Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılı verilerine göre, dünya çapında 2,3 milyon kadına meme kanseri teşhisi konuluyor. Uzmanlar, meme kanserinde erken teşhisin önemine vurgu yaparken 40 yaşın üzerindeki kişilerin mamografi taraması yapması gerektiğine işaret ediyor.
Kadınlarda en sık görülen kanser türünün meme kanseri olduğuna işaret eden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Saadettin Kılıçkap, her 7 kadından birinin meme kanseri olduğunu söyledi. Meme kanserinde erken tanının hayat kurtardığına vurgu yapan Kılıçkap, ailede birden fazla meme kanseri olan bireylerin taranması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Sadettin Kılıçkap, meme kanserinin korkulacak bir hastalık olmadığını, yeni tedavi seçenekleri ile yüksek başarı elde edildiğini söyledi.
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Saadettin Kılıçkap, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla merak edilen soruları Elips Haber’e yanıtladı:
Meme kanseri nedir?
"Meme kanseri, meme dokusundan köken alan hücrelerin genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle hasarlı bir hücre olarak kontrolsüz ve aşırı miktarda çoğalması sonucunda oluşan bir hastalıktır. Hastalık erken evrede memeye sınırlı olarak kalırken, bazen kemik, akciğer, karaciğer ve beyin gibi organlara yayılım gösterebilir.
Meme kanserinin belirtileri nedir?
Meme kanserinin en sık görülen belirtisi memede ele gelen kitledir. Bununla birlikte meme başında çekilme ve içe çökme, meme cildinde portakal kabuğu görünümü, meme başında kanlı akıntı, koltuk altında ele gelen kitle gibi lokal belirtilerle kendini belli edebilir. Bununla birlikte eğer uzak organ metastazı gelişmiş ise buna bağlı belirtiler yani kemik ağrısı, patolojik kemik kırığı, nefes darlığı, nörolojik belirtiler, karaciğer büyümesi gibi belirtilerle görülebilir.
“Her 7 kadından biri meme kanseri olacaktır”
Meme kanserinin görülme sıklığı nedir?
Meme kanseri hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilir. Kadınlarda tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen kanser meme kanseridir. Her 7 kadından biri hayatı boyunca meme kanseri olacaktır. Kadınlardaki tüm kanserlerin yüzde 26’sı meme kanseridir. Erkeklerde ise daha az sıklıkta görülebilir. Her 100 meme kanserinden biri erkek kanseridir.
“Meme kanserinin tanısında başlıca kullanılan yöntemler mamografi ve meme ultrasonudur”
Meme Kanserinde tanı nasıl konur?
Meme kanserinin tanısında başlıca kullanılan yöntemler mamografi ve meme ultrasonudur. Bununla birlikte tedavi öncesi evreleme amacıyla tomografi ve PET gibi tetkikler yapılmaktadır. Ancak kesin tanı memedeki kitleden veya uzak metastazdan yapılacak iğne biyopsisinin patolojik olarak incelenmesi sonucunda konmaktadır. Patolojik inceleme sonucunda östrojen reseptörü, progesteron reseptörü, Her2 ve Ki67 gibi faktörlere bakılması elzemdir. Bu faktörlere bakılarak meme kanserinin tipi belirlenir. Başlıca meme kanseri tedavi kararına göre hormon reseptör pozitif, HER2 pozitif ve üçlü negatif gibi alt gruplara ayrılarak değerlendirilir. 35 yaşı altındaki bireylerde ve meme dokusu yoğun olan bireylerde meme MRG iyi bir tanısal yöntem seçeneği olabilir.
“En önemli risk faktörü ailede meme kanseri görülmesidir”
Meme kanserinde risk faktörleri nedir?
En önemli risk faktörü ailede meme kanseri görülmesidir. Özellikle erken yaşta yani 50 yaş ve altında meme kanseri tanısı öyküsü olan hastaların yakınları yüksek risk altındadır. Bununla birlikte erken menarş, geç menopoz, hiç doğum yapmamış olmak, uzun süreli hormon replasman tedavisi almış olmak veya doğum kontrol hapı yani oral kontraseptif kullanmak başlıca risk faktörleri arasında yer almaktadır. Ayrıca obezite, radyasyona maruziyet gibi bazı faktörler de önemli risk faktörleri arasında sayılabilir. Bununla birlikte ailede birden fazla kişide meme kanseri veya yumurtalık kanseri, erkeklerde prostat kanseri gibi kanserli hasta olan bireylerde özellikle genetik geçişli meme kanseri sıklığı daha yüksektir.
“Ailede birden fazla meme kanseri olan bireylerin taranması oldukça önemlidir”
Meme kanseri genetik midir?
