Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam FOX TV canlı yayınında gazetecilerin sorularını cevapladı. 

FOX TV'de konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, iktidarın kendilerine destek vermesi için İmralı’yla ve Kandil’le görüşmeler yaptığını söyledi. "İmralı’yla da belli aralıklarla görüşüyorlar." diyen Kılıçdaroğlu, "Kendilerine destek vermesi için ikna turları var. Bunları da biliyoruz. Bir kamu görevlisinin adını açıklamak doğru olmaz.” dedi.

Seçmenlere gönderdiği kısa mesajların  engellenmesine tepki gösteren Kemal Kılıçdaroğlu, "Devlet dediğiniz kurum ayrıdır, parti ayrıdır. Bunlar devleti, 'parti devleti' haline dönüştürdüler. Seçime gidiyoruz, bunları rahatsız edecek bir şey varsa Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bir karar alır, gereğini yapar. Ama YSK devre dışı bırakılıp Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı buna bir yasak getiriyorsa bu demokrasiye, kurallara aykırıdır. İşin Türkçesi korkuyorlar. Gerçekleri halkı öğrenmesinden, gerçeklerle yüzleşmekten korkuyorlar" diye konuştu.

Erdoğan ve AK Parti iktidarının itiraflarına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Terör örgütleriyle oturup konuşan Erdoğan. Günün 24 saatinde bizi karalayan o. Her türlü suçlamaya muhatap oluyoruz. Biz devleti yönetmiyoruz ki. 'Efendim Kılıçdaroğlu Kandil'le görüşüyor' diyor. Bunu söyleyen insanı, insan olarak kabul etmiyorum. Sen bir devleti yönetiyorsun, bu devlette MİT diye bir kurum var. Eğer ben Kandil'le görüşüyorsam, delilleriyle ortaya koyarsın, elime vurursun kelepçeyi atarsın içeriye. Hangi gerekçeyle iftira atıyorsun? Eğer bir terör örgütüyle muhatap olduysam, eğer bir teröristle yan yana gelip konuştuysam Allah belamı versin." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

Bir düzenleme yaptılar, 8 Eylül 1999 tarihine kadar emeklilik için başvuruyorsanız yararlanıyorsanız. 1 gün sonra sigortalı olduysanız emekli olmanız için tam 17 yıl geçmesi lazım. Bu adalet midir? Bunu düzelteceğimi söyledim. Bir geçiş dönemi olması gerekirdi. Ben de taahhüt ettim yapacağım. Korkuyorlar ve korkacaklar. Ben buradan bütün çalışanlara seslenmek isterim. Sandığa gidin, hakkınızı arıyorsanız oyunuzu Millet İttifakı'ndan yana kullanacaksınız. Yok ben 17 yıl da 20 yıl da beklerim ne olursa olsun Cumhur İttifakı'na diyorsanız gidin oyunuzu oraya verin ama sızlanmayın.

Yasak korktuklarından kaynaklanıyor. Sanıyorlar ki biz bunu dillendirmedik kimse bilmiyor. Aslında emekli olmak isteyenlerin hepsi bu gerçeği biliyordu ama kimse dillendirmiyordu. Korktular yasak getirdiler.

Hangi çağda yaşıyoruz ve neden korkuyorsunuz? Eğer Erdoğan gerçekten çekinmiyorsa, yüreği varsa, cesareti var çıkar karşıma bunları bana sorar. Sen gidip de BTK'dan ne umuyorsun arkadaş? Devletin kurumlarına yasak getirterek bir şeyler kazanacağını mı sanıyorsun?

Engellemeye çalışıyorlar, istedikleri kadar engellesinler, ben halka doğruları söylemeye devam edeceğim. Kendi televizyonlarına da yasak getirdiler. İktidardan gitmemek için bütün yolları deniyorlar. Devletin bütün kurumlarını devreye koydular TRT'sinden tutun, BTK'ya kadar. Bütün kurumları kontrol altına almışlar. Devleti çürüttüler. Yargıya olan güven azaldı. Biz yeniden bu devleti inşa etmek zorundayız. Kaybedeceklerini biliyorlar, korkuyorlar, gitmemek için devletin bütün kurumlarını kullanıyorlar. Sanıyorlar ki yandaşları sizi kurtaracak. Sizi artık kimse kurtaramaz. Halka hesap vermek zorundasınız. Halk gerçekleri bir şekliyle bilecek."

