Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sessizliğini 12 gün sonra bozdu.
Sözcü TV’de ekrana gelen “Liderler Özel' programında gazeteciler Uğur Dündar, Alişer Delek, İsmail Saymaz ve İpek Özbey’in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu seçim süreci öncesi, sonrası ve sonuçları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Aday olduğuna pişman olup olmadığı sorulan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Hayır hiç pişmanlığım olmadı, yapılan her şey benim açımdan doğruydu. Diğer liderler için bir şey söylersem doğru olmaz. Her hangi bir pişmanlığım da söz konusu değil." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz kazanacağımıza inanıyorduk. Sadece biz değil, bütün anket firmaları bunu söylüyordu. Medya da buna inandı. Beklediğimiz olmadı." ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP Kurultayı'nda genel başkanlığa yeniden aday olup olmayacağına ilişkin soruya ise “Kurultay, yerel seçimlerden önce bir an önce yapılmalı. CHP Genel Başkanları için adaylık önce gelmez. İlk önceliğimiz ülkemiz, sonra partimizdir. Sonra Genel Başkanlık gelir. ‘Biz nerede kaybettik?’ bu soruya yanıt verilmesi lazım, bunu da değerlendirdik" değerlendirmesine bulundu.
"Kurultayda çıkıp ben adayım demem" diyerek sözlerine devam eden Kılıçdaroğlu, "Hiç bir delegeye 'Gel bana oy ver' demedim" açıklamasını da yaptı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Pişmanlığım yok”
Geriye dönüp değiştirmek istediğim bir an, pişmanlığım olmadı. Benim açımdan yapılan her şey doğruydu. Bugüne kadar yaptığım çalışmalardan pişmanlık duymuyorum.
Türk siyasetinde önemli bir aşama kaydettik. Demokrasiyi savunanları CHP bir araya getirdik. Bizim tarihimizde bir ilktir. Bunlar konuşulmuyor.
İktidar olduğumuzda neler yapacağımız konusunda bir mutabakat metni hazırladık. Yeteri kadar anlattık mı tartışılır. Toplumun her kesimiyle diyalog kurduk. Sosyal kimlikler üzerinden giderek toplumun her kesimini kucaklamaya çalıştık. Yeteri kadar oldu mu tartışılır ama önemli adımlar attık.
“Kazanacağımıza inanıyorduk”
Biz kazanacağımıza inanıyorduk. Sadece biz değil, bütün anket firmaları bunu söylüyordu. Medya da buna inandı. Beklediğimiz olmadı. Siz beklediğimizin olmamasının doğal olarak bizim üzerimizde üzüntüye yol açtığını kabul edersiniz. Biz de insanız sonuçta.
O akşam 6 lider bir araya geldi. Daha sonra yine basın mensuplarına seslendik. CHP bir lider partisi değil. CHP liderleri en zor sınavları veren genel başkanlardır. Suikastler, linç girişimleri… Ama asla geri adım atmamışlardır. O akşam konuştuk nasıl bir yöntem izleyelim diye. Önce Parti Meclisi ve MYK’yı topladık. Meclis Grubumuzu topladık.
Kurultay, yerel seçimden önce olacak
Kurultay yerel seçimlerden önce olacak. Genel Başkan’ın da seçileceği büyük kongrenin yerel seçimlerden önce olması benim düşüncem. Bu seçim sıradan bir seçim değildi. Bir kader seçimiydi. Demokrasi ya olacak ya da otoriter yönetim olacak Toplumun yarısı demokrasiden yana oy kullandı. Evet kazanamadık, gayet iyi biliyorum ama bu bizim umutsuz olmamamızı sağladı. Bu iki puan Türkiye’nin geleceği açsından çok önemli.
Kentli kitle yüzde 51 oranında “Kılıçdaroğlu” dedi
Kırsalda beklediğimiz oyu alamadık. 3 milyon fark, 1,2 ve 3 sandık kurulan yerlerden kaynaklanıyor. Bu bize şunu gösteriyor, enerjinin en azından bir bölümünü buralara harcayabilirdik. Kentlerde oturanların tamamı demokrasiden yana oy kullanmış insanlar. Kentli dediğimiz kitle, yüzde 51 oranda Kılıçdaroğlu demiş. Rakam bu. Bu başarı mıdır? Bir sefer, ortaya çıkan tabloyu ağır bir yenilgi tablosu olarak görmek asla kabul edeceğim bir şey değil.
