Paris’in Seine Nehri kıyısında yer alan Louvre Müzesi’nin içerisinde 350 binden fazla eser bulunuyor. Doğu Avrupa, Batı Avrupa, Mısır, Kraliyet Bahçeleri ve Cam Piramit gibi çeşitli bölümlerden oluşan müze, Fransız İhtilali’nden sonra açılan ilk müze olmasıyla da dikkat çekiyor. Dünyanın en önemli sanatçılarının ikonik eserlerinin yer aldığı Louvre Müzesi’nde mutlaka görmeniz gereken eserler:
Leonardo da Vinci, “Mona Lisa”; 1503
1500’lü yılların başında Leonardo da Vinci tarafından resmedilen “Mona Lisa”, dünyanın en ünlü tablosu olabilir. Sanatçının tamamladığı ender eserlerden olan “Mona Lisa”, 1797 yılından beri Louvre Müzesi’nin himayesinde bulunuyor. Fransa’nın ulusal miras listesinde de yer alan eserde resmedilen kadının ise Floransalı bir tüccarın eşi olan Lisa Gherardini olduğuna inanılıyor. 1911 yılında bir müze çalışanı tarafından çalınmasının ardından kült statüsünü güçlendiren eserin incelenmeyen tek noktası kalmamış olsa bile, gizemli havası etkisini hiç kaybetmiyor.
Eugène Delacroix, “Liberty Leading the People” (Halka Yol Gösteren Özgürlük); 1830
Eugène Delacroix’nın 1830’da gerçekleşen Temmuz İhtilali’ni ölümsüzleştirmek için yaptığı tablosu “Liberty Leading the People”, Louvre’un sahip olduğu en değerli eserlerden biri. Fransa’daki Bourbon Hanedanı’nın hakimiyetini sona erdiren 3 günlük halk ayaklanmasını konu alan eser, yaşananların katı gerçekliği ile Delocroix’nin romantik tarzını mükemmel bir biçimde buluşturuyor. Amerika’daki Özgürlük Heykeli’nden Coldplay’in albüm kapağına kadar pek çok şeye ilham veren eser, 1874 yılından beri Louvre Müzesi’nde sergileniyor.
“Winged Victory of Samothrace” (Semadirek Kanatlı Zaferi); MÖ 190
“The Nike of Samothrace” olarak da bilinen bu heykel, Yunan mitolojisinde yer alan Zafer Tanrısı Nike’i tasvir eder ve zafer ile gücün sembolü olarak betimlenir. Milattan önce 1. ve 3. yüzyıllar arasında yapıldığı tahmin edilen heykel, Helenistik Dönem’in en başarılı örneklerinden biri olarak kabul edilir. 1863 yılında Kuzey Ege’de yer alan küçük bir adada keşfedilen eser, 1884 yılından beri Louvre Müzesi’nin koleksiyonunda yer alıyor. Heykelin orijini kesin olarak bilinmese de kullanılan mermerden üzerindeki çizimlere kadar pek çok ayrıntı heykelin Rodoslu bir sanatçı tarafından yaratıldığının sinyallerini veriyor.
Edme-François-Étienne Gois, “Corinne”; 1836
Ünlü ressam Edme-François-Étienne Gois’in Louvre Müzesi’nde sergilenen “Corinne” adlı eseri, neoklasik dönemin önemli örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Antik Yunan ve Roma sanatına duyulan ilgiyi yansıtarak bir kadın figürünü merkezine alan “Corinne” heykeli, kadının zarif duruşu ve klasik tarzda giyim kuşamıyla dikkat çekiyor. Heykel, neoklasik sanatın özelliklerini taşıyan bir kompozisyon ile estetik değeri yüksek bir eser olarak Louvre’un zengin koleksiyonunda yerini koruyor.
Paolo Veronese, “The Wedding at Cana” (Kana’da Düğün); 1562 – 1563
Veronese’nin en ünlü eseri olan “The Wedding at Cana”, İncil’deki Eski Ahit’ten bir hikâyeyi anlatıyor. Venedik’teki bir manastır tarafından özel olarak yaptırılan “The Wedding at Cana”, İsa’nın suyu, şaraba çevirmesi yani ilk mucizesini konu alıyor. 6,77 m x 9,9 m’lik boyutları ile Louvre’daki en büyük tablo olan eser, ironik bir biçimde, oldukça küçük ölçülere sahip “Mona Lisa” karşısında asılı. 127 kişinin yer aldığı tabloda Osmanlı İmparatoru Kanuni Sultan Süleyman ve Kutsal Roma İmparatoru 5. Karl gibi ikonik figürler bir arada bulunuyor.
“Diane de Gabies” (Gabii’nin Diana); 1792
Yunan heykel sanatının öne çıkan eserlerinden biri olan ve ünlü Louvre Müzesi’nde sergilenen “Diana of Gabii” heykeli, Artemis (Diana) olarak da bilinen avcılık ve doğa tanrıçasını tasvir ediyor. Antik dönem Yunanistan’ın klasik tarzını yansıtarak mükemmel anatomik detaylarla bezeli heykel, zarif bir duruşla oyulmuştur. Heykelde, Diana’nın sağ elindeki yay ve sol elindeki ağ, onun avcılıkla ilişkilendirilmesini vurguluyor. Eser, antik dönem sanatının estetik değerini ve ustalığını günümüze taşıyan önemli bir örnek olarak Louvre’un zengin koleksiyonunda yer alıyor.