Darbedilen, işkence gören, idrar içmeye ve birbirleriyle ilişkiye girmeye zorlanan S.T. ile M.D.’nin ifadeleri üzerine başlatılan soruşturmada haklarında ‘çocuğa karşı eziyet’, ‘cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçlarından dava açılan A.S., E.G., K.T.Ö. ile Y.Ö., 19 yıl ile 30 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı. Cezaevindeki işkence görüntüleri ise 2 katlı koğuşun alt katı ve havalandırmasında bulunan güvenlik kameralarına yansıdı.
Cinsel istismar, kemerle darp...
Olay, 2022 yılı Ağustos ayında Kocaeli 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda meydana geldi. ‘Cinsel istismar’ suçundan tutuklanan S.T. ile M.D., iddiaya göre aynı koğuşta kaldıkları, A.S., E.G., K.T.Ö. ve Y.Ö.’nün cinsel istismarına uğradı. Olay, o dönem 17 yaşında olan mağdur S.T.’nin, 12 Ağustos 2022’de nakil olarak gittiği Ankara Sincan Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’nde yapılan muayenesinde ortaya çıktı. Vücudunda darp izleri görülen S.T.’nin, Kocaeli’deki cezaevinde M.D. ile birlikte, A.S., E.G., K.T.Ö. ve Y.Ö.’nün cinsel istismarına maruz kaldıklarını, kemerle darbedildiklerini, zorla ayaklarını yıkattıklarını, kendilerine masaj yaptırdıklarını, bardağa ve pet şişeye idrar yaparak zorla içirdiklerini beyan etmesi üzerine, kurum müdürlüğü tarafından suç duyurusunda bulunuldu.
‘Cinsel istismarda bulundular, idrarlarını içirdiler’
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında, Çocuk İzlem Merkezi’nde (ÇİM) ifadesi alınan S.T., işkence ve istismarın cezaevine girdiği 10’uncu günde başladığını ve 2 gün boyunca sürdüğünü belirterek şunları söyledi:
“Olaylar Kandıra’ya gittiğimim 10’uncu günüydü. Bana karşı önce şiddet uyguladılar. A.S. ve E.G.’nin bana yönelik hem şiddeti hem cinsel istismarı oldu. Y.Ö. ve K.T.Ö. sadece şiddet uyguladı. Kemer ile vurdular. Bıçak ile sırtımı ve kolumu çizdiler. Tekme, tokat, yumruk atıyorlardı. Arkadaşım M.D.’ye yönelik de şiddet uyguluyorlardı. Gündüz sabah saatleri 10.00’da dövmeye başlıyorlardı. Dinlenerek tekrar devam ediyorlardı. Saat 22.00’ye kadar şiddet devam ediyordu. Gardiyanlar bizim olduğumuz yere çok fazla uğramıyorlardı. Ertesi gün sabah uyanır uyunmaz, ‘Şunu yap, bunu yap, ayaklarımı yıka’ gibi istekleri oluyordu. Bu şiddetler toplamda 2 gün oldu. Cinsel istismar olayı bir gün oldu.
Ayaklarımı yıka, elbiselerimi yıka’ diyerek dövmeye başladılar
Kandıra'da 10’uncu günümde, benim cinsel istismardan içeriye girdiğimi duyunca, ‘Ayaklarımı yıka, elbiselerimi yıka’ diyerek dövmeye başladılar. Akşam olduğu zaman masaj yaptırıyorlardı. Birbirimizle ilişkiye zorladılar. A.S. ve E.G., bardağa idrarını yapıp bana ve M.D.’ye içirdi. Bu anlarda sürekli küfür ediyorlardı. Kimseye söylemememiz konusunda bizi tehdit ediyorlardı. ‘Eğer söylersen dışarıya çıktığında seni döveriz’ diyorlardı. Y.Ö. ve K.T.Ö., sadece ayak yıkattırdı, kemer ile dövdü, yumruk attı ve masaj yaptırdı. Cinsel eylem sırasında Y.Ö. ve K.T.Ö. uzanıyorlardı, yanımızda olmuyorlardı. Orası çok kötü bir yer, alt ve üst katlıydı. Bu bahsettiğim olaylar üst katta oldu. Alt katta kamera olduğu için üst kata çıkartıyorlardı. Sabah, öğle ve akşam yemek geliyordu. Benim sabah ve öğle yemeklerimi onlar yiyordu, bana yedirmiyorlardı. Ben sadece akşam yemeklerini yiyebiliyordum. ‘Seni öldürürüm, döverim’ diye tehdit ettikleri için kimseye anlatamadım.”