Gazeteci Fehmi Koru, bugünkü köşene yaklaşan seçimleri taşıdı. 31 Mart seçimlerine yaklaşık iki ay kaldığını anımsatan Gazeteci Koru, Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın DEM Parti’nin uygun görmesi halinde İstanbul’dan aday olabileceğine değindi.
Koru, “‘Allah yolunu açık etsin’ diyeceğim, ama yola çıkması için kendisinin de öngördüğü iki aşamalı bir şart var: DEM Parti’nin İstanbul’da aday göstermeye karar vermesi ve o kararı verdikten sonra da aday olarak Başak Demirtaş’ı belirlemesi gerekiyor. DEM Parti İstanbul’da aday çıkaracak mı?” ifadelerini kullandı.
Fehmikoru.com adresinde bulunan yazının tamamı şöyle:
Yerel seçime iki ay kadar bir süre kaldı ve siyaset arenasında hemen her gün beklenmeyen gelişmeler yaşanıyor. Beni en fazla şaşırtan bir konu var ve onunla ilgili gelişmeye bakıp “Ne oluyor?” sorusuna makul bir cevap arıyorum.
Cevabını aradığım konu hiç kuşkusuz doğrudan yerel seçimle ilgili: 2016’dan beri cezaevinde bulunan Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, partisi de -yani DEM Parti- uygun görürse, İstanbul’dan aday olabileceğini duyurdu.
“Allah yolunu açık etsin” diyeceğim, ama yola çıkması için kendisinin de öngördüğü iki aşamalı bir şart var: DEM Parti’nin İstanbul’da aday göstermeye karar vermesi ve o kararı verdikten sonra da aday olarak Başak Demirtaş’ı belirlemesi gerekiyor.
DEM Parti İstanbul’da aday çıkaracak mı?
Gelişmelere bakılırsa buna “Çıkarabilir de, çıkarmayabilir de” cevabını vermek gerekiyor…
Pazarlığa bağlı çünkü…
Etraftan söylenenlere göre, DEM Parti adına birileri hem iktidarın büyük partisi AK Parti ile hem de ana-muhalefet partisi CHP ile pazarlık yürütüyor.
İktidardan istenecekler aylardan beri konuşulduğu için belli: Pazarlık olumlu sonuç verirse Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını getirecek gelişmeler yaşanabilir. DEM’den seçilecek belediye başkanlarının, önceki seçimden sonra olduğu gibi, görevden alınıp onların yerine kayyum atanması uygulamasını imkansız hale getirecek bir yasal düzenleme yapılabilir…
Olur mu?
Bana sorarsanız, benim aklım AK Parti ile DEM’in pazarlık ettiğini bile kabulde zorlanıyor. O sebeple bu soruya cevap veremiyorum.
CHP ile pazarlık?
Galiba bu ihtimal daha fazla geçerli. Zaten iki parti görüştüklerini gizleme ihtiyacı da duymuyor. CHP lideri Özgür Özel DEM Parti’yi ziyaret de etti.
DEM Parti’nin aday belirlenirken söz sahibi olmak istediği il ve ilçelerde CHP henüz adaylarını açıklamadı.
İstanbul’da DEM’in aday çıkartması, hele adayın Başak Demirtaş olması, ülkemizin bu en önemli ilindeki seçimin sonucunu doğrudan etkileyebilecek bir gelişme.
Ekrem İmamoğlu geçen seçimde CHP’nin adayıydı ama geniş bir ittifakın desteğiyle sandıktan başarılı çıkabilmişti. O seçimin ittifakının en önemli unsuru olan İYİ Parti şimdilerde yolunu ayırdı; bu seçimde İmamoğlu’nun karşısında saf tuttuğu bile söylenebilir İYİ Parti’nin…
Meral Akşener’e baksanıza, neler söylüyor…
İYİ Parti olmayınca Millet İttifakı’nın diğer paydaşları da CHP’ye yaklaşamıyorlar.
Bir de DEM Parti Başak Demirtaş’ı veya onun gibi etkileyici bir ismi aday gösterirse, her bakımdan ‘AK Parti’nin çıkarabileceği en güçsüz aday’ görüntüsündeki Murat Kurum bile seçimi kazanabilir.
Acaba DEM Parti iktidarın hoşuna gidecek ve muhalefete İstanbul’da seçimi kaybettirecek bir adım atar mı?
Soruma cevap teşkil edebilecek, konu hakkında görüş sahibi olduklarını bildiğim veya DEM Parti lider kademesinden aldıkları izlenimleri sütunlarında okuduğum kişilerin suskunluğu beni şaşırtıyor.
Yazanlar var aslında, ancak yazılarında soruma cevap bulabildiğimi söyleyemem.
Galiba, Başak Demirtaş’ın çıkışından DEM Parti yönetiminde bulunanların da sonradan haberi oldu ve şaşkınlar…
Şaşkınlıklarının sebebi, Selahattin Demirtaş’ın fazla uzak olmayan bir tarihte cezaevinden duyurduğu, güncel siyasete veda etme kararı ile bu yeni açıklamanın ters düşmesi… Kendisi güncel siyasetin dışında, eşi ise siyasetin dengelerini değiştirebilecek bir konunun tam göbeğinde…
Beni şaşırtan ise, CHP genel başkanı Özgür Özel’in, partisi adayının şansını azaltacağı muhakkak olan böyle bir ihtimale, partisi ile DEM Parti arasındaki yakınlaşmayı eleştirenleri haksız çıkaracak bir gelişme gözüyle bakması yalnızca…
İhtimal gerçeğe dönüşürse yeniden seçilmesi imkansızlaşacak Ekrem İmamoğlu ise, görebildiğim kadarıyla, susuyor.
Herhalde gelişmenin gerçekleşmemesi için dua ediyordur.
Önümüzdeki iki ayı şaşıra şaşıra geçireceğim galiba.