Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı oturum, TBMM Genel Kurul Salonu'nda yapıldı. Oturum, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un konuşmasıyla açıldı. Kurtulmuş, “Devlet olarak Gazze halkına karşı ortak duruşu sergilemiş dünyadaki ender ülkelerden biriyiz. Filistin halkının sesi olmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Haniye için Fatiha daveti

Kurtulmuş’un konuşmasından sonra TBMM Kürsüsüne çıkan Abbas, Genel Kurulu Fatiha okumaya devet etti:

"Halkım uluslararası adaletten yoksun ve değişmez milli haklarından yoksun olarak İsrail işgaline karşı büyük bir mücadele sürdürüyor. Konuşmama İsrail’in saldırıları ve soykırım suçu nedeniyle şehit olanlara rahmetle başlamak istiyorum. Bunların sonuncusu da İsmail Haniye’ye yönelik işlenen suçtur. Sizleri çok değerli kardeşlerim, Haniye’nin ve şehitlerin ruhuna Fatiha okumaya davet ediyorum.”

Abbas’ın konuşmasından satır başları şöyle;

"Türkiye'nin  UAD'a açılan davaya müdahil olma kararını da kutluyorum"

Sizlere mübarek Filistin'den ve Kudüs'ten geliyorum. Sizlere büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla gelmiş bulunmaktayım. 1841'den bu yana büyük felaketi yaşamış halkımın mesajıyla geliyorum. Halkım, milli haklarına sarılarak işgalci İsrail'in suçlarına karşı büyük bir mücadele yürütmektedir. 

Müsadenizle çok değerli hanımefendiler, beyefendiler konuşmama on binlerce şehidimize rahmetle söze başlamak istiyorum. İsrail'in saldırıları, cinayetleri ve soykırım suçu nedeniyle Gazze'de, Batı Şeria'da ve Kudüs'te şehit olanları anarak başlamak istiyorum. Ve bunların en sonuncusu da lider İsmail Haniye'ye karşı işlenen suç olmuştur. Hepinizi sizleri bu meclis çatısı altında toplanan tüm milletvekillerini, halkımızın adil davasını savunduğunuz için selamlıyorum ve biliyorum ki bu konu bütün ilginizin odağında yer almaktadır ve bu mecliste bununla ilgili tartışmalar yürütmüş bulunmaktasınız. Filistin halkına karşı işlenen tarihi adaletsizliğe ve soykırıma karşı Filistinlilerin yanında yer almaktasınız. Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz.

Öte yandan İsrail'in halkımıza, topraklarımıza ve kutsal topraklarımıza karşı işlediği iğrenç suçları reddeden ve kınayan tüm siyasi partilerini ve sivil kuruluşlarını siyasi tutumlarından dolayı kutluyorum. Yine samimi duyguları ve asil duruşu ile Filistin halkını ve haklı davasını destekleyen kardeş Türk halkına teşekkür ediyorum. Halkımızın, Filistin ve Kudüs için şehit olan Türk halkını unutması mümkün değildir. Özel olarak da Türkiye'nin İsrail'in soykırımı karşısında UAD'a açılan davaya müdahil olma kararını da kutluyorum. Yine aynı şekilde İsrail ile ticareti durdurması, Filistin halkına destek için yapıldı. Bizler, Türkiye'deki kardeşlerimize Kudüs ve Filistin davasını ana meselesi haline getirmiş olduğundan dolayı büyük şekilde güveniyoruz çünkü Filistin davası Türkiye'de ana bir mesele haline gelmiştir. Bu, Türk halkının ahlakının ve politikasının bir göstergesidir.

"Gazze'de bir başka devlet kurulamaz ve Gazzesiz bir Filistin devleti de olamaz"

Sayın Cumhurbaşkanı, hanımefendiler ve beyefendiler, İsrail'in Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'te yürüttüğü soykırımın asıl amacı vatan topraklarımızdan Filistin varlığını söküp atmak ve Filistinlileri bir kez daha tehcir ettirmektedir. 1948'de ve 1967'de olduğu gibi aynı trajediyi tekrardan yaşatmak istiyorlar ama bu asla olmayacaktır. 

Ne yaparlarsa yapsınlar bu asla gerçekleşmeyecektir. Halkımız vatanına, kutsal toprağına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun oradaki işgalcileri defecektir. 7 Ekim'den bugüne 40 bin Filistinli kadın, çocuk şehit edildi. 10 bin kayıp var, 80 bin yaralı var ancak buna rağmen bizler dik durmaya devam edeceğiz ve topraklarımızdan ayrılmayacağız.

İsrail'in uluslararası hukuka aykırı planlarına karşı çıkan yaklaşımı da takdirle karşılıyoruz. Geçmişte de söyledik, Gazze, Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır.

