Glokom, bilinen adıyla göz tansiyonu en yaygın göz problemi. Belirti vermeyen hastalık, tedavi edilmediğinde görme kaybına yol açıyor. Göz kliniklerine başvuran her 100 kişinin 4’ünde glokom tespit ediliyor. 40 yaşından sonra ortaya çıkabilen göz tansiyonu körlüğe neden olabiliyor. Belirti vermeyen bu hastalık için mutlaka 40 yaşından sonra göz muayenesi olunması öneriliyor.

Glokom hastalığının hiçbir belirti vermeden bir gecede körlüğe sebep olabildiğini söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, 10-16 mart Glokom Haftası’nda uyarılarda bulundu.

Elgin, “Risk faktörlerinden bir tanesi yüksek göz tansiyonudur. Bir diğer risk faktörü ileri yaştır. Hastalık her yaşta görülebilir ancak sıklıkla 40 yaş ve üzerinde ortaya çıkmaktadır. Aile öyküsü bir diğer risk faktörleri arasındadır. Özellikle anne, baba, kardeşler gibi birinci derece akrabalarda hastalığın bulunması riski arttırmaktadır. Şeker hastalığı, hipertansiyon ya da çok düşük tansiyon, damar sertliği, kalp hastalığı gibi sistemik damar hastalıkları da risk oluşturmaktadır. Diğer risk faktörleri ise kişinin miyop olması, kortizon içeren ilaçları kullanması ayrıca geçirilmiş göz yaralanmaları, göz ameliyatları ve üveyt gibi bazı göz hastalıklarıdır” ifadelerini kullandı.

Tedavisi ömür boyu sürmektedir

Glokom hastalığının tedavisinin şeker hastalığında olduğu gibi ömür boyu sürdüğünü ifade eden Elgin, “Glokom tedavi edilebilen bir hastalıktır. Erken teşhis de tedavi görme kayıplarını büyük ölçüde azaltmaktadır. Glokom tedavisi tıpkı şeker hastalığı gibi ömür boyu sürmektedir. Tedavi de büyük oranda damlalar kullanılır. Bu damlalar doktorunuzun önerdiği saatlerde ve dozda kullanılması çok önemlidir. Damla tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda ise yine Glokomun tipine ve ciddiyetine göre çeşitli lazerler ya da tedaviler söz konusudur” diye konuştu.

Erken tanının önemi

Glokomda erken tanının önemine dikkat çeken Elgin, “Glokomda erken tanı çok önemlidir. 40 yaşın üzerinde hatta risk faktörü varsa her yaştaki bireyler yılda bir kez göz doktoruna giderek glokom açısından değerlendirilmelidir” dedi.

Sigaradan uzak durmak önemli

Sigaradan uzak bir yaşamın, tüm vücut sağlığı için olduğu gibi glokomla mücadele için de son derece önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Elgin; “Alkol tüketimi ile glokom arasında bir ilişki net olarak bilinmemektedir. Ancak günde bir kadeh kırmızı şarap içilmesi, antioksidan özelliği nedeniyle glokom için faydalı olabilir. Günde 2-3 kupayı geçmeyen siyah ve yeşil çay tüketimi glokom için faydalı iken, aşırı kahve içimi hastalığı olumsuz yönde etkiliyor” cümlelerini kullandı.

Spor yaparken de bazı kurallara dikkat

Düzenli egzersiz yapmanın genel vücut sağlığı için olduğu kadar glokom’a karşı da önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin; “Düzenli olarak haftada 3-4 kez, 40-45 dakika dinamik aerobik egzersiz (yürüme, koşma, bisiklet vs) idealdir. Başın aşağıda kaldığı atipik pozisyonlara bağlı olarak yoga, benzer şekilde ağırlık çalışmaları, skuat gibi izometrik egzersizler ve bungee jumping gibi sporlar ise glokom hastaları için uygun değildir. Ayrıca sıkı yüzücü gözlükleri ve dalış sporu da glokomlu hastalara önerilmez” diyerek sözlerini bitirdi.

Gıda endişesi büyüyor; ekonomik kriz, gıda sahtekârlığını artırıyor! Gıda endişesi büyüyor; ekonomik kriz, gıda sahtekârlığını artırıyor!

Glokomlu hastalar beslenmeye özen göstermeli

Glokomlu hastanın yaşam tarzı, beslenme ve diğer alışkanlıklarının hastalığın gidişatını etkileyeceğini hatırlatan Prof. Dr. Elgin; “Sağlıklı dinamik bir vücuda sahip olmanın yanı sıra Akdeniz tarzı diyet ile beslenme glokomu olumlu yönde etkiler. Bol sebze, meyve içeren Akdeniz tarzı diyet glokoma karşı faydalıdır. glokomlu hastaların günlük diyetinde, narenciye ve yeşil bitkilerde bulunan C vitamini; badem, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, fındık, ceviz gibi kuruyemişlerin yanı sıra avokado gibi bazı sebzeler ve balıkta bulunan E vitamini; tahıl ürünlerinde çokça bulunan B vitamini yer almalıdır. Yaban mersini, çilek vb. diğer kırmızı ve mor meyveler, özellikle balık yağı, keten tohumu yağı ve ceviz gibi omega-3 ve omega-6 içeren gıdalar, çekirdekli siyah üzüm ve bitter çikolata glokoma karşı faydalıdır” şeklinde önerilerde bulundu. 

Muhabir: Emre Yılmaz