TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis’te 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Fotoğraf Sergisi ve Kısa Film Gösteri etkinliğinde; "15 Temmuz'u unutmayacağız, unutturmayacağız. Bir hikaye gibi değil, bir destan gibi anlatacağız. 15 Temmuz'u bir masal bir hikaye gibi değil aynı zamanda ders çıkarılacak bir demokrasi dersi olarak anlatacağız. 15 Temmuz'u bu milletin geleceğini aydınlık kılan milli günlerimizden biri olarak kıyamete kadar yaşayacağız, yaşatacağız. Bu millete karşı ihanet içerisinde olma potansiyeli bulunan dahili ve harici düşmanlarımıza karşı uyanık olacağız, bir olacağız, beraber olacağız, farklılıklarımızı milli meselelerde bir kenarı bırakacağız" dedi.

TBMM’de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle ‘Fotoğraf Sergisi ve Kısa Film Gösteri’ etkinliği düzenlendi. Etkinliğe TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve milletvekilleri katıldı. Kahraman, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Meşum bir gecenin yıl dönümündeyiz. Ders almalıyız, unutmamalıyız, unutturmamalıyız. Tarih tekerrür eder. Su uyur düşman uyumaz. Türkiye'nin gelişmesini, ilerlemesini, ayağa kalkmasını istemeyen bir dış dünyanın olduğunu unutmamalıyız. Evet o gece ben Meclis'i açtım, onun şerefini taşıyorum. Kendi kararım, kendi iradem ve kendi inancımla geldim. 1960 27 Mayıs darbesinden sonra tarihimizden o günden 15 Temmuz'a 16 darbe vardır; 27 Mayıs 1960, 22 Şubat 1962 Talat Aydemir, 21 Mayıs 1963 yine Talat Aydemir. 9 Mart, 12 Mart, 12 Eylül, 27 Nisan, 28 Şubat, Yakamoz, Ayışığı, Sugar birçok isimler. Kimi akim kaldı, kimi tahakkuk etti, kimi bilinmiyor. Hiçbirinde Meclis açılmamıştır. Siyasi tarihi bildiğim, darbeler tarihini de bildiğim için. Cumhurbaşkanı'mıza ulaşamadım Marmaris'te, Başbakan'ımızla görüşemedim. Ne yapmam lazım? Burası milli iradenin temsil yeri, milli iradenin gemisi, ben de Cenab-ı Hak nasip etti geminin kaptanıyım. Gemiyi kaptanlar terk eder mi? Fareler terk eder. Ben kaptanım dedim, geldim ve bilahare de görevli personelin gelmesi talimatını verdim. Cumartesi günü olağanüstü toplantı yapacağımıza dair başkanlık kararını TRT'ye ve Meclis TV'ye bildirdim. Tesisatların görevlilerini, memurları, polisleri arkadaşlarıma taahhüt etmelerini söyledim ve Çankaya'ya çıktım. Hükümetle bir arada olalım diye gittim.

Tanklar, uçaklar, helikopterler güçlü organize olmuş. Darbelere arasında çok güçlü darbelerden birisidir. Fakat acele ettiler zira istihbar edildik diye 5 saat önceden harekete geçtiler. Uyanıktık, ayaktaydık ve millet bir bütünlük halinde parti farkı göz etmeksizin Cumhurbaşkanı'mızın davetiyle meydanlara toplandı. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanı'mızın kaldığı yerin sahibi olan zat, 'Sizi 5 dakika içinde uluslararası hava sahasından çıkartayım, 10 dakika içinde Rodos'a indireyim' dedi, 'Hayır ben milletin başına geçeceğim' deyip İstanbul'a gitti. Millet meydanları doldurdu. Meclis'i açtıktan sonra ben Divan Katipliği'ne iki arkadaşım geldi, Sema Kırcı ve Ömer Bey. 'Siz kalkın' dedim, 'Parti yok, artık ay yıldız var.' Beş parmak, isimleri farklı değil mi? İsimler değişik, peki birleşmiyorlar mı? Tek bilek değil mi bu? Partiler değişik olabilir, isim değişik olabilir, milli davada biz bütünüz. Dışarısı illa bölün diye teşvik ediyor, bölünmeyeceğiz. Bu bütünlüğü sağlayacağız. Nitekim 5 Ağustos'taki Yenikapı'daki mitingdi bütün partiler olarak oradaydık. Bütünlüğümüzü kaybetmeyeceğiz, daha ötelere gideceğiz."