“Milletvekilleri darp edildi”
Bu seçime CHP kadar hazırlık yapan 2. bir parti yok. Sandık açısından. Beraber ittifak yaptığımız partiler de çalıştı ama başat rol oynayan bizdik. 1 buçuk yıl buna hazırlandık. Tutanaklar da geldi. Elimizde sıcak veriler var. İlk seçimde bazı sorunlar çıktı, doğru. Bilgisayar sisteminde modeller arasında uyumsuzluk çıktı. Tutanakların alınmadığı anlamına gelmiyor. Yüklenmede sorunlar çıktı. Geçen seçimlerde biz Şanlıurfa’nın bazı ilçelerine giremedik, bırakın sandığa gitmeyi. Şimdi sıfır oy çıkan yerlere vekilleri gönderdik, darp edildiler. Darp edenin ayağında ayakkabı yoktu. Bu trajik durum medyada ne kadar gündeme geldi? ‘Benim hakkımı neden savunuyorsun, ben köleliğe razıyım’ diye ona saldırıyor. Yüzde yüz her şeyi mükemmel yapmadık. Sandıkta olup da tutanağı bize gelmeyen az sayıda tutanak var ama sonucu değiştirmiyor. Geçen seçimlerde partinin görevlendirdiği 10 bine yakın sandığa gitmeyen kişi partiden ihraç edildi.
3 ve daha fazla sandığın konduğu bütün Türkiye genelinde yüzde 51 alıyoruz. En azından partinin büyük ilçelerde, kent merkezlerinde sesini duyurduğu, oyunu yükselttiğini gösteriyor. Evet eksiğimiz var, 3 ve az sandık kurulan yere gitmemişiz. Sandık görevlisini kast etmiyorum, kendimizi anlatamamışız. Buradakilerin büyük bir kısmı TRT izliyor.
Kırsal kesimden neden oy alınamadı?
AK Parti yüzde 42’den yüzde 36’ya indi. Yıkımın sonuçları bir şekilde çıkıyor ortaya. Beklediğimiz ölçüde bir kayıp olmadı. Şunu da düşünün, ben asgari ücret artsın dediğimde, emekliye verilen ücret artsın dediğimde tak diye Erdoğan artırdı. Kırsaldaki insan ekonomik yıkımdan etkilenmedi. Deprem bölgesine gelince evet biz de bekliyorduk. Bölgeye ilk giden benim. Çözümleri söyleyen benim. Halk orayı tercih etti. Kalkıp da vatandaşa neden oraya oy verdin deme hakkım yok. Kendimizi sorgulamalıyız. Birden fazla nedeni var. Dağıtılan paralar, imkanlar var.
“Kurultayda adayım demem”
Bu bir demokrasi yarışıdır. Biz çıtamızı yükselttik. Toplumdaki kutuplaşmayı törpüledik. Pek çok sorunun çözümü için öncülük ettik. Millet İttifakı olarak çalıştık. Bundan sonraki süreç, bayrağı teslim alanlar elbette daha ileriye taşıyacaktır. İl başkanları, ilçe başkanları değişecek. Herkes değişecek. Hiç kimsenin kazığı çakacak hali yok. CHP diğer partiler gibi değildir. Tabloya bakacak CHP. Söylesinler, Kılıçdaroğlu çalıştı mı çalışmadı mı? Söylenmesi gereken her şeyi söyledi mi söylemedi mi? Ne eksiği var? Söylesinler, oturup tartışırız. CHP, kişi eksenli değildir. Ben gidip de kurultayda adayım demem.
Partinin MYK’sı değişti, Meclis Grubu’nda değişiklik oldu. Kongre kararını da aldık. Takvimi yaptık. İşi zamana yayıp uyutma falan yok. En fazla 15 gün daha daraltabiliriz. Her şey yasalara uygun yapıldı.
“Tüzükten rahatsızım”
Tüzükten rahