Öztürk, ismini paylaşmadığı bu teğmen hakkında yazılan yanlış bilgilere de açıklık getirirken o teğmenin söz onuşu olaylarla ilgili açıklamalarını da aktardı. Buna göre o yeminin yazarı teğmen, “Önemli olan o andı kimin yazdırdığıdır. Ne bundan önceki teğmenlerin ne bugünkülerin ne de yarın teğmen çıkacakların kalbinden de zihninden de iki şeyi söküp atamazsınız: 1- Mustafa Kemal Atatürk sevgisi, 2- Canı pahasına ülkeye hizmet” dedi.

Öztürk, ayrıca Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şu çağrı yapıldığını aktardı:

“Dedesi yaşında olduğunuz bu genç teğmenlerin temsilcilerini Cumhurbaşkanlığına davet edip onları dinlemeniz, bu andı önümüzdeki yıldan itibaren tekrar yapılması için ilgilere talimat vermeniz, hem ülkemizin teminatı genç teğmenlerimiz hem de endişe içindeki bu kahraman vatan evlatlarının ailelerinin kalplerini sonsuza dek kazanacaktır.”

Öztürk, o andın yazım hikâyesini köşesinde şöyle anlatıyor:

“Söz konusu ant, ilk defa 1995 yılı KHO mezuniyetinde devre birincisi tarafından bizzat hazırlanan konuşma metninin sonuna eklenmek suretiyle, tören sırasında tüm devre arkadaşları tarafından hep birlikte okunmuş. Devre birincisinin konuşmasına, o andın nasıl girdiğini anlatayım: TÖRENDEN ÖNCE 30 Ağustos’ta yapılacak tören hazırlıklarından 20 gün önce Ankara’ya gelen devre birincisi, özgün bir konuşma metni hazırlamıştı. Bu sırada Ankara’da olan ve kalemi güçlü diğer bir devre arkadaşı ile birlikte bir de ant kaleme aldılar. Genç teğmenlerin ülkeleri uğruna hayatlarını feda edecekleri mesleklerine başlamadan önce, “Son kez ancak bu sözlerle yemin ederek meslek hayatlarına başlamaları gerekir” düşüncesiyle, andı konuşma metninin sonuna ekledi. Tören sonrası bu ant, komuta kademesi ve devlet protokolü tarafından uygun görüldü ve sonraki yıllarda da her törende tekrar edildi. Dönemin Cumhurbaşkanı huzurunda ve ona hitaben yapılan törenin tüm safhaları Cumhurbaşkanlığı tarafından uygun görüldüğündendir ki yıllarca aynı şekliyle devam etti. Bugün, andı “korsan” olarak değerlendirenler, o andın Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde de bir yıl öncesine kadar okunduğunu unutmamalı."

Saygı Öztürk, yemini yazan teğmen hakkında da şu bilgileri verdi:

“1973 yılında Milli Mücadele’nin başladığı şehir Samsun’da doğdu. İlk ve ortaokulu birincilikle bitirdi. Diğer bazı liselerin sınavlarını da kazanmasına rağmen gönlündeki mesleği uğruna 14 yaşında askeri liseye girdi, 312 öğrenci arasından birincilikle mezun oldu. 18 yaşında Kara Harp Okulu’na başladı. İki Harbiyeliden ancak birinin mezun olabildiği zorlu bir eğitim döneminden sonra 658 Harbiyeli arasından devre birincisi olarak mezun oldu.

17 YIL Sınıfını “Piyade” olarak bizzat kendi seçti. Teğmen olduktan sonra ilk ve kalbindeki tek görev yeri olan Özel Kuvvetlere katıldı. Askerlik hayatının neredeyse tamamını savaş meydanlarında geçiren Mustafa Kemal gibi, bu askerin de tüm meslek hayatı terörle mücadele ile geçti. Görev yaptığı süre içerisinde bölgede icra edilen tüm yurt içi ve yurt dışı harekâtlara katıldı. Teğmenliğinden binbaşılığına kadar tim komutanı olarak görev yaptı. 2008’de Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen Güneş Harekatı’nda bir bölük askerin hayatını kurtaran taburda görev yaptı. Irak’ın kuzeyinde yapılan operasyonlarda, günümüzde tugayların bulunduğu bölgelerde sadece yarım tim kadar personelle görev yaptı. Birliğine ilk katılışından 17 yıl sonra, 2013 yılında (tarihe dikkat ediniz), Casusluk Davası’nın mağduru olduğu gerekçesiyle çok sevdiği birliğinden tayin edildi. Atandığı Komando Tabur Komutanlığı görevini üç yıl şerefle yaptı.

Yaklaşık bir buçuk yıl 2000 rakımdaki üs bölgesinde görev yaptı. Buradaki tecrübeleri sonrası terörle mücadelede asker ile eğitimcilerin ortaklaşa çalışmadığı sürece mücadelenin başarıya ulaşamayacağını anladı. 2016 yılındaki darbe girişimi sonrası Özel Kuvvetler Komutanlığı’na döndü. İki yıl sonra da Komando Tugay Komutanlığı’na Alay Komutanı olarak atandı. 2019 yılı sonunda, yeni sistemdeki kurmaylık sınavını da kazandı. Ancak Suriye’de üçüncü harekat kapsamında sınırda görevli olduğu için eğitime katılamadı. Daha sonra ise emekliliğe karar verdi. Arkadaşları, öğrencilik yıllarından itibaren O’nun geleceğin Genelkurmay Başkanı olacağına adeta kesin gözüyle bakıyordu. Ama o albaylıktan sonra kendi isteğiyle emekliye ayrıldı.”

Antalya’da okullar yarın tatil edildi Antalya’da okullar yarın tatil edildi

Kaynak: Haber Merkezi