Gazeteci Fehmi Koru, bugünkü, “Anlamakta zorlandığım bir tartışma: Disney platformu Atatürk dizisini yayınlamayacak diye mi kızıyoruz biz?” başlıklı yazısında, Ermeni lobilerinin baskısı sonucu ‘Atatürk’ belgesini yayınlamama kararı aldığı öne sürülen dijital yayın platformu Disney Plus’ı kaleme aldı. Disney Plus’ın söz konusu eyleminin kabul edilebilir bir konu olmadığını vurgulayan Koru, “Çekilmiş ve yayına da hazırlanmış dizinin Disney üzerinde baskı uygulayarak gösterimine engel olan Amerika’daki Ermeni örgütlerinin, bu yaptıkları sonrasında zafer kazanmış havasına bürünmelerini ise ayıplıyorum” ifadelerini kullandı.
Koru’nun yazısı şöyle:
Günlerdir tartışıldığı, devlet adına konuşabilecek hemen herkesin görüş açıkladığı, protestolara sebep olan, RTÜK’ün de işin içine karıştığı bir konuda ben tek kelime bile etmedim.
Sebebini açıklayayım: Neyi tartıştığımızı anlamadım da ondan…
Biz Disney+ platformunun çektirdiği Atatürk dizisinin yayınını istiyoruz ve şirket bunu yayınlamamaya karar verdiği için de kızıyoruz; söylenen bu.
Öyle mi? Tuhaf gerçekten…
Konunun bana tuhaf gelmesi şundan: Genellikle bazı filmler ve dizilere bir sebeple kızar ve yayınlarına yasak koyarız biz.
Billy Hayes isimli, uyuşturucu yüzünden ülkemizde hapis yatmış ve nasılsa cezaevinden kaçmayı başarmış birinin yazdığı romandan hareketle ünlü Amerikalı yönetmen Alan Parker’in 1978 yılında çektiği ‘Midnight Express’ (Geceyarısı Ekspresi) filmi sözgelimi…
Film uzun yıllar ülkemizde gösterime giremedi.
Ondan öncesi de var.
Charles Branson ve Tony Curtis gibi Hollywood ünlüleriyle Fikret Hakan ve Salih Güney’in de rol aldığı 1970 yapımı ‘You Can’t Win ‘Em All’ (Hep kazanamazsın veya bizde ünlenen ismiyle ‘Paralı askerler’) filminde Atatürk de canlandırılmaktaydı.
Çekimi sırasında gazetelerimizin çarşaf çarşaf fotoğraflı haberlerini yayınladığı ‘Paralı askerler’ filmi de ülkemizde hiç gösterime girme şansı bulamadı.
Yasaklandı çünkü.
Tıpkı yönetmen David Lean’nin uzmanlarca ‘muhteşem’ diye tanımlanan 1962 yapımı filmi ‘Lawrence of Arabia’ (Arabistanlı Lawrence) filmi gibi. Osmanlı’ya karşı girişilmiş Arap isyanında ön planda yer alan T. E. Lawrence isimli İngiliz casusunun hayatından beyaz perdeye aktarılmış bu film de, bizde, yasaklı olduğu için sinemalarda gösterilmedi.
Bunlar varlıkları bilinen, başka ülkelerde vizyona girmiş filmler; bir de senaryoları beğenilmediği için ülkemizde çekimine izin verilmemiş nice yabancı film bulunuyor.
Hadi bu filmler yabancıların imzasını taşıyor; Kemal Tahir’in bir romanından Halit Refiğ’in TRT için çektiği ‘Yorgun Savaşçı’ dizisinin başına geleni hatırlıyor musunuz?
Yıl 1980’di. 12 Eylül darbesinin yapıldığı yıl. Askerler, 1978’de çekimine karar verilmiş ve o zamanın parasıyla 40 milyon TL harcanarak 1979’da çekimi tamamlanmış Atatürk ile de ilgili bu dizinin yayınına yalnızca yasak getirmekle kalmamış, çekimin bütün kopyalarını yaktırdıklarını da 1983 yılında duyurmuşlardı.
Doğru olmayan bir bilgiydi bu; askeri yönetim ‘‘Yakıla’’ talimatı vermiş olsa bile, dizinin kayıtlarından bir kopyasının saklandığı uzun yıllar sonra anlaşılmıştı; HBB televizyonu aynı romanı yeniden dizileştirdiğini açıklayınca, yakıldığı duyurulmuş kayıtların bir kopyası TRT’de yayına sokulabilmişti (1993).
Şimdilerde yayın dışı kalmış olan HBB televizyonu, TRT’yi elindeki tek kaydı yayına sokmaya zorladığı yıldan bir yıl önce de (1992), ‘Türkiye’de ilk defa’ olarak ‘Midnight Express’ filmini ekranına taşımıştı.
Bir sinemasever olarak belleğimin bir yerinde bu bilgiler yer aldığı için, şimdilerde bir yabancı platform çekimine katkıda bulunduğu Atatürk ile ilgili bir diziyi yayınlamaktan vazgeçti diye kopartılan gürültüyü anlamakta zorlanıyorum.
‘‘Atatürk filmler ve dizilerde gösterilemez’’ kalıbından vazgeçildi de haberimiz mi olmadı?
Nice ünlü artistler o role talip oldular, ilgi gösterilmediği için, üzerinde bayağı çalışılmış projeler hayata geçirilmedi çünkü.
Disney’in yaptığı elbette kabul edilebilir bir şey değil.
Çekilmiş ve yayına da hazırlanmış dizinin Disney üzerinde baskı uygulayarak gösterimine engel olan Amerika’daki Ermeni örgütlerinin, bu yaptıkları sonrasında zafer kazanmış havasına bürünmelerini ise ayıplıyorum.
Yıllar boyu, kendilerinin 1915 olayıyla ilgili tezlerini yansıtan filmler ve diziler çekildi; Disney’in yayına hazırlandığı dizi, anladığım kadarıyla, o olayla da ilgili değil.
Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Yetvart Danzikyan güzel söylemiş: ‘‘Bir diziyi hedef almak, onun yayınlanmaması, hatta hiç çekilmemesi için çaba göstermek, bu örnekte, bana anlamlı görünmüyor. Burada bir zafer yok.’’
Eğer konuyu doğru anlamışsam, ben de ‘‘Ayıp etmişler’’ diyorum.
Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.