Meme kanserinin yüzde 10’u genetik geçişli yani herediter kökenlidir. En iyi bilinen genetik geçiş DNA tamir mekanizması bozukluğu olan yani BRCA 1 ve BRCA 2 mutasyonu olan hastalardır. Özellikle BRCA1 mutasyonu olan kişilerin hayatı boyunca meme kanserine yakalanma sıklığı yüzde 70’tir. Daha düşük sıklıkta olmakla birlikte BRCA2 mutasyonu olan bireylerde de meme kanseri riski yüksektir. BRCA mutasyonu aynı zamanda yumurtalık tümörleri için de önemli bir risk faktörüdür. O nedenle ailede birden fazla meme veya yumurtalık kanseri olan bireylerin meme kanseri açısından taranması oldukça önemlidir. Bununla birlikte TP53, ATM gibi farklı mutasyonlarda da meme kanseri sıklığı artmaktadır.
“Meme kanserinde erken tanı hayat kurtarır”
Meme kanserinde erken tanının önemi nedir?
Kesinlikle evet. Meme kanseri ne kadar erken tanı konabilirse kür sağlamak yani yaşam boyu hastalıktan kurtulmak mümkün olmaktadır. Bugün itibariyle farkındalığın artması ve sağlık hizmetlerine ulaşımın kolaylaşması nedeniyle erken tanı sıklığı son zamanlarda artmaktadır. Bu nedenle ortalama riskli bireylerde 20 yaş ve üzerinde aylık rutin kendi kendine meme muayenesi, her yıl klinikte hekim muayenesi ve 40 yaş üzerinde 2 yılda bir kez mamografi ile tarama yapılması ülkemiz sağlık bakanlığı önerileri olarak yer almaktadır. Yüksek riskli yani aile öyküsü olan bireylerde veya bilinen BRCA mutasyonu olan bireylerde daha erken yaşta taranması önerilmektedir.
“Hastaları genelde 3 farklı gruba ayırarak değerlendirmek gerekiyor”
Meme kanserinde tedavi seçenekleri nelerdir? Günümüzde tedavi ile ilgili son gelişmeler nelerdir?
Meme kanseri tedavisinde hastaları genelde 3 farklı gruba ayırarak değerlendirmek gerekiyor. Hormon pozitif olan meme kanserli hastaların tedavisinde hormonoterapi ile tedavi etmekteyiz. Burada hormonoterapiler yanı sıra adjuvan amaçlı veya metastatik hastalıkta CDK4/6 inhibitörlerini hormonoterapiye ilave etmek standart tedavidir.
HER2 pozitif meme kanserli hastalarda ise kemoterapi yanı sıra trastuzumab, pertuzumab, Trastuzumab Deruxtecan, Trastuzumab emtansin gibi HER2 hedefine yönelik tedavi ajanları ile yüksek başarı oranları elde edilmektedir. Üçlü negatif meme kanserinde ise bazı hastalarda kemoterapiye ilave olarak immunoterapi eklenmesi yarar sağlamaktadır. Ayrıca Sacituzumab Govitecan adlı ilaç yine meme kanseri tedavisinde oldukça yüz güldürücü sonuçlar vermektedir.
“Meme kanseri korkulacak bir hastalık değil, yeni tedavi seçenekleri ile yüksek başarı elde ediliyor”
Meme kanseri konusunda uyarı ve önerileriniz nelerdir?
Hastalarımıza meme kanserinin artık korkulacak bir hastalık olmadığını, yeni tedavi seçenekleri ile oldukça yüksek başarı elde edildiği ve erken tanı ile daha az agresif tedavi seçenekleri ile kür sağlamak ve çok uzun süreli sağkalım elde etmek mümkündür. Artık meme kanseri korkutucu bir hastalıktan ziyade kronik bir hastalık haline gelmesi mümkün olacaktır.
Ailesinde meme kanseri olan bireylerin mutlaka erken dönemde meme kanseri açısından taranması gerekmektedir. Bununla birlikte obezite gibi çevresel faktörler arasında değiştirilebilir faktörlerin ortadan kaldırılması için yaşam tarzı değişiklikleri yapmak oldukça önemlidir.
“40 yaşın üzerinde mamografi taraması yapılması oldukça önemli”
Sizlerin konuya ilişkin eklemek istedikleriniz nelerdir?
Erken tanı hayat kurtarır prensibinden ödün vermeden aylık periyodik meme muayenesi, hekim muayenesi ve 40 yaşın üzerinde mamografi taraması yapılması oldukça önemlidir. Hastalarımızın mutlaka hekim desteği ve önerileri ile hareket etmeleri gerekmektedir."