TBMM Başkanı Kurtulmuş ise şöyle konuştu:

"15 Temmuz'u sadece günlerden bir gün, sadece Türkiye'nin geçmişinde bir kara leke olarak telakki etmenin çok ötesinde, 15 Temmuz'u zaten resmi tatil günü ilan ettiğimiz gibi Demokrasi ve Milli Birlik Günü olarak benimsemek ve sonraki nesillere aktarmak mecburiyetindeyiz. O gecenin iki tarafı var. Bir tarafında; alçaklık, karanlık, insanlara ve millete karşı düşmanlık, bir tarafta hile ve desise, bir tarafta yabancıların emelleriyle kendi emellerini tevhit etmiş, emperyalistlerin uşağı olan zihniyet ülkeyi bir darbeye, darbenin ardından iç çatışmaya, savaşa ve belki de ardından bazı güçlerin, emperyalist güçlerin işgaline hazırlamak üzere teşebbüse geçmiş olan ve esasında önceden çok iyi hazırlanmış, planlanmış bir darbe teşebbüsünün aktörleri. Diğer tarafta ise; hiçbir şeye hazırlanmamış, spontan olarak yollara çıkmış, milli birliği ve beraberliği korumak için canını siper etmiş, meydanları doldurmuş, millet iradesine sahip çıkmak kararlılığıyla her yeri, bütün alanları darbecileri karşısına çıkarak kapatmış olan şuuruna, gerçekten geleceğine sahip çıkan, demokrasisine, ülkesine, bayrağına, mukaddesatına sahip çıkan bir millet çoğunluğu.

Baktığınız zaman 15 Temmuz 2016 gecesi kötülüğün ve iyiliğin karşı karşıya kaldığı, kötülüğün ve iyiliğin zirvede olduğu unutulmaz bir geceydi. O geceyi sadece o gecede yaşanan hatıraları canlı tutmak bakımından değil, aynı zamanda milletimizin karşısına bir daha böylesine meşum bir saldırı çıkmasın diye çok iyi şekilde anlamalı, anlatmalı ve gelecek nesiller aktarmalıyız. Onun için burada her yıl yapılması artık geleneksel hale gelmiş olan bu fotoğraf sergisi sadece bu noktadaki çabalardan birisidir çünkü o akşam iyilik Türkiye'nin her yerinde somut hale gelmiş, insanların inançlarıyla, insanların milli kararlılığıyla birlik ve beraberlik ruhuyla sokakları, meydanları doldurmuştu. Her yerde saldırı vardı, her yerde direniş vardı. Her yerde millete karşı, milletin değerlerine karşı saldırılar vardı. Her yerde demokrasiye, istiklal ve istikbaline sahip çıkan millet çoğunluğu vardı. İşte o noktalardan birisi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ydi.

Hiç tevazu göstermeye gerek yok. O akşam bu Meclis'i açan, Meclis'i açık tutan ve burada düşmana karşı milli egemenliği savunan bütün arkadaşlarımız milletin kahramanlarıdır. Aynı şekilde birkaç yüz metre ileride, Genelkurmay kavşağı önünde, Başbakanlık'ın olduğu Çankaya Köşkü'nde direnenler, Türkiye'de Edirne'den Kars'a kadar illerin meydanlarını dolduran, Samsun'dan Muğla'ya kadar bütün sokaklara çıkarak darbecilere alanı dar eden milletimizin varlığı her yerde kötüyle iyini mücadelesinin, millet düşmanlarıyla millet kahramanlarının mücadelesinin sembolleriydi, göstergeleriydi. İşte o akşam millet düşmanlarıyla, milletin kahramanlarının mücadele alanlarından birisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Allah'ın izniyle arkadaşlarımızın, milletvekillerimizin iradesiyle milli iradenin ayaklar altına alınmasına müsaade etmedi. Millet iradesi Meclis Genel Kurulu'nda sabaha kadar açık durdu ve ondan sonra her zaman egemenliğin kayıtsız, şartsız millete ait olduğunu daha gür sesle ifade etmeye devam etti. 15 Temmuz gecesinin bütün kahramanlarını ve özellikle ismi bilinmeyen, kim oldukları belli olmayan, tankların karşısına yumruklarıyla karşı çıkan, uçaklara taşları fırlatarak durdurabileceği inancında olan o isimsiz kahramanlara da saygılarımız, sevgilerimizi sunuyoruz. Şehadet bilinciyle sokakları dolduran, 'Ölürsek şehit, kalırsak gaziyiz' inancını dedelerimizden aldığı bir miras gibi bugüne taşıyan şehitlerimizin her birisine ayrı ayrı rahmet diliyorum.

15 Temmuz'u unutmayacağız, unutturmayacağız. Bir hikaye gibi değil, bir destan gibi anlatacağız. 15 Temmuz'u bir masal bir hikaye gibi değil aynı zamanda ders çıkarılacak bir demokrasi dersi olarak anlatacağız. 15 Temmuz’u bu milletin geleceğini aydınlık kılan milli günlerimizden biri olarak kıyamete kadar yaşayacağız, yaşatacağız. Bu millete karşı ihanet içerisinde olma potansiyeli bulunan dahili ve harici düşmanlarımıza karşı uyanık olacağız, bir olacağız, beraber olacağız, farklılıklarımızı milli meselelerde bir kenarı bırakacağız ve Allah'ın izniyle bu milleti kıyamete kadar yaşatacağız, bu ülkeyi kıyamete kadar hep birlikte, bayrağının gölgesinde, özgür yaşadığımız, dünyanın en güzel ülkesi olarak kıyamete kadar var olması için gayret sarf edeceğiz."

Kaynak: anka