Gazeteci Fehmi Koru, bugün kaleme aldığı yazısında yaklaşan yerel seçimlere değindi. Siyasette safların biraz daha netleştiğini kaydeden gazeteci Koru, adaylarını belirlemeyen partilerin niyetlerinin belirginleşmeye başladığına dikkat çekti.

AK Parti ve MHP il ve ilçeleri aralarında paylaştı; seçime kardeş kardeş gidiyorlar… Yeniden Refah Partisi AK Parti ile son ana kadar pazarlığı sürdürüyor; istedikleri il veya ilçe nasiplerine düşmese bile sonunda yine de tatmin edilmelerini beklerim. İYİ Parti bu seçime en iddialı parti olarak giriyor; iddiası da CHP’li adayları seçtirmemek…” ifadelerine yer veren Koru’nun yazısı şöyle:

Siyasette saflar biraz daha netleşiyor. Partiler çoğunlukla adaylarını belirleyip açıkladı; henüz belirlemeyenlerin de niyetleri belirginleşmeye başladı.

AK Parti ve MHP il ve ilçeleri aralarında paylaştı; seçime kardeş kardeş gidiyorlar… Yeniden Refah Partisi AK Parti ile son ana kadar pazarlığı sürdürüyor; istedikleri il veya ilçe nasiplerine düşmese bile sonunda yine de tatmin edilmelerini beklerim.

İYİ Parti bu seçime en iddialı parti olarak giriyor; iddiası da CHP’li adayları seçtirmemek…

Genel seçimde ‘Millet İttifakı’ içerisinde yer alıp milletvekili adaylarını CHP listelerinden gösteren partiler, bu defa, CHP’den ilgi görmediler; onlar da sandıkta taban güçlerini saydırmak niyetinde…

CHP?

O bu seçimin en büyük kaybedeni olmaya aday. 

Şaşıranlar olduysa meramım şaşırtmak değil. İlkokul günlerinde edindiğim dört işlem bilgim, bana, seçimde CHP’nin kaderinin pek parlak olmayacağını söylüyor.

Biraz açayım.

İYİ Parti ve diğer ittifak ortaklarından bağımsızlaşınca, daha çok geleneksel tabanı ile baş başa kaldı CHP. Gelen haberler doğruysa, DEM Partisi de, bir önceki yerel seçimde bazı il ve ilçelerde iktidar partisi karşısında başarılı olabilsin diye CHP’ye gösterdiği kolaylığı bu sefer ondan esirgeyeceğe benziyor. 

Yeni yönetimi, birkaç yıl önce partilerine genel başkan adayı olmuş şimdinin Memleket Partisi genel başkanı Muharrem İnce’yi bile ikna edemedi.

CHP’yi 2019 ve 2023 seçimlerinde sınırlarını aşmaya zorlayan irade partisel bir karar sonucu değilmiş; Kemal Kılıçdaroğlu o politikayı partisine rağmen benimseyip partililerini zorlamış… O da, son kurultayda yenildi ve bugünün CHP tablosunda görünmüyor…

Kılıçdaroğlu’ndan kurtulan CHP ise eski bildiğimiz CHP haline dönüşüverdi işte.

O CHP’nin seçim tabelasında yazan rakamlar olumlu anlamda hiç göz yaşartıcı olmadı.

Bu seçime kendi geleneksel seçmenine cazip gelecek haliyle giden CHP’nin, hangi il ve ilçelerde başarılı olabileceğini öngörebilmek için, 2019-öncesi yerel seçimlerden alınan sandık sonuçlarına bakılabilir.

Hiç değilse aday belirlemede partililerine cazip gelecek isimleri seçebilselerdi…

Anlaşılan aday isimleri belirlemede de fazla başarılı olamamış yeni yönetim.

Yanlış adaylar parti örgütünün çalışma şevkini kırar. CHP içerisinden dışarıya yansıyan izlenimler, bir önceki dönemin etkili isimleri ile yeniden aday gösterilmeyi beklerken üzerleri çizilen belediye başkanlarının aleyhte çalışmalarının bile söz konusu olabileceğini gösteriyor.

İktidar, biraz da bu hesapları bizlerden önce yaparak, ilk bakışta zayıf görünen adaylarla, bir önceki seçimden başarıyla çıktığı yerlerde CHP adaylarının karşısına çıkıyor…

Muhtemeldir ki, İYİ Parti’nin keskinleşen CHP-karşıtı tavrını, DEM Parti’nin daha önce aday göstermeyeceği bilinen kritik illerde hem de güçlü isimlerle seçmen karşısına çıkacağını iktidar önceden biliyor ve hesaplarını da ona göre yapmış…

Teğmenlerin avukatlarından 'disiplinsizlik' açıklaması Teğmenlerin avukatlarından 'disiplinsizlik' açıklaması

İktidarın vaktinden önce öngörebildiğini, ana-muhalefet partisinin şimdi bile göremediğine ne demeli?

İmamoğlu ve sihirli halısı

Ekrem İmamoğlu, geçen seçimde, CHP’li olduğu için ya da bütün İstanbul’un iyi bildiği, beğendiği, sevdiği biri olduğu için seçilmedi. 

Seçilmesini sağlayan en önemli özellik, muhalefetin hemen bütün renklerinin, İstanbul’u iktidara kaybettirmek istemesiydi.

Bazı partiler için resmi bazıları için sessiz kabule dayalı o ittifak bugün yok.

CHP kendi başına bu seçimde.

Yanında sayılabilecek tek unsur, ekonomide yaşanan sıkıntıların dip-dalga yaratma ihtimali. 

Küçük bir ihtimal değil bu.

Anavatan Partisi öyle bir seçimin sonucunda -1989’da- elinde olan bütün büyükşehirleri kaybetmiş, bir sonraki genel seçimde de -1991’de- iktidar elinden uçmuştu.

Ekonomi bugünkü iktidarın da en büyük zaafı. 

İmamoğlu’nun, üzerinden Saraçhane’deki makamına yeniden ulaşabileceği sihirli halı o: Ekonomik sıkıntıların iktidar aleyhine güçlü bir dip-dalgaya dönüşmesi ihtimali…

Dönüşür mü?

Sorunun cevabını 1 Nisan günü almış olacağız.

Kaynak: fehmikoru.com