Gazeteci Fehmi Koru, “CB Erdoğan ‘50+1 şartı’ konusunu deneme balonu olarak ortaya atmışsa…” başlıklı yazısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçimi için zorunlu olan 50+1 kuralıyla ilgili açıklamalarıyla başlayan tartışmalara değindi.
Gazeteci Koru, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhuriyet tarihinin en köklü değişikliği olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin desteğiyle gerçekleştirdiğini belirtti.
Değişiklik sonrasından AK Parti ile MHP’nin birbirinden ayrılmaz hale geldiğini ifade eden Koru’nun yazısı şöyle:
“AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Cumhuriyet tarihinin en köklü değişikliğini MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin desteğiyle gerçekleştirdi.
Parlamenter Sistem’den Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne o sayede geçildi.
O gün bugündür iki parti -AK Parti ve MHP- birbirinden ayrılmaz hale geldiler.
Siyam ikizleri ve yapışık kardeşler gibi…
Tayyip Erdoğan ikinci ve üçüncü cumhurbaşkanlığı seçimini MHP’nin desteğiyle kazandı. AK Parti son seçimde oyu %35.62 oranına düştüğü halde iktidarda kalmayı sürdürüyorsa, bunda da en önemli pay MHP’nin verdiği destek.
Evet, MHP ile birlikte dört parti daha destek verdi ama en önemlisi MHP’nin desteği…
İki parti arasında görüş farklılığı belirdiğinde, iki genel başkan -Erdoğan ile Bahçeli-, genellikle Bahçeli’nin evinde bir araya geliyor ve o görüşmelerden sonra ihtilafı bitirecek gelişmeler yaşanıyor.
Bazen MHP’nin itiraz edebileceği bir yasa hazırlığı veya kadro değişiliği varsa, bu defa ihtilaf çıkmadan yine aynı yöntem uygulanıyor; Bahçeli’nin evine giden Erdoğan oradan kabul edilebilecek formülle veya isimle ayrılıyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni getiren halkoylaması 2017 yılında yapıldı; iki partinin ortaklığı o zamandan beri -neredeyse altı yıldır- sürüyor…
Altı yıldır hemen hiç aksamadan çalışan ortaklık bu hafta ilk ciddi sorununu yaşadı: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeme taşıyıp şiddetle savunduğu bir teklif, MHP lideri Bahçeli tarafından kabul edilemez bulundu.
Sistemin en önemli özelliği olan cumhurbaşkanlığı seçilebilmenin şartı olan ‘50+1 şartı’nın değişmesini istemişti Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Bahçeli teklifi reddetti.
Hem de partisinin grup toplantısında, kürsüden, en açık ifadelerle…
Dün yazdım: Sistem değişikliği yalnız AK Parti’yi iktidarda tutmuyor, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamıyor, aynı zamanda AK Parti’yi MHP ile aynı çizgiye taşıyor ve devlet politikalarında -bir dereceye kadar kadrolarda da- MHP’nin çizgisi belirleyici oluyor…
AK Parti süreç içerisinde MHP’ye benzemeye de başladı.
MHP %10 civarında oyuyla iktidarın ortağı konumunda.
İktidarda ama hiçbir sorumluluk taşımadan…
Birlikteliği sağlayan en önemli tutkal ‘50+1’ şartı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “O şart kalksın, seçimde en çok oyu alan kazansın” teklifini pek çok yorumcu AK Parti’nin MHP’den kurtulma arayışı olarak gördü.
Acaba Erdoğan çıkışını o niyetle mi yaptı?
Bir ara soru daha: Acaba Bahçeli bunu anladığı için mi geciktirmeden karşı çıkışını yaptı?
Yoksa, yoksa, Erdoğan’ın çıkışı, son zamanlarda AK Parti’nin içinden ve yakınından da yükselmekte olan “50+1 şartı yüzünden MHP’ye aşırı bağımlı hale gelindi” eleştirilerinin etkisiyle, bu savın doğruluk payını öğrenmek amacıyla ortaya atılmış bir deneme balonu muydu?
Zaman zaman Tayyip Erdoğan bu tür sınamaları kendi partisi içinde ve yakınında duranlarla ilgili olarak da sahneye koymuştur.
Eğer teklifi MHP ile ortaklığının sınırlarını ölçme amaçlı bir sınamaysa, Bahçeli’nin karşı çıkışının şiddeti onu uyarmıştır.
Ne olacak şimdi, ortaklık bozulacak mı?
Seçimden daha başarılı çıksa veya hiç değilse Meral Akşener grubunu sağlam tutabilseydi, İYİ Parti tek başına MHP’nin yerini alabilecek bir seçenek olabilirdi.
Gelecek’li Saadet Partisi ile DEVA Partisi?
Ya da İYİ Parti + Saadet-Gelecek + DEVA?
Hatta HEDEP?
Seçenek/ler var aslında ama MHP’den kopma ve yeni seçenek ile yol devam için AK Parti’nin kendisini -politikalarını -yeni ortaklarına göre yeniden düzenlemesi gerekir.
AK Parti içerisinde ve Külliye’de bütün bu MHP’siz seçenekler üzerinde bir süredir kafa yoruluyorsa şaşırmam.
Bir ihtimal de -belki de en yakın ihtimal-, iktidar cephesinin MHP’li ama MHP’nin günlük politikalar ve kadrolar üzerindeki etkisinin zayıfladığı bir ortaklık haline dönüşmesidir.
Deneme balonu idiyse şu son günlerde yaşananlar, sonunda MHP ile ortaklığın kendi aleyhine çalıştığını gören AK Parti’ye ortağıyla pazarlık avantajı sağlayacaktır.
Önemli bir dönüm noktasında siyasi hayatımız.”
Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.