Gazeteci Fehmi Koru, bugünkü köşesinde, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun bir gün siyaset içinde ve çevresinde geçirdiği günlerin anılarını kaleme alacak olursa, yalnız Türkiye’de değil, dünyanın önemli ülkelerindeki karar alma merkezlerinde de yazdıklarının satır satır okunacağını belirtti.
Geçtiğimiz günlerde Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu ile 4-5 saat geçirdiklerini dile getiren Koru, “Saadet Partisi ile birlikte TBMM’de grup kurmuş Gelecek Partisi’nin genel başkanı olarak, bugün de, Türkiye sınırlarını aşan misyonlar üstleniyor Davutoğlu” ifadesini kullandı.
Gelecek Partisi’nin yerel seçimler için şimdiden 26 aday ismi açıkladıklarını kaydeden Koru, “25 adayı da önümüzdeki günlerde açıklayacaklar. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun karşısına AK Parti’nin kimi aday çıkartabileceği de merak edildi. Verdiği cevaptan, iktidar partisinin neden şimdiye kadar İstanbul’da göstereceği adayı açıklamakta zorlandığını daha iyi anladım. O konuda son sözü söyleyecek olan Tayyip Erdoğan, kendisinin siyasi hayatın dışında kalacağı dönemi aklında tutarak o ismi belirleyecek. Damadı Selçuk Bayraktar’ı düşünebilir…” dedi.
Ahmet Davutoğlu, bir gün siyaset içinde ve çevresinde geçirdiği günlerin anılarını kaleme alacak olursa, yalnız Türkiye’de değil, dünyanın önemli ülkelerindeki karar alma merkezlerinde de yazdıkları satır satır okunacaktır.
‘Stratejik Derinlik’ kitabının çevrildiği dillerden çok daha fazlasına anılarının çevrileceğine eminim.
Dün onunla geçirdiğim dört-beş saat sonrasında vardığım sonuç bu.
Anılarını ilk okuyanlardan olmayı çok isterim.
Türkiye siyasi hayatında son 22 yıla damga vuran isimlerden biri Davutoğlu. AK Parti iktidarında, önce, başbakanlıkta büyükelçi unvanıyla başdanışmanlık yaptı. Sonra dışişleri bakanlığı ve nihayet başbakanlık görevlerinde bulundu. Onun bu görevleri yürüttüğü dönem, Türkiye’nin dünyada en fazla ilgi gördüğü ve en çok uluslararası sorunda taraf veya arabulucu konumunda bulunduğu dönemdi.
O yıllarda, dünya liderleri ve karar alıcılarıyla birebir temaslarda bulunanlardan biri de oydu.
Davutoğlu, son birkaç yıldır da, muhalefet saflarında, AK Parti’ye kök söktüren bir muhalif çizgi izliyor.
Saadet Partisi ile birlikte TBMM’de grup kurmuş Gelecek Partisi’nin genel başkanı olarak, bugün de, Türkiye sınırlarını aşan misyonlar üstleniyor Davutoğlu.
İstanbul’da, bir grup meslektaşla birlikte, Gazze’de İsrail’in sürdürdüğü soykırıma karşı, vicdanları harekete geçirecek küresel çapta hassasiyet uyandırma girişimi hakkında söylediklerini dinledik.
Türkiye’deki görevleri sırasında İsrail ve Filistin taraflarıyla bire bir ilişki kurmuş ve doğrudan görüşemeyen bu iki tarafı bir ortak noktada buluşturup barıştırmak için çabalamıştı.
Şimdi de, Gazze’de, vahşete dönüşen savaşı bitirmek için kolları sıvamış Davutoğlu.
Bizzat kaleme alıp imzaya açtığı dilekçeyle, Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’ü işgali altında tutan İsrail’in, bunu sona erdirmesi amacıyla derhal ateşkes ilan edilmesi ve diplomatik müzakerelerin bir an önce başlatılması çağrısında bulunuyor.
Çağrısı gerçekten de küresel ilgi görmüş durumda.
İlk imzalara bir bakınız:
Amerikalı anayasa hukuku profesörü Richard Falk
Tunus’un eski cumhurbaşkanı Moncef Marzouki
Malezya’nın eski başbakanı Mahathir Mohamed
İran’ın eski dışişleri bakanı Javad Zarif
Güney Afrika eski adalet bakanı Brigette Mabandla
Mısır’ın eski dışişleri bakanı Amr Moussa
Amerika’nın efsane insan hakları savunucusu Angela Davis
Çok ödüllü Hintli yazar Arundhati Roy
Amerikalı filozof Judith Butler
Lübnanlı önemli siyaset adamı Walid Joumblatt
Bu isimlerin yanında, dünyanın dört bir tarafından yüzlerce önemli isim de imzalarıyla dilekçeye destek vermiş bulunuyor.
Türkiye’den de çok sayıda siyasetçi, bilim insanı, diplomat ve gazeteci dilekçeyi imzalamış.
İmzalar arasında dolaşırken, katılımcılar arasında, değişik dinlerden kişiler yanında, hiç de azımsanmayacak sayıda Yahudi aydın bulunduğunu da fark ettim.
Böyle dilekçelerde hep rastlandığı üzere, bazı isimler ‘soykırım’ sözcüğünü aşırı bulmuş ve bu yüzden imzalamaktan kaçınmış. Yahudi asıllı bir bilim insanının ise, “Dilekçede ‘soykırım’ kavramı bulunmazsa imzalamam” dediğini aktardı Davutoğlu.
Davutoğlu, imzaya açılan dilekçenin küresel platformda daha da yaygınlaşmasını ve bu yolla artık ‘soykırım’ boyutlarına ulaşmış Gazze’deki savaşın sona erdirilmesi için uluslararası camiada daha aktif bir tavrın sağlanabileceğini umuyor.
Aslında eski başbakan ile bir araya geldiğimizde, merak edilen konulara ışık tutan tanığı olduğu pek çok olay da gündeme geldi.
Ülkenin karşı karşıya bulunduğu en önemli tehlikenin, hukuktan yoksunluk, anayasasızlaşma olduğu kanaatinde Davutoğlu. Buna eşlik eden bir diğer olumsuz gelişme de, orta sınıfın ortadan kalkması. Bunların yerleşmesi durumunda, Türkiye’nin, hiç de hoşlanılmayacak türden baskıcı rejimli bazı ülkelere benzemesinin kaçınılmaz olacağı kanaatinde.
Gelecek Partisi olarak, kazanabileceklerini düşündükleri bazı illerde adaylar çıkaracakları anlaşılıyor. Şimdiden 26 aday ismi açıklamışlar, 25 adayı da önümüzdeki günlerde açıklayacaklar. Kadın adayların çoğunlukta olması şaşırtıcı olmayacak. Bazı illerde ise ‘olumlu’ bulacakları adayların desteklenmesi yoluna gidebilecekler.
İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun karşısına AK Parti’nin kimi aday çıkartabileceği de merak edildi. Verdiği cevaptan, iktidar partisinin neden şimdiye kadar İstanbul’da göstereceği adayı açıklamakta zorlandığını daha iyi anladım.
O konuda son sözü söyleyecek olan Tayyip Erdoğan, kendisinin siyasi hayatın dışında kalacağı dönemi aklında tutarak o ismi belirleyecek.
Damadı Selçuk Bayraktar’ı düşünebilir…
Veya esas ismin öncesinde, kazanabileceğinden emin olduğu, söz dinleyebilecek iddiasız bir ismi de aday olarak ortaya sürebilir.
En başta söylediğimi burada da tekrarlayayım: Ahmet Davutoğlu son 22 yılın az bilinen noktalarına ışık tutacağı muhakkak olan, kendisinin bizzat içinde yer aldığı iç ve dış olayları bütün genişliğiyle gözler önüne sunacak ve geleceğin tarihçileri için kıymetli bir hazine teşkil edecek bir anı kitabını hiç gecikmeden kaleme almalı.”