Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, medya kuruluşlarının Genel Yayın Yönetmenleriyle iftar yemeğinde bir araya geldi. İstanbul'da düzenlenen programa Demirören TV Grup Başkanı Murat Yancı, DHA Genel Müdürü Cemal Coşkun, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir, Posta Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Emre İskeçeli, Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Onur Tan ile çeşitli yayın kuruluşlarının üst düzey yöneticileri katıldı. Programda konuşan Kurtulmuş, medya kuruluşlarının temsilcilerinin gündeme dair sorularını da yanıtladı.

“Dünyamız zor ve kırılgan bir dönemden geçiyor”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, " Dünyamız zor ve kırılgan bir dönemden geçiyor. Tabi biz de Türkiye olarak, dünyanın en problemli coğrafyasında yaşıyoruz. Ama çok şükür bu önemli geçiş döneminde, eski dönemlerle kıyaslanmayacak kadar hazırlıklıyız ve Türkiye daha donanımlı bir şekilde bu sürece dahil olmuştur. Ümit ederim ki, yeni dönemin ortaya çıkardığı bu gelişmeler, bizlere Türkiye için önemli fırsatları getirsin ve bunlardan yararlanabilmek mümkün olsun. Dünyanın yeni bir düzene doğru evrilmekte olduğu çok açıktır. Sadece son gelişmelerle birlikte değil, uzunca bir süredir artık tek kutuplu dünya sisteminin cari olmayacağı, dünyada yeni birtakım güç merkezlerinin, yeni birtakım güç denklemlerinin ortaya çıkacağı aşikardı. Doğal olarak çok daha fazla gerilim, çok daha fazla çatışma, çok daha fazla problemin olduğu olaylarla karşılaşmamıza, dünyanın her bölgesinde hemen hemen büyük sorunların ortaya çıkmasına vesile oldu" dedi.

“Sorunların karşılıklı rızayla çözülmesini prensip olarak kabul ediyoruz”

Numan Kurtulmuş, "Türkiye olarak şimdiye kadar karşılaştığımız sorunların tamamında; başta Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail'in 1.5 yılı aşkın bir süredir Filistin'de sürdürdüğü soykırım olmak üzere bölgemizdeki ve dünyadaki sorunlara, en zor şartlarda dahi, diplomasi yoluyla, müzakere yoluyla çözüm üretmeye gayret ettik. Sorunların karşılıklı rızayla çözülmesini prensip olarak kabul ediyoruz ve hep böyle davrandık. Rusya-Ukrayna meselesindeki tavrımız da budur. Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü başından itibaren savunduk. Rusya-Ukrayna arasında kalıcı, adil, her iki tarafın da rıza göstereceği bir barışı savunduk. Aynı şekilde İsrail'in saldırganlığı karşısında hep uluslararası hukuka, uluslararası hukukun Filistin halkına vermiş olduğu haklara referans vererek, çözümün uluslararası hukuk çerçevesinde olması gerektiğini savunduk. Bu pozisyonumuz Türkiye'yi birçok konuda haklı noktaya getirmiştir. Bundan sonraki süreçte de bu tavrımızdan, yani ilkeli, müzakereye dayalı dış politika yaklaşımımızdan vazgeçmeden bölgesel ve küresel sorunların çözümüne katkı sunmaya inşallah gayret edeceğiz" dedi.

“Türkiye bu belayı tarihin çöplüğüne atmış olacak”

Terörsüz Türkiye hedefiyle ilgili konuşan Kurtulmuş, "40 yıldır başımıza bela olan, 40 bini aşkın insanımızın hayattan koparılmasına neden olan terör belasının Türkiye'nin gündeminden kaldırılması, hatta Orta Doğu'nun gündeminden kaldırılması ve Türkiye'de birliğin, beraberliğin, iç kalenin tahkim edilmesiyle birlikte geniş coğrafyamızda da birlik ve beraberliğin sağlanması zorunludur, akıl bunu gerektirir. Bunun için de her zaman söylediğimiz şey, bir eli silahta, bir eli sandıkta olmaz. Terörle irtibatlı bir siyasete, dünyanın hiçbir yerinde müsaade edilmez. Terörsüz Türkiye istikametindeki adımlar atıldı, İmralı'dan çağrı da geldi. PKK'yla irtibatlı, iltisaklı diğer örgütlerin de tamamen silah bırakmasıyla birlikte Türkiye bu belayı tarihin çöplüğüne atmış olacak" dedi.

