Gazeteci Fehmi Koru bugünkü köşesine eski ABD Başkanı Donald Trump’ın yargılandığı davayı taşıdı. Devlet başkanları yargılanır mı? Sorusunu soran Koru Amerika ve bütün dünya, devlet başkanlarının da yargılanabileceğini gördüğünü söyledi.
Fehmikoru.com adresinde yayınlanan yazının tamamı şöyle;
Devlet başkanı yargılanır mı?
Şu sırada yargılanan veya cezasını hapiste çekmekte olan devlet başkanları var.
Hemen hepsi de görevlerini tamamladıktan sonra yargılandılar.
Donald Trump da onlardan biri.
Önceki gün, dört yıl boyunca ülkesinin en bilinen evinde –Beyaz Saray’da- oturduğu Amerikan başkentine, bu defa yargılanmak üzere gelmişti Trump…
Mahkemelere yabancı biri değil Amerika’nın eski başkanı. Geçmişiyle ilgili bazı yanlışlıkları yüzünden New York’ta ve Miami’de yargıçlar karşısına daha önce de çıkmışlığı var. Ancak Washington’da yargılandığı dava hiçbirine benzemiyor. 2020’de yapılan başkanlık seçimlerini hiçe saymak ve Amerikan demokrasisini tehlikeye düşürmekle suçlanıyor…
Joe Biden karşısında kaybettiği seçimi aslında kendisinin kazandığı iddiasıyla Beyaz Saray’ı terk etmek istememiş, düzenlediği bir mitingte topladığı taraftarlarını çalınan seçimi geçersiz kılmak ve kendisini başkan olarak tutmak için parlamento binasına saldırmaya tahrik etmişti Trump. Tahriklerine kapılan yüzlerce taraftar parlamento binasına saldırmış, senatör ve milletvekillerini tehdit etmiş, odalarda bulunan eşyaları tahribata kalkışmıştı.
Yargılanma sebebi bu Trump’ın…
Orada olmak ve yargıçın kendisine muamelesini görmek isterdim.
Görülmeye değerdi çünkü.
Adliye’ye girer girmez ilgili birimin bir memuru tarafından parmak izlerinin alınması…
Binanın 22-A tabelalı mahkeme salonuna alınması…
Tahmin edilebileceği üzere tek başına değildi Trump; herbiri pahalı elbiseleri ve milyonluk saatleriyle güçlerini ispatlamaya hazır avukat ve danışman ordusu da hemen arkasındaydı…
ABD’nin eski başkanı tam zamanında mahkeme salonunda… Hazırladığı iddianameyle ona yargılanma yolunu açan savcı Jack Smith de orada… Ve Trump savcıyla ilgili hoş olmayan hislerini sert bakışlarıyla belli ediyor…
O da ne, ilan edilmiş saat geçtiği halde yargıç ortalıkta görünmüyor; bekletilmeye alışık olmayan Trump o dakikaları nasıl geçireceğini bilemez halde etrafına bakınıyor…
Bayan yargıç Moxila Upadhyaya neden sonra salona giriyor, tam 15 dakika gecikmeyle…
Ne yapacağını bilemez halde geçirdiği 24 dakikadan sonra Trump geç gelen yargıcı süzüyor.
Yargıç Upadhyaya savcıyı ve avukatları teker teker selamladıktan sonra ona da dönüp ‘‘İyi günler Bay Trump’’ diyor…
Sırada yemin etmek var. ABD’deki sistemde sanıklar sağ ellerini kaldırarak yemin ediyorlar; Trump da aynısını yapıyor…
‘‘Kendinizi tanıtın’’ talimatı yargıçtan gelince, Trump, ‘‘Evet, sayın yargıç, adım Donald J. Trump’’ diye kendisini herhalde tanıyan yargıca yeniden tanıtıyor.
Yaşını soruyor yargıç, Trump da ‘‘77’’ cevabını veriyor…
Moxila Upadhyaya, yargıç, sanığın –Trump’ın- yüzüne karşı kaç muhtemel suçtan dolayı yargılanacağını sıralıyor ve suçlamaları kabul edip etmediğini bildirmesini istiyor…
Trump suçlamaları kabul etmediğini bildiriyor…
Arada bazı teknik konuşmalar da geçiyor yargıçla avukatlar arasında, Trump onları dinlemekle yetiniyor…
Bir dahaki duruşma günü olarak 28 Ağustos’u belirleyen yargıç Upadhyaya, Trump’a dönüp tutuksuz yargılanması için kabul edilmiş şartlara uymaması durumunda ‘tutuklanma’ riskini kendisine hatırlatıyor…
‘‘Teşekkür ederim, sayın yargıç’’ cümlesi dökülüyor Trump’ın dudaklarından…
Duruşma saat 16.42’de yargıcın salonu terk etmesiyle sona eriyor…
Elbette bütün bunlar olup biterken ben orada ve salonda değildim ama Amerikalı meslektaşlar olan biteni gazetelerinde yazdılar, ben de an be an oradaymışım gibi yaşananları onlardan öğrenip aktarıyorum.
İzlenim, Trump’ın geleceğinden endişeli olduğu. Birkaç saat önce, ‘‘Yeniden seçilmem için aleyhimde bir dava daha açılması yeterli’’ diye meydan okuyan eski başkan sanki o değilmiş gibi bir tavır sergiliyor Trump mahkeme salonunda.
Süt dökmüş kedi gibi…
Amerikan sisteminde -pek çok başka demokratik ülkede de olduğu gibi- yargılanan biri herhangi bir göreve aday olabiliyor ve seçildiği takdirde de o göreve gelebiliyor. Cezaevindeyse derhal tahliye edilerek…
Trump yeterli oyu alıp yeniden seçilebileceğine ve yargının kılıcının etkisini hissetmeyeceğine inanır görünüyor.
Aday olamadığı veya seçilemediği takdirde mahkemeler aleyhine kararlar verir ve ceza alırsa, bu defa yarısına yakınını kendisinin bizzat atadığı Anayasa Mahkemesi üyelerinin, konu önlerine geldiğinde, cezasıyla ilgili kararları bozacağından da emin bir halde…
Verdiği görüntü hep bu olduğu için mahkeme salonunda geçirdiği dakikalar boyunca sergilediği endişeli tavır, Trump’ın aslında dipten dibe geleceğinden o kadar da emin olmadığını belli etmiş durumda.