Gazze'de bir başka devlet kurulamaz ve Gazzesiz bir Filistin devleti de olamaz.  Halkımız yılmayacak ve teslim olmayacaktır. Bizler Gazze'nin tekrar imarını gerçekleştireceğiz ve halkımızın desteğiyle gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devletimizi inşa edeceğiz. Bu ne pahasına olursa olsun.

Kadına şiddete karşı kurulan komisyonunun başkanı erkek oldu Kadına şiddete karşı kurulan komisyonunun başkanı erkek oldu

Ne kadar çok bedelsek ödersek ödeyelim bunu yapacağız ancak katiller ve savaş suçlularına gelince, işledikleri suçlardan dolayı kurtulamayacaklar. Bu işledikleri suçlar da öyle zaman aşımıyla falan düşmez ve bunlar şüphesiz hesaba çekilecektir. Bizler burada uluslararası kuruluşlarla işbirliğine devam edeceğiz.

Tbmm Mahmut Abbas Oturum

"Barış ve güvenliğe giden yol Filistin'de başlar, Filistin'de biter"

Hanımefendi ve beyefendi kardeşlerimiz, halkımız yüz yılı aşkındır devam eden destansı kararlılığı ve direnişiyle sadece ana vatanı Filistin'i ulusal, siyasi, dini ve tarihi kimlik ve haklarını savunmakla kalmıyor aynı zamanda tüm bölgeye egemen olmak isteyen siyonist harekete karşı islam ümmetini savunmak adına ön saflarda yer almaktadır.  Onlara müsade etmeyeceğiz. Kardeşlerim; hepimiz çok iyi biliyoruz ki Kudüs bizde de olduğu gibi sizlerin de kalbinde tarih boyunca özel bir yere sahiptir. Kudüs konusunda hiçbir şekilde taviz vermemiz mümkün değildir. Yüz milyonlarca insanın da kalbinde Kudüs-ü Şerif aynı konuma sahiptir. Kudüs ilk kıblemiz, Mescid-i Aksa ilk kıblemiz.

Hz. Muhammed (S.A.V.) İsra gecesini yaşadığı tacın mücevheridir. Hz. İsa'nın doğup göğe yükseldiği yerdir. Sizler ve bizim için kırmızı çizgidir. Filistin toprağının bir zerresini ve bir taşını gözden çıkaran ne bizdendir ne de sizdendir. Burası bizlere dinin ve tarihin emanetidir.  Bizler sevgili peygamberimize diyoruz ki; bize bıraktığınız emanet halkımızın asla taviz vermeyeceği bir emanettir ve sizin İsra gecesi peygamberlere imanlık yaparak namaz kıldığınız Kudüs ne pahasına olursa olsun gözümüzde ve gönlümüzde kalacaktır ve vereceğimiz bedel ne olursa olsun.

Saldırılar, hakaretler hiçbir sonuç vermeyecektir. Oranın camileri bizim camilerimizdir. Çok değerli kardeşlerim, bugünlerde orada ve şurada savaş sonrası diye bir şeyden bahsediyorlar. Bizler diyoruz ki çok açık bir şekilde; Gazze şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs bağımsız Filistin devletini oluşturan tek bir meşru ülke tarafından yönetilen coğrafi bütünün adıdır. Tek bir meşru hükümetin yönettiği Filistin topraklarıdır ve bu bölge, bu gerçekleşmezse hiçbir şekilde istikrar, sükunet, kalkınma yapılmaz. Eğer bu yapılmazsa işte bu şiddet sarmalı devam edecektir ve barış ve güvenliğe giden yol Filistin'de başlar, Filistin'de biter.

"Amerika'daki yahuduilerin yaklaşık yüzde 40'ı İsrail'i suçlu buluyor"

İsrail'in barbar saldırına karşı mücadelemiz gerçekte tüm dünya kıtalarında adaletsizliğe karşı duran insanları da harekete geçirmiştir. Ve insanlar yüksek sesle İsrail'i kınamaktadırlar. Ve ırkçı suçları da kınamaktadırlar. Burada metnin dışına çıkarak net bir şey söylemek istiyorum; Amerika'daki yahuduilerin yaklaşık yüzde 40'ı İsrail'i suçlu görmektedir. İnsanlık ırkçı ayrıma karşı, düşmanlığa karşı dik duruş gösteriyor ve böyle bir durumda İsrail'in yapmakta olduğu işkencelere karşı uluslararası kuruluşlar sessiz kalamazlar ve burada herkesin bizimle birlikte hareket ederek bu engellerin bir an önce durdurulması için reaksiyon gösterilmelidir.