DEM Parti heyeti, DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’ı ziyaret etti DEM Parti heyeti, DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’ı ziyaret etti

“Türkiye'nin hayrına olacak bir süreç içindeyiz”

Kurtulmuş, "Şunu iftiharla söylemek isterim ki, Türk medyası bu süreçte, terörsüz Türkiye hedefi konusunda, ortak makul bir çizgide durmuştur. Umarım ki, siyaset de ortak makul bir çizgide durur ve bunun bir an evvel sonlandırılması için herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirir. Bu, polemik mevzusu yapılacak bir konu değildir. 40 yıldır verdiğimiz şehitler hepimizin ortak şehidi, acılarımız hepimizin ortak acıları ise bu sorunun çözümüyle birlikte kazanım da milletimizin ortak kazanımı olacaktır. Ümit ediyorum, iç ve dış birtakım tahrik unsurlarının devreye girmesine mani olunacaktır ve bu sürecin provoke edilmesine, bu sürecin zehirlenmesine müsaade edilmeden bir an evvel bütünüyle sonuçlar elde edilecektir. Türkiye'nin hayrına olacak bir süreç içindeyiz. Allah'a çok şükür başaramadıkları şey, 40 yıldır terör örgütlerini kullanmalarına rağmen, halkın arasına Türk-Kürt diye bir ayrım sokamadılar, halkın arasına Alevi-Sünni diye bir ayrım sokamadılar, başka yerlerde yaptıklarını Türkiye'de başaramadılar, bundan sonra da Allah'ın izniyle başaramayacaklardır. Fiilen bu meselenin bitmesiyle birlikte demokratik zeminin de zaten tahkim edileceği, kuvvetleneceği herkesin malumudur, demokratik siyaset yolunun da zaten hepimize, her politik görüşe açık olduğu aşikardır" diye konuştu.

“TBMM, Türkiye'nin bütün sorunlarının çözüm yeridir”

Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili soruları yanıtlayan Numan Kurtulmuş, "Bu sürece kadar, işin başından itibaren aslında mesele açık, şeffaf bir şekilde yürütülmüştür. İmralı'ya giden heyet önce başta aynı heyet, sonra genişleyerek gitti. Bu görüşmeleri yaptıktan sonra önce Meclis Başkanı olarak beni ziyaret ederek başladılar ne yapacaklarını ne konuşacaklarını, nasıl bir yol haritası izleyeceklerini anlattılar, biz de onlara bu konuyla ilgili genel çerçevemizi anlattık. Ondan sonra partileri ziyaret ettiler, şimdi bu hafta içerisinde tekrar partileri ziyaret edecekler. Dolayısıyla İmralı'da ne konuşuldu, neler oldu, bu süreci anlatacaklar. Tabi ki Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye'nin bütün sorunlarının çözüm yeridir. Dolayısıyla mesele, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki siyasi partilerin ortak tavrıyla çözümlenecektir. Gerektiğinde gerektiği zaman biz de devreye girerek bu konuyla ilgili meselenin şeffaf, açık, samimi bir şekilde yürütülmesini sağlayacağız. Sonuçta Meclis de üzerine düşen sorunluluğu yerine getirecek" dedi.

“Türkiye'nin bir anayasa değiştirme ihtiyacı var”

'Terörsüz Türkiye görüşmelerinin sonlandırılmasıyla beraber gerçekten sivil bir anayasaya ulaşabileceğimizi düşünüyor musunuz?' sorusunu yanıtlayan Kurtulmuş, "Düşünüyorum ve inanıyorum. Bunun da bir fantezi olmadığını, Türkiye demokrasisi için bir zorunluluk olduğu kanaatindeyim. Bu tartışmalar aslında, ilk tur da gayet olumlu bir şekilde sonuçlandı, 14 partinin hepsiyle görüştüm, grubu bulunan partilere ben ziyarete gittim, grubu olmayan partileri davet ettim. Grubu olmayan bir parti hariç bütün partiler bu görüşmelere geldiler, eleştirilerini yaptılar, hatta kamuoyunda yaptıkları eleştirileri Meclis Başkanı olarak bana da söylediler. Ama hepsi ortak olarak şunu söyledi. 'Biz bu çalışmalara katkı sunmak isteriz' O günkü siyasi şartlar içerisinde olumlu bir atmosfer oluşmuştu, sonra araya başka şeyler girdi. Açıkçası geçtiğimiz 2024 yılı Ekim ayından itibaren bir yıllık programı da yapmıştım. 12 ay boyunca neler yapılacak bunların programını çıkarmıştım. Bunu sadece Meclis'in, partilerin değil, işte üniversitelerin, hukuk camiasının, bütün sivil toplum kuruluşlarının da devreye sokulacağı bir tartışma ortamını takvimlendirmiştik ve Ekim 2025'te de Meclis'te yasalaşmak üzere süreci belli bir noktaya taşıyacaktık. Biraz tehir oldu, ama sonuçta Türkiye'nin bu ihtiyacı devam ediyor. Bir de şunu söyleyeyim. Bu, benim şahsi görüşüm olduğu için ben anayasanın değiştirilmesini istediğim için olan bir durum değil. Sürece başlamadan evvel partilerin hepsinin seçim beyannamelerini ve parti programlarını inceledim. İstisnasız hepsinde ya yeni anayasa tabiri var ya da anayasada köklü değişiklik teklifi var. Dolayısıyla Türkiye'nin bir anayasa değiştirme ihtiyacı var ki partiler bunu millete teklif ettiler. Anayasanın önce niteliğiyle ilgili tartışmalar, sonra içeriğiyle ilgili tartışmalar yapılacaktır, en nihayetinde de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ortak bir yöntem geliştirilecektir. Hatta partilere şunu da teklif ettik. Yöntemi ben belirlemeyeyim, sizler yöntem teklif edin, bu teklif ettiğiniz yöntemler içerisinde en uygun olan yöntemi bularak Meclis'te müzakereyi öyle başlatalım. Bu görüşmelere zamanlamasını tespit ederek tekrar başlarız ve ümit ederim ki Türkiye bir anayasa yapma sürecine girer. Burada ısrarla vurgulamak istediğim şey şudur. Özellikle İmralı süreciyle yeni anayasa çalışmalarının birbiriyle bağlantısı yoktur. Daha İmralı sürecinin ilk adımı dahi atılmamışken, ondan bir sene, hatta 1.5 sene evvel anayasa meselesini Meclis'in 28. Dönemi'nin açıldığı ilk günden itibaren gündeme getirmeye başladık, dolayısıyla ikisi birbirinden ayrı konulardır, ikisini karıştırmamak lazım" diye konuştu.

 “En kötü senaryo bile olsa Türkiye ona da hazırlıklıdır”

'Esad rejiminin devrilmesi ve PKK'nın silah bırakma kararından olumsuz etkilenen ülkeler var mıdır?' sorusunu yanıtlayan Numan Kurtulmuş, "Açıkçası bu meseleye ‘milli menfaatler’ çerçevesinden bakmak lazım. Bu bölgenin daha fazla bölünmesinde, menfaatleri olan ülkeler var. Onun için bu bölgede mezhep meselesini, etnik meseleleri, daha fazla bölünmeyi kurcalayabilirler. Zaten bu terör örgütlerinden bahsederken DEAŞ'ından YPG'sine, PKK'sına kadar demiyor muyuz? Bunları kendi vekilleri olarak tayin edip sahaya sürenler kimlerdi? Onlar bu bölgeyi bölmek, parçalamak tezlerinden vazgeçmeyeceklerdir. Ama dünya yeni bir döneme evriliyor, bu genel gidişatla birlikte bunu görmek lazım. Hatta biz bunu söylediğimizde bu kadarı da ağır oluyor diyordu bazıları. Ukrayna'yı vekil devlet olarak kullanıyor bazıları diyorduk, şimdi Amerika'dan açıklama geliyor, biz artık Ukrayna'yı vekil devlet olarak kullanmayacağız. Şimdi YPG/PYD vesaire falan, belki birileri için bunların da işi bitti, bir kenara koyacaklar. Burada mühim olan, bizim devlet olarak kararlı durmamızdır. Biz bölgemizde terör örgütü istemiyoruz. Israrla Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği, artık bunu da bir alışkanlık haline getirmemiz lazım, inşallah bu iç kalenin tahkimiyle birlikte, biz kendi içimizdeki bu tam ezeli, ebedi kardeşliğimizi yeniden tahkim ettiğimiz zaman bu bölgenin kardeşliğine sirayet edecektir; buradan terör örgütlerinin çıkması, PKK'nın bitmesi inanın ki başka yerlerde de YPG'nin, DEAŞ'ın, vesairenin bitmesi demektir. Dolayısıyla bu çerçevede biz tedbirimizi alıyoruz. Suriye'deki rejim değişikliğinin ardından Avrupalı siyasetçilerle yaptığımız görüşmelerde, Suriye'de ne olduğunu, nasıl olduğunu, bundan sonra nasıl hareket edeceklerini, kendi gündemlerinin ne olacağını inanın ki bizden öğrenmeye çalışıyorlar. Yani herkes Türkiye'nin bu konuda hazırlıklı olduğunu görüyor. Tabi onlara da ısrarla şunu söylüyoruz. Gelin, eğer samimiyseniz yaptırımların kaldırılmasını sağlayın ve buranın kurumsal yapısının kuvvetlendirilmesi için siz de elinizden gelen gayreti ortaya koyun. Yani çok açık, Türkiye, Suriye konusunda hazırlıklı. Tabi her şey bizim istediğimiz gibi gidecek anlamına gelmiyor, en kötü senaryo bile olsa Türkiye ona da hazırlıklıdır" dedi.

Kaynak: DHA