Yüzde 65 olan enflasyon oranı Mayıs'ta yüzde 74-75 kadar çıkacağı tahmin edilirken oruç tutmak isteyenler, 11 Mart'ta Ramazan'ın ilk gününde sahura kalkacak. Bu enflasyonist ortamda bir İftar sofrası kurmak ya da dışarıda iftara çıkmak oldukça zor görünüyor. Restoran ve lokantalar da sahur ve iftar hazırlıklarını tamamladı. Menüler, iftariyelik, çorba, ara sıcak, ana yemek ve tatlıdan oluşuyor.  

Restoranların girişine fiyat listesi zorunlu

Yeni yılla birlikte restoranların girişine fiyat listesi konulması zorunlu hale getirilmişti. Bu durum iftar ve sahur menüleri için de uygulanacak. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre şubatta en yüksek fiyat artışı yıllık yüzde 94,78 ile lokanta ve otellerde gerçekleşti. Restoranlarda fiyat bir yılda yüzde 100’e yakın arttı. Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl ve Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Ergun Kılıç, restoran ve lokantalardaki fiyat artışlarıyla ilgili Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.

Ramazan Bingöl

Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl

“Fiyat pahalılığı en çok gelen şikayetlerden”

Bu sene Ramazan'da menülerin küçüldüğünü ve yüzde 70 ile yüzde 100 arası bir zam geldiğini söyleyen Bingöl, “Fiyatlar 4 bin ile 5 bin arasında değişecek. Oteller de bunun içinde. Bazı kesim lüks iftarlar yapmayın diyor ama bu sektörde de yüzbinlerce insan çalışıyor. Aynı zamanda bizim derneğimize de gelen en çok şikayetlerin başında restoran ve lokanta benzeri yerlerin fiyatlarının çok yüksek olduğu” dedi.

“Büyük iftar grupları artık yok”

Bu sene artık büyük grup iftarların olmadığını dikkat çeken Bingöl, “Daha önce büyük firmalar, ajanslar falan 200-300 kişilik yemekler veriyordu. Artık o çok azaldı. Tamamen iş alakarta döndü 3 kişi 6 kişi. Büyük gruplar artık pek yok” diye konuştu.

Ergun Kılıç

Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Ergun Kılıç

“Tüketicilerin örgütlenme yapısı zayıf”

“Lokantaların fiyat tarifelerini Esnaf ve Sanatkarlar Odası ve Ticaret Odası belirliyor. Bu kurumların fiyat belirleme yetkesi var” diyen Kılıç, “Buradaki sıkıntı şu herkes herkesi fahiş fiyat üzerinden suçlar noktaya geliyor. Üretim maliyetleri, elektriği, suyu, kirası ve işçi ücretlerinde bir azalma varda esnaf bunu tüketicilere mi yansıtıyor bunu değerlendirmek lazım. Birde burada şu var asıl sıkıntı şu; tüketicilerin buradaki yaşamla ilgili en çok direnç göstermesi gereken tüketicilerin örgütlü yapısı maalesef zayıf” ifadelerini kullandı.

“Kolaycılığa kaçarak hemen fiyatları zamlandırıyorlar”

Esnafında ürünlere zam geldiğinde bunu fiyatlara yansıttığını vurgulayan Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü;

Esnaf kolay olanı yapıyor ama bugüne kadar onları var eden tüketicilere saygı gereği şunu yapıyor mu? Ben odama gideyim bu hayat pahalılığına karşı bir eylem yapsın diyor mu, demiyor. Çünkü kolaycılığa kaçarak hemen fiyatları zam yapıyorlar. Bu kabul edilebilir değil, biz buna itiraz ediyoruz.  Esnaf, tacir basiretli davranmalı. Şöyle söylememiz lazım; Fahiş benzin fiyatı var niye? Çünkü yüzde 20 KDV alınıyor, ÖTV alınıyor birçok şeyden. Burada bir fahişlik var. Tüketiciler devlete ciddi bir adaletsiz vergi ödüyor. Onlara karşı bir eylem yapıyorlar mı, yapmıyorlar. Onu değerlendirmek lazım”

“Fiyat sabitleme çağrısı gerçekçi değil”

Fiyat sabitleme çağrısının da gerçekçi olamayacağını savunan Kılıç, “Biz isteriz ki herkesin ekonomik gücüne göre uygun fiyatlar oluşsun. Mesela emekli aldığı bir ücretle bir otelde, restoranda yemek yiyebilsin. Fakat biz biliyoruz ki sade bugün standart bir ASPAVA lokantasında gittiğinizde bile 300 liradan aşağıya bir kişi yiyebiliyor mu, yiyemiyor. 4 kişilik bir aile için 1200 TL eder. Bir emekli bu fiyatı kaç kere verebilir dışarıda yemek yemek için” değerlendirmesinde bulundu.

“Bu anlayış sürdürülebilir değil”

Siyasal anlayışlarında yanlış yaklaştığını dile getiren Kılıç sözlerini şöyle tamamladı;

“Siyasal anlayışlar hep şunu yapıyor; aslında sorun yok ama bu esnaf var ya, sorun yok ama bu ev sahipleri var ya, sorun yok işte şunlar var ya tarzında bir siyasal anlayış gösteriyorlar. Bu doğru değil, gerçekçi de değil. Bu anlayış sürdürülebilir de değil. Onun için biz hayatın gerçekleriyle yüzleşmemiz gerekiyor. Bizim Tüketici Hakları Derneğimize günde onlarca şikayet geliyor”

Muhabir: Sümeyye Aksu