UNESCO’nun araştırmalarına göre Türkiye’de konuşulan 36 farklı dilden 3 dil kaybolurken, 18 dil ise kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu dillerden başında ise farklı coğrafyalara dağılmış, milyonlarca Kürdün konuştuğu, yıllardır yasak ve asimilasyon politikalarına maruz bırakılan Kürtçe geliyor.

Kurdish Monitoring’in 2024 yılında Kürtçe’ye ilişkin yayımladığı rapora göre, kamusal alan, kültür-sanat, hapishaneler ve medya başta olmak üzere 109 hak ihlali kaydedildi. En fazla ihlal kamusal alanda yaşanırken, Kürtçeye yönelik yasaklar, sansür ve ayrımcılık dikkat çekti.

Kürt Dil Hareketi Sözcüsü Barij Celali, 21 Şubat Anadili Günü nedeniyle Kürtçe’nin içinde bulunduğu durumu Kürtçe’nin neden yasaklandığını, yasaklara karşı ne gibi adımların atılması gerektiğini, HEZKURD’un bu konudaki çalışmlarını ve son dönemlerde Kürçe dil kurslarına olan ilgiyi Elips Haber’e anlattı.

Whatsapp Image 2025 02 21 At 01.02.35

Foto: Kürtçe seçmeli ders çalışması yapılırken

21 Şubat Dünya Anadil Günü Kürtler için neden önemli?

21 Şubat'ın Dünya Anadili Günü olarak seçilmesinin çok anlamlı ve haklı bir sebebi var. Bengal Dil Hareketinin kendi ana dilleri için, dikta Pakistan rejimine karşı verdiği uzun soluklu ve haklı mücadelesine destek amacı taşır. Bengalli üniversite gençlerinin anadilleri için yaptığı protestolar sırasında, dönemin rejîm güçleri tarafından katledilmelerinin yıl dönümüne atıfta bulunmak amacıyla, UNESCO tarafından 17 Aralık 1999 yılında alınan kararla, 21 Şubat Dünya Anadili Günü olarak ilan edildi. Bu noktada, cumhuriyetin kuruluşundan bu güne kadar yasaklı olan ve herhangi bir yasal güvencesi bulunmayan Kürd Dili ve Kürd Ulusu için, uluslararası meşrutiyeti ve bilinirliği olan bu özel günün önemi büyüktür. Dolayısıyla, Kürdlerin bu günü kitlesel bir şekilde kutlaması ve bu gibi uluslararası organizasyonlara dahil olması, dillerinin geleceği ve güvence altına alınması için iyi bir fırsat sunacaktır. Sizlerin de vesilesiyle, başta Kürd Milleti ve dünyada dili yasaklı olan tüm milletlerin ana dili günü kutlu olsun.

Whatsapp Image 2025 02 21 At 00.54.47

Foto: Kürt Dil Hareketi Sözcüsü Barij Celali

“Kürtçe’nin anayasal güvence altına alınması gerekir”

Kürtçe seçmeli derslerin başvuruları devam ediyor. Seçmeli derse karşı çıkanların olduğunu da biliyoruz. Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye'de 30 milyona yakın bir Kürd nüfusu mevcut. Ve Kürdler Türkiye Cumhuriyeti'nin asli kurucu unsurlarındandır. Kürdler, Cumhuriyetin kuruluş aşamasına askeri, sivil, sosyal ve ekonomik olarak doğrudan katılmış ve cumhuriyetin kurulmasına en az Türkler kadar katkı sunmuştur. Lakin Batılılara ve İngilizlere karşı Kürdler ile omuz omuza verilen mücadele sonrası kurulan yeni cumhuriyet ve inkarcı rejimi, Kürd Dili'ni tamemen yok sayıp yasakladığı gibi, İngilizceyi de zorunlu kıldı. Yüz yılı aşkın bir süredir, verilen onca bedele rağmen iki saat seçmeli ders tanıması büyük bir haksızlık olmakla birlikte, asimilasyon politikasına iğne ucu kadar karşılık vermek adına, bu iki saat seçmeli dersi dahi değerlendirmenin öneminin farkındayız. Ama nihayetinde çözüm, ilk öğretimden üniversiteye kadar Kürdce'nin eğitim dili olması ve anayasal güvence altına alınarak 2. resmî dil olmasıdır.

“Kürtçe seçmeli dersini seçen onbinlerce öğrencimizin varlığı bizi mutlu ediyor”

HEZKURD olarak bu süreçte, dil konusunda hangi çalışmaları yürütüyorsunuz? Ne gibi geri dönüşler alıyorsunuz?

Bizler gönüllü bir hak hareketi olan HEZKURD'ün dil aktivistleriyiz. Şiddetin her türlüsüne amasız ve fakatsız karşı olduğumuzu her zeminde dile getiririz. Sivîl bir oluşum olarak, seçmeli derslerin seçilme sürecinde, Kürd illerinde ana dili Kürdce olan ailelere dönük farkındalık oluşturma ve bilgilendirme çalışmaları, öğrencilerimize dönük ise motive edici çalışmalar yürütüyoruz. Seçmeli ders sürecinde sorun çıkaran okul yöneticilerine, değerli barolarımızın da yardımı ile yasal ve hukuki hatırlatmalarda bulunuyoruz. Çünkü bu hak Milli Eğitim Bakanlığının öğrencilerimize tanıdığı bir haktır ve diğer dersler ile eşit statü ve yasal güvenceye sahiptir. Süreci engellemek veya sabote etmek hukuken suçtur. Çalışmalarımız halkımız ve öğrenciler tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır. Bu gün bu dersi seçen onbinlerce öğrencimizin varlığı bizi mutlu etmektedir. Ama bu sayılar genel nüfusa oranla çok düşük kalmaktadır. Çalışmalarımız her yıl farklı metod ve teknikler ile daha iyi sonuçlar elde edilene kadar devam edecektir.

Whatsapp Image 2025 02 21 At 01.02.35 (1)

Foto: Kürtçe seçmeli ders çalışması yapılırken

“Son yıllarda özellikle okumuş genç jenerasyonda dil bilinci yükselişte”

Kürtler kamusal alanın dışında özel alanlarında çocuklarıyla Kürtçe iletişim kuruyor mu? Bu konuda bir izleniminiz var mı?

Kamusal alanda zaten Kürdce tamemen yok sayılmaktadır. En bariz örneği, millet meclisinde yani devletin kalbinde bilinmeyen dil muamelesi ile yüz yüzedir hala. Özel alanda ise, devletin yüz yıllık planlı programlı asimilasyon politikasının acı bir sonucu olarak konuşulma oranı maalesef ki gün be gün gerilemektedir. Türekler ile Kürdlerin komşu olduğu sınır illerde, Kürdce'nin konuşulma oranı diğer Kürd illerine oranla en az yarı yarıya düşmüş durumda maalesef. Ama diğer illerde Kürdce hala canlı ve aktif olarak konuşulmakta ve başat dil özelliğini korumaktadır. Son yıllarda özellikle okumuş genç jenerasyonda dil bilinci yükselişte ve online eğitimin yaygınlaşması ile birlikte Kürdce dil kurslarına ilgi gözle görülür bir şekilde artmış bulunmaktadır. Bu da bizi sevindiren bir durumdur.

 “Kürdce'den korkuyor ve korktuğu için yasaklıyor”

Son dönemlerde Kürtçe konserlerin, tiyatro oyunlarının, kitap stantlarının ve belediyelerin yönlendirme yazılarının yasaklandığını görüyoruz. Kürtçe neden yasaklanıyor?

Bir dili yasaklamak, hele ki uzay çağında olduğumuz bir dönemde yasakçı zihniyete sahip olmak, medeni ve uygar dünyanın kabul edeceği bir yaklaşım değildir. Yasaklar ile bir dil, bir ulus yok edilemez bunun anlaşılması gerekir. Heleki Kürdce gibi kadim bir dilin imhası asla söz konusu olamaz. Kürdler sadece Türkiye Cumhuriyetinde yaşamıyorlar. İran, Irak, Suriye gibi ülkelerde milyonlarca Kürd yaşamakta ve kültürü, kimliği özellikle de muazzam bir şekilde yaşadıkları/korudukları dilleri ile dağ gibi arkamızda durmakta. Türkiye'nin Kürdlerin diline ve kimliğine duyacağı saygı ve haklarını tanıması Türkiye'yi küçültmez aksine büyütür ve saygınlığını arttırır. Yasaklar ise tam tersine kendisine, ekonomisine, demokrasisine ve küresel imajına zarar verir. Neden yasaklıyor kısımına gelirsek, Kürdce'den korkuyor ve korktuğu için yasaklıyor. Büyük devletler dillerden, kültürlerden korkmaz, korkmamamlıdır. Türkiye, Kürdce'den korkmamalı aksine yasaklardan ve yasakçı zihniyetten korkmalı, uzak durmalıdır kanımca.

Whatsapp Image 2025 02 21 At 01.02.35 (2)

Foto: Kürtçe seçmeli ders çalışması yapılırken

Her yasak, kendi muhalifini ve hak arayanını doğurur”

Yasaklara karşı ne gibi adımlar atılabilir?

Her yasak, kendi muhalifini ve hak arayanını doğurur. Yasağa karşı en büyük mücadeleyi, daha çok sahip çıkarak ve daha çok konuşarak verebiliriz. Bir millet dili ve kimliği ile vardır, dilimiz varlık ve yokluk sınavımızdır. Ve bizler bu sınavı kesinlikle başarı ile vereceğimize inanıyoruz.

Son olarak bizim sormadığımız sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan '23 Nisan etkinlikleri' genelgesi Milli Eğitim Bakanlığı'ndan '23 Nisan etkinlikleri' genelgesi

Evet var. Türkiye'deki bütün diller eşittir, dolayısıyla aynı haklara sahip olmaları gerekiyor. Empati yoksunu toplumlar asla değişmez ve ilerlemez. Karşıtı yapıldığımız kesim veya kesimlere empati ile yaklaşmalıyız diye düşünüyorum. Benim neyim varsa, onun da olmalı. Onun neyi varsa, benim neden olmasın. Tükçe hangi haklara sahip ise, Türkiye'deki diğer diller de aynı haklara neden sahip olmasın.

Kürtçe'den Türkçe'ye çeviri: Fethullah Elçi

Muhabir: Kadir Gürhan