP sözcülerinin; politik rekabette öne geçmenin çaresini dilini, üslubunu ve tutumunu sertleştirip seviyeyi büsbütün düşürmekte bulması beyhudedir. Hele siyasi mücadeleyi savaş söylemine dönüştürmek; aczin, yetersizliğin, çaresizliğin işaretidir. Aynı zamanda engellenemeyen garezin, kinin ve nefretin dışavurumudur.

Maalesef; iktidarı bahane ederek her hadiseden, her meseleden devlete düşmanlık çıkarmak sol zihniyetin siyasi geleneğidir.  İktidarla devleti birbirine karıştıran, politikayı hangisine dönük yapacağını bir türlü kestiremeyen isyankâr, uyumsuz ve şaşkın kafa yapısı, sol anlayışın ayırt edici özelliğidir.  Ya başını CHP’nin çektiği muhalefetin safına geçip akıl tutulmasında kaybolan, delilik nöbetlerinde yiten sözde milliyetçiler güruhuna ne demelidir? Bunlar, yakın geçmişte CHP’ye ve ünlü altılı masaya verdikleri ilkesiz, kemiksiz hizmetlerin utancında boğulurken bile MHP ve Cumhur İttifakı aleyhtarlığından vazgeçememişlerdir.

Gözlerimizin önünde sahnelenen bu sefil senaryonun teması, muazzam bir politik soysuzlaşma ve kendini inkâr faciasıdır. Halka mal olmuş sanatçı Ali Ercan’ın bir türküsünde dillendirdiği “Annene bak gör hâlini.” sözünden yola çıkarak biz de CHP’nin kuyruğunda sallanan, bölük pörçük olmuş, derbeder ve sözüm ona milliyetçi taifeye şu sloganla sesleniyoruz. “Ablana bak gör hâlini.”

Kaynak: Haber Merkezi