Kredi kartı borcu faizi affı için Meclis kararına gerek yok

"(Kredi kartı borçlarının faizinin silinmesi vaadi) Devletin ne olduğunu bilmiyorlar, çıkan yasaları da bilmiyorlar. Aslında bankalarla Hazine konuşacak. Bankalar çek alacaklarını bir şekilde varlık yönetim şirketlerine satıyorlar. Onlar da alıyorlar, avukat ordusu var, avukatlarıyla beraber alacakları tahsil ediyorlar. Bunun parlamentoyla ilgisi yok. Bu gayet basit. Sen 5'li çetenin borcunu silerken kimse ses çıkarıyor mu, benim dışımda? Dünyanın faizini ödüyorsun. Milyonlarca kişinin kredi kartı borcu var, ödeyemiyorlar, yuvalar dağılıyor, ben bunun farkındayım. Ben onların faizlerini sileceğim. Rakam çok büyük bir rakam da değil. Son derece mütevazi bir rakam. Onu sileceğim milyonlarca kişi rahatlayacak. Kredi kartı borcu faizi affı için Meclis kararına gerek yok. Bunlar idari tasarruflar. 22 yıldır yönetiyorlar ama devletin ne olduğunu bilmiyorlar. Bürokrasiyi perişan ettiler."

Türkiye'ye temiz para gelecek, uyuşturucu parası değil

(Emeklilere 15 bin lira bayram ikramiyesi vaadi) "Kaynağı ben bulacağım. Çok da gecikmeyecek. Kurban Bayramı'nda parlamentoya sunacağız, çık desin ki, çoğunluk bizde vermiyoruz. Türkiye zengin bir ülke. Kaynakları yeterli olan bir ülke. Yeter ki sağlıklı, düzgün kullanın. Siz ciddi bir tasarruf yapabilirseniz, emekliye vereceğiniz 15 bin liradan çok daha fazlasını tasarruf etmiş olursunuz. Türkiye çok zor durumda. Yurt dışından çok iyi olanaklarla kredi almak mümkün. Yabancı sermaye gelmek için can ve mal güvenliği var mı, demokrasi var mı diyor. Biz demokrasiyi getirmeyi taahhüt ediyoruz. Kaynaklar da gelecek ama altını çiziyorum Türkiye'ye temiz para gelecek, uyuşturucu parası değil. Borç olarak da değil, Türkiye'ye gelecek yatırım yapacaklar. Türkiye'nin büyümesine katkı sunacak."

Bizim bu tür paralara ihtiyacımız yok

("Körfez ülkelerinden gelen, pansuman oldu denilen para kirli para mı diyorsunuz" sorusu üzerine) "Kime verdiklerini gayet iyi biliyorum, beşli çeteleri de gayet iyi biliyorum, yurt dışına götürdükleri paraları da biliyorum. O paraları Türkiye'ye getireceğim. Rakamı da verdim 418 milyar dolar. Kaynak yok diye itiraf ediyorlarsa paraları tükettik anlamına geliyor. Körfez ülkelerinden para gelecekmiş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yöneten birisi gidip para dilenmez. Bunlar paraları aldılar, yedirdiler yandaşlarına, yurt dışına kaçırdılar, şimdi kapı kapı dolaşıyorlar bana kim yardım yapacak, para verecek diye. Bizim bu tür paralara ihtiyacımız yok, biz onurlu bir devletiz. İnsanlar yatırım yapmıyor Türkiye'de, önünü göremiyor. Dolar kaç lira olacak, soğan kaç lira olacak? Vatandaş soğan kaç lira olacak diye merak ediyor, sanayici doları merak ediyor. Siz önünüzü göremezseniz yatırım olur mu, kimse yatırım yapmaz."

Türkiye Cumhuriyeti Devleti satılık bir devlet mi ya?

(Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Körfez'den falan bizim sistemimizin içerisine para depo eden ülkeler oldu. Bu da kısa bir süre için de olsa Merkez Bankamızı, piyasamızı rahatlattı. Bu seçimi de kapattığımızda zaten göreceksiniz buraya liderler nasıl gelecekler. Veya ben o liderlere şükran borcumu ifade etmek için süratle nasıl gideceğim" açıklaması) "Şükran turu şu demek, 'Çok zor durumda kaldım, siz beni kurtardınız, size teşekkür ediyorum beni kurtardığınız için'. Arkasındaki ilişkileri bilmiyoruz. Bu ülkede davasını satana ne denir? AK Parti'ye, MHP'ye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim. Türkiye'de işlenen bir cinayetin (gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'ndan öldürülmesi) burada yargılanması gerekirken siz hangi gerekçeyle bu davayı sattınız? Bu davayı satılması Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ne kadar lehine oldu? Ne için sattınız bu davayı? Hangi akılla, mantıkla sattınız? Türkiye Cumhuriyeti Devleti satılık bir devlet mi ya? Nasıl yaparsınız bunu? Bunu söylediğimde bir sürü laf ediyorlar. Bunu yapanlarda insan sevgisi, vatan sevgisi yoktur. Tamamen iktidarda kalmak için yapıyorlar. Dünyada hangi ülke yaptı bunu? Bu seçim var olma, yok olma seçimidir. Bu bir referandumdur. Bu ülkeyi seviyorsan sandığa gideceksin. Kendini düşünmüyorsan evlatlarını düşüneceksin."

Kandil'in anahtarı Erdoğan'ın cebinde

"Hayatım gördüğüm seçimlerin en kirlisini yaşıyoruz. Gündem tamamen montaj videolar üzerine inşa edilmiş vaziyette. Bununla kendi halkına yalan söylüyorsun. Bunu yapan kişiye sahtekar denir. Sahtekardan cumhurbaşkanı olur mu? Mahkemeye başvurduk, mahkeme yasakladı videoyu. Terör örgütleriyle oturup konuşan Erdoğan. Günün 24 saatinde bizi karalayan o. Her türlü suçlamaya muhatap oluyoruz. Biz devleti yönetmiyoruz ki. 'Efendim Kılıçdaroğlu Kandil'le görüşüyor' diyor. Bunu söyleyen insanı, insan olarak kabul etmiyorum. Sen bir devleti yönetiyorsun, bu devlette MİT diye bir kurum var. Eğer ben Kandil'le görüşüyorsam, delilleriyle ortaya koyarsın, elime vurursun kelepçeyi atarsın içeriye. Hangi gerekçeyle iftira atıyorsun? Eğer bir terör örgütüyle muhatap olduysam, eğer bir teröristle yan yana gelip konuştuysam Allah belamı versin. Aksi halde bu iftirayı atanın Allah belasını versin. Bu kadar iftira olmaz ki ya. İnsanda biraz ahlak olur. Kandil'dekileri kim konuşturuyor? Kandil'dekilerin konuşması onun lehine mi benim lehime mi? Onun lehine. Çünkü konuşturan, söyleten o. Ben bunu bilmiyor muyum? Aklı başında olan herkes bunu bilir. Kandil'in anahtarı onun cebindedir zaten. Salih Müslim'i terörist ilan ettiler. 3-4 sefer Türkiye'ye davet eden o, kırmızı halılar seren o. Ben mi davet ettim? Şimdi o da konuşmuş. Onu konuşturanı da biliyorum. Salih Müslim'i devlette kimin konuşturduğunu da biliyorum. Yeri gelirse onun ismini de açıklarım. Devletin en hassas kurumlarında çalışıp devleti için değil saray için çalışanlar konuşturuyorlar.

Editör: Ahmet Agah