Resmi rakamlara göre 53 bin 537 kişinin hayatını kaybettiği 6 Şubat depremlerinin kayıpları, aileleri tarafından aranmaya devam ediyor. Kardeşi Merve Ateş’i sağ bir şekilde enkazdan çıkararak ambulansa teslim eden İlknur Karaca, “Biz devletten daha çok çalıştık. Bu yüzden vicdanım rahat” dedi.
26 yaşındaki Merve Ateş, 6 Şubat depremlerine anne ve babasıyla birlikte yaşadığı İskenderun’daki evlerinde yakalandı. Depremde enkaz altında kalan Ateş, bilinci açık bir şekilde enkazdan çıkarıldı. Depremde annesi ve babasının vefat ettiğini söyleyen abla İlknur Karaca, “Merve’nin sesini duyduk. Onu kendi imkanlarımızla çıkarttık. Merve çıktığında sol bacağı yaralıydı, ama bilinci açıktı. Deprem anını anlatabilecek durumdaydı” dedi.
Merve’nin ilk olarak İskenderun SSK Hastanesi’nin acil servisine götürüldüğünü aktaran Karaca, şunları anlattı: “Merve’nin ilk müdahalesi Doktor Ergün Kaya tarafından yapıldı. Aynı gün 6-7 saat boyunca gözetim altında kaldı. Akşam saat 17.00’ye kadar gözetim altında kaldı. 17.00’de doktor bey, bacağından ameliyat olması için hayati riski olmadığını, o yüzden onu bu kadar beklettiğini ve acil durum vakalarını daha önce gönderdiğini söyledi.
Merve’yi 6 Şubat akşamı saat 17.00’de Mersin Yenişehir Hastanesi'ne sevk edilmek üzere ambulansa teslim ettik. Ambulansta şoför ve hemşireler bizi refakatçi olarak kabul etmediler. Hastamızı 112’den bulabileceğimizi söylediler.
“Annemle babamı defnederken, Merve’nin Mersin Yenişehir Hastanesi’ne giriş yapmadığını öğrendik”
Daha sonra biz annemle babamın defin işleriyle uğraşırken, orada bulunan hemşire kuzenime Merve’yi karşılamasını söyledik. Biz de defin işimiz bittikten sonra Merve’nin yanına gidecektik. Annemle babamı defnederken, Merve’nin hiçbir şekilde Mersin Yenişehir Hastanesi’ne giriş yapmadığını öğrendik.”
Onları refakatçi olarak kabul etmeyen doktorun, Merve’nin helikoptere teslim edileceğini söylediğini kaydeden Karaca, “Yağıştan dolayı helikopter iniş yapamamış. Bunu Doktor Ergün Kaya söyledi. Helikopter iniş yapamayacağı için Merve İskenderun SSK Hastanesi’ne geri getirilmiş. Biz o sırada yanında değildik. Doktor, Merve’yi İskenderun SSK’ya döndükten sonra Mersin Yenişehir Hastanesi’ne tekrar sevk ettiğini söyledi” ifadelerini kullandı.
“Ambulansların, uçuşların kayıtları yok”
Adana gişelerine bakılması, o gün görevli ambulansların tespit edilmesi ve personellerin ifadesinin alınması taleplerinde bulunduklarını söyleyen Karaca, “Ambulansların hiçbiri kayıt tutmamış. 2 tane uçuş gerçekleşmiş, onlar bile kayıt tutmamış” dedi.
“Cumhurbaşkanına derdimizi anlattık”
AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın kendileriyle ilgileneceğini söyledikten sonra sadece Mersin Yenişehir Hastanesi’ne baktığını açıklayan Karaca, olanları şöyle anlattı: “Cumhurbaşkanımız Hatay’a geldiğinde kız kardeşim otobüsünün önüne atladı. Daha sonra arabaya alınan kardeşim, Merve’nin kayıp olduğunu anlattı. Cumhurbaşkanı, Merve’nin tüm bilgilerini asistanına yazdırdı.
“AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, sadece Mersin Yenişehir Hastanesi’ne baktı”
Birkaç gün sonra AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman bizi arayarak konuyla ilgileneceğini söyledi. Hüseyin Bey sadece Mersin Yenişehir Hastanesi’ne baktı. Biz o hastanenin zaten altını üstünü getirdik. Biz 81 il genelinde haber almak ve hastane kayıtlarının araştırılmasını istemiştik. Daha sonra Hüseyin Bey aramalarımıza dönüş yapmadı. Sadece Merve’nin Mersin Yenişehir Hastanesi’ne giriş yapmadığını söyledi ve konuyu bitirdi.”
“Televizyon programlarına deprem kayıplarının ailelerinin çıkması yasak”
Müge Anlı ve Esra Erol gibi kayıpların arandığı programlarda stüdyoda yayına katılamadıklarını ifade eden Karaca, “Sadece Müge Anlı ile uzaktan yayın yaptık. Stüdyoya çıkmamız yasaktı. Menajerler bana ellerinde kanıt olmadığından dolayı bizi stüdyoya alamayacaklarını söylediler. Televizyon programlarına deprem kayıplarının ailelerinin çıkması yasak. Eğer çıkabilmiş olsaydık belki de şimdiye kadar hiç kayıp olmayacaktı” diye konuştu.
“Devletten daha çok çalıştık”
Karaca, “Ben kardeşimi ambulansa sağ teslim ettim. Şikayetlerim, MOBESE kayıtlarına ilişkin talebim mevcut. Biz devletten daha çok çalıştık. Bu yüzden vicdanım çok rahat” dedi.
Mersin’deki hastanenin kapasitesi dolu olduğu için Merve’nin alınmadığı ihtimaline değinen Karaca, “Öyle bir durumda en yakın yer olarak Adana’ya gönderilir. Oraya da gittim, başhekimliğe kadar çıktım, oraya gelen depremzedelerin fotoğraflarına baktım. Adana’da da bana Merve’nin fotoğrafını gördüklerini ama kardeşimin orada hastaneye hiçbir zaman giriş yapmadığını söylediler. Konya, Ankara, İstanbul’da tarama yaptık. Hiçbir kayda ulaşamadık” şeklinde konuştu. Karaca, “Ben böyle bir şey olacağını bilseydim kardeşimi asla teslim etmezdim, kendim götürürdüm” diye ekledi.
“Artık ümitlerim tükendi”
Çok fazla programa katılarak sesini duyurduğunu belirten Karaca, şu ifadeleri kullandı: “Merve’nin fotoğrafını görmeyen yoktur diye düşünüyorum. Dile kolay, 16 ay. Bir insandan bir haber, bir iz çıkmaz mı? Artık ümitlerim tükendi. Artık istediğim şey yarı yarıya. Kardeşimin yüzde elli yaşadığını, yüzde elli öldüğünü düşünüyorum. Ölü ya da diri, ben kardeşimi istiyorum. En azından öldüyse bir mezar taşı olsun, duasını okuyabilelim. Biz neyin duasını eder hale geldik? Bize bunu yaşatmaları hak değil. Biz de Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz. Biz bu kadar güçsüz olamayız. Bir depremde bunu yaşadıysak, bir savaş olsa kurtuluşumuzun imkanı yok. O kadar güvencesiz bir yerde yaşıyoruz.”
‘Organ mafyası’ iddiaları
Deprem kayıplarıyla ilgili sık sık dile getirilen ‘organ mafyası’ iddialarına ilişkin de görüşlerini aktaran Karaca, “Bu konu başkaları tarafından açılır gibi oldu ama üstü kapatıldı. Adana’da İncirlik Üssü’nden birçok depremzedenin dışarı götürüldüğüne dair duyumlar aldım. Ama nereye götürüldüklerini bilmiyorum” dedi.