Bizler, ülkemizin birliği için samimi bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Kendi aramızda ulusal uzlaşı konusunda görüşmelerimiz devam ediyor ve ulusal uzlaşıyı ne kadar hızlı bir şekilde tahsil edersek zafere de o kadar hızlı bir şekilde ulaşabiliriz. Türkiye hastanelerinde yaralıları kabul etti ve sokaklarında dayanışma gösterilerinde bulundu. Türk kardeşlerimiz her alanda varlık göstererek bizim yanımızda yer aldılar. 

"Benim hayatım Gazze'deki hiçbir çocuğun hayatından değerli değil"

Filistin devleti Batı Şeria'dan da, Kudüs'ten ve Gazze'den de sorumludur ve Kudüs-ü Şerif onun ebedi başkentidir.  Filistin halkı tüm kesimleri ve partileri ve gruplarıyla, İsrail işgalinin bir karış toprakta dahi Gazze'de varlık göstermesini kabul etmez, etmeyiz. Bizim önceliğimiz bugün İsrail saldırganlığının bedeli ne olursa olsun durdurulması ve insani yardımların devam etmesi ki bu çok önemli. 1948 ve 1967'de olduğu gibi Filistinlilerin özellikle topraklarından edilmesine karşıyız.

İsrail'in sadece kısmi çözümlere yönelmesi doğru değildir. Gazze tümüyle, hepsiyle, bütün topraklarıyla bizimdir ve bizler hiçbir şekilde topraklarımızı bir karış dahi olsa parçalayan hiçbir çözüme eyvallah demiyoruz.  Tüm dünyaya buradan duyurmak istiyorum. Filistin liderliğindeki tüm kardeşlerimle Gazze'ye gideceğim. Bütün gücümle bunu gerçekleştireceğim. Ya zafer ya şehadet! Sınır tanımayan düşmanlığa karşı, canımdan olsam bile gideceğim. Benim hayatım Gazze'deki hiçbir çocuğun hayatından değerli değil.

Bizler, islamın hükmünü uyguluyoruz. Ya zafer ya şehadet! Düşmanlığı bitirmek ve işgalin gerekçelerini ortadan kaldırmak için amacımız herkes için barış ve istikrarsa bunu yapalım diyoruz. BM’ye de çağrıda bulunuyorum. Uygulanmayan 80 kararı veren BM genel kuruluna da çağrıda bulunuyorum. Benim Gazze’den sonra inşallah Kudüs-ü Şerif’e de yöneleceğimi bildirmek istiyorum. Ebedi başkentimize de gireceğim.

"Meşru hakkımıza ve kutsal mekanlarımız bağlıyız"

Değerli kardeşlerim bizler gece gündüz Filistin devletinin daha fazla tanınması için çalışıyoruz. Şimdiye kadar 149 devlet Filistin’i tanıdı. Biz bunu devam ettireceğiz. 2012 yılında bizler gözlemci üye sıfatını genel kurulda çıkarmayı başardık. O zaman 6719 sayılı kanunla verilmişti. O sırada bile ABD bunu gerçekleştirmemek için elinden geleni yapmıştı.

Bizim siyasi, hukuki ve diplomatik mücadelemiz halk direnişimizin yanında devam edecektir. İşgal bitinceye kadar yolumuza devam edeceğiz.

Sayın Cumhurbaşkanı, değerli kardeşlerim UAD’a gitmek için BM’de ve dünya başkentlerinde iki yıl çalıştık ve genel kurulun 30 Aralık 2022’de A-77400 sayılı kararını elde edebildik. Bu kararla ırkçılık ve İsrail’in saldırı ve suçlarının hukuki sonuçları adalet divanına soruldu. Artık dünya yavaş yavaş adaletin, hakkın, zulmün ne anlama geldiğini anlıyorlar. İnşallah bizler Amerika’yı Filistin devletini tanımaya mecbur bırakıncaya kadar devam edeceğiz.

Son olarak şunu söylemek istiyorum, mücadeleci sabırlı ve direnen Filistin halkımız adına bizler ulusal kimliğimize meşru hakkımıza ve kutsal mekanlarımız bağlıyız. Bağımsızlık ve özgürlüğü er ya da geç gerçekleştireceğiz.

İşgal gidecektir, işgal son bulacaktır. Filistin özgür ve ebedi kalacaktır! Şan ve ebediyet masum şehitlerimizdir! Yaşasın Filistin-Türkiye kardeşliği. Teşekkürler Türkiye, teşekkürler kardeş halkı. Filistin halkına ve haklı davasına Sayın Recep Tayyip Erdoğan destek verdiğiniz için.

Muhabir: Şevval Dalgıç