Haber: Selim Ercan

1 Eylül’de av yasağının bitmesiyle balıkçılar ‘vira bismillah’ dedi ve denizlerde balık avlamaya başladı.  Hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesi sebebi ile deniz suyunun mevsim normallerinden fazla ısınması balık avını olumsuz yönde etkiledi. Balıkçılar, sofraların vazgeçilmezi hamsi için Marmara Denizi’nde ağlarını attı. Yakalanan balıklar,  Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırılarak vatandaşların sofralarına geliyor.

Türkiye’nin merkezinde bulunan Ankara’da deniz bulunmamasına karşın Başkent;  Karadeniz, Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz’in yanı sıra tatlı su balığı tüketen ‘şanslı’ illerin başında geliyor. Dört denizden balık yiyen Ankara’da Marmara hamsisi tezgâhlarda yerini aldı. Ulus’ta bulunan balıkçılar halinde 1970 senesinden bugüne balık satan Sefer Yurttaş, ile av sezonunun açılması ve balık fiyatlarını konuştuk.

“Ankara balık konusunda çok şanslıdır, dört denizden gelen balığı yer”

“Ne balık sata sata ben yoruldum ne de Ankara halkını balığa doyurdum” diyen balıkçı esnafı Sefer Yurttaş,  “Balık avlama yasağı 15 Nisan'da başları 1 Eylül'de biter. Ankara çok şanslıdır balık konusunda. Çünkü Ankara merkezi bir yerdedir. Dört bir yerden Ankara’ya balık gelir. Karadeniz sadece Karadeniz balığı yer. Ege, Ege balığı yer. Marmara, Marmara balığı yer. Akdeniz, Akdeniz balığı yer. Ama Ankara bütün denizlerden gelen balığı yer. Bir de tatlı sulardan çıkan balığı da Ankara yer” dedi.

“Hamsinin kilosu 70 TL’ye düştü”

Balık fiyatları hakkında bilgi veren Yurtdaş, av sezonun bereketli geçmesi temennisinde bulundu. Yurtdaş, “Ulus halinde sabah 80 TL’den başladı hamsinin kilosu şu anda 70 TL’ye düştü. Sardalya ise sabah 50 TL’den başladı, şu anda 35 TL’ye indi. Sardalya’ya Marmara hamsisi diyorlar. Şu anda mevsimi ve doktorla çok faydalı olduğunu söylüyor. Sardalyaya daha fazla rağbet var. Şu an tezgâhlarda sattığımız hamsi Marmara Denizi’nden geldi” diye konuştu.

“Mahalle balıkçıları ile hal arasında 20-30 lira oynar”

Denizlerde avlanan bağlın bol olmasının fiyatlara olumlu yansıyacağına dikkat çeken Yurtdaş,  “Eğer balık bulunursa, avlanırken bolluk yaşanırsa balık fiyatları düşer. Sezon da balıklar az olursa fiyatlar artar. Bunda esnafın kabahati yoktur. Örneğin geçen sene palamutta büyük bir akın vardı. Hem vatandaş yedi hem de esnaf kazandı. Mahalle balıkçıları farklı fiyata satıyor. Mahalle balıkçıları ile hal arasında 20-30 lira oynar. Türkiye’de yerli palamut tane ile satılır. Kilo ile satılmaz. Kilo ile satılan palamut Norveç’ten gelir” bilgisini verdi.

“Buzhane balığı söz konusu değil”

Yurttaş, şöyle devam etti:

“Buzhane balığı söz konusu değil çünkü balık az çıkıyor, çıkan balık ancak vatandaşlara yetiyor. 90’lı yıllarda balık boldu o zamanda balığa herkes ulaşamıyordu. Şimdi Türkiye’de teknoloji ilerledi. Yolar açıldı, 24 saatte yurdun her yerine balık gidebiliyor.  Balık günlük geliyor ve günlük tükeniyor. Depolama maliyeti yüksek olduğundan buzhane olmaz burada.”

Yurttaş, bazı vatandaşların balığın ne zaman ve nereden geldiğini bilmediğini belirterek, “1 Eylül’den itibaren şu balıkların mevsimidir;  Palamut, çinekop, lüfer, mezgit, istavrit, Marmara hamsisi ile sardalya. 15 Ekim’den itibaren de Karadeniz hamsisi avlanmaya başlar. Temennimiz bu av sezonunda balığın bol olması. Balık bol olduğu zaman vatandaş ucuza yer. Türkiye’de şuanda çupra ve levrek üretim balığı” diye konuştu.

“Ne balık sata sata ben yoruldum ne de Ankara halkını balığa doyurdum”

Yenimahalle Toptancı Hali içerisinde yer alan ve yıllar sonra yenilenen balık haline ilişkin de konuşan Yurttaş,  “Yeni halin restore edilmesi lazım. Kaldırımın üzerini boş bırakmışlar. Her iki kenardan da yolu boş bırakmışlar. Vatandaş rahat geçemiyor.  1970’ten beri balık satıyorum. Ne balık sata sata ben yoruldum ne de Ankara halkını balığa doyurdum” dedi.