Gazeteci Fehmi Koru, bugün kaleme aldığı “Büyü okulu’ diye sunulan bir üniversite ve bizler: Gül, Akar, Karatepe ve ben…” başlıklı yazısında, İngiltere’de, Exeter Üniversitesi’nin yeni bir ders alanı açtığını belirtti. Koru, Arap ve İslam Çalışmaları Enstitüsü içerisinde verilecek bu derste, sömürgesizleştirme, alternatif bilgi kuramlarının keşfi, feminizm ve ırkçılık karşıtlığı gibi konuların işleneceğini ifade etti.
Söz konusu üniversiteden kendisiyle birlikte 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Milli Savunma Eski Bakanı Hulusi Akar’ın da mezun olduğunu yazan Koru’nun yazısı şöyle:
İngiltere’de, Exeter Üniversitesi, öğrencilerinden isteyenlere yeni bir ders alanı daha açmış… Arap ve İslam Çalışmaları Enstitüsü içerisinde verilecek bu derste, sömürgesizleştirme, alternatif bilgi kuramlarının keşfi, feminizm ve ırkçılık karşıtlığı gibi konular yanında büyü konusu da işlenecekmiş…
Ajansın geçtiği, bazı gazetelerin de ilgi gösterdiği bu haber bir internet sitesinde ‘‘Tarihte bir ilk: Büyü Okulu… Türkiye’den kimler mezun…’’ başlığıyla okurlara sunuluyor.
Pek çok üniversitede bu ve benzeri konular ders olarak yıllardır okutuluyor. Haberin ne önemi var?
Var. Çünkü haberi başka kaynaklardan hayli farklı olarak veren bu site Türkiye’den mezunlar arasında beni de anıyor…
Abdullah Gül ile birlikte…
Tabii, yakın zamana kadar Savunma Bakanlığı koltuğunda oturan, bir dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar da yine ‘mezunlar’ arasında anılıyor…
Bir başka isim de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlarından Prof. Şükrü Karatepe…
Hepimiz Exeter’de okumuş, üstelik oradan mezun da olmuşuz bu siteye göre…
Kim bilir kaçıncı defa böyle bir habere diğer isimlerle beraber konu oluyorum ve yine kim bilir kaçıncı defa haberi yalanlamam gerekiyor…
Yalnızca ‘fehmikoru.com’ sitesinde bile tam dört ayrı kez bu konu ile ilgili açıklayıcı yazılarım çıktı.
Tek doğru olan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün doktora sonrası çalışmalar için gittiği İngiltere’de yaşadığı sürenin son birkaç ayını Exeter Üniversitesi’nde geçirdiği… Orada bulunuş sebebi de dönüşte bir üniversitede görev almayı hedeflediği için, var olan İngilizcesini biraz daha geliştirmekti.
Üniversitenin yabancılar için açtığı dil kursuna devam etmişti Abdullah Gül…
İngiltere’de bir yıldan fazla bir süre yaşadım; o dönem bütünüyle Londra’da ikamet ettim. Daha sonraları ülkenin başka yörelerine gittiğim de oldu. Ancak hayatımda hiç adım atmadığım İngiliz kenti Exeter’dir. Abdullah Gül’e vaktiyle üniversitelerinde bulunduğu için onur duyduklarını ifade etmek üzere unvan verirlerken, Gül o gezisine beni davet etmediği için, yine Exeter’e gitmem nasip olmamıştı.
Açın bakın, yazdığım ve defalarca tekrarladığım bu gerçeğin hilafına beni Exeter’de bulunmuş -hatta oradan mezun- gösteren yüzlerce haberle internette karşılaşabilirsiniz.
Bildiğim kadarıyla Şükrü Karatepe de Exeter’e hiç ayak basmayanlardan…
Hulusi Akar, evet, biz Londra’dayken Kayseri Lisesi’nden tanıdığı Gül’le görüşmek üzere gelmiş ve o vesileyle ben de kendisiyle çok kısa süre birlikte olmuştum, ama işte o kadar; Genelkurmay başkanlarıyla genellikle onların davetiyle hep görüşmüşlüğüm olduğu halde, Akar’la sonradan yollarımız gazeteci-komutan olarak hiç kesişmedi. Ne Genelkurmay başkanı olmadan önce ne de sonrasında…
Onun da Exeter’le bir ilgisi olduğunu sanmam…
Daha önce bu konuyu -benim ve diğer isimlerin Exeter’de bulunduğumuz konusunu- ele alan haberlerde, hemen her defasında, İngiliz istihbarat örgütünün oradaki üniversiteyi eğitim merkezi olarak kullandığı iddiası da zikredilirdi.
Bu defa nedense o yalandan vazgeçilmiş… Bu da bir şey…
Türk siyasi hayatı ile ilgili ‘Abdullah Gül and the Making of the New Turkey’ adlı İngilizce hacimlice bir biyografi var. 2014 tarihli Gerald MacLean tarafından kaleme alınmış bu eserde, benim ve Gül’ün tanıklığıyla ikimizin Londra ve Gül’ün Exeter günleri uzun uzadıya anlatılıyor.
Yani?
Doğrusunu öğrenmek isteyen için Türkçe-İngilizce hiç de az sayıda olmayan kaynak bulunuyor yani.
Üstelik Türkiye’ye defalarca gelmiş, Türk tarihi üzerine eserleri olan yazar MacLean Exeter Üniversitesi’nde bir dönem dersler de vermiş.
Maalesef doğru ile yanlış ayırımının önem taşımadığı bir haber anlayışı medyada bazılarına hakim; bilmedikleri için değil, işlerine öyle geldiği için, yani bilerek isteyerek, gerçekleri çarpıtmayı meslek edinmişler.
Böyle bir ortamda yanlışa eyvallah etmeden yazmaya devam.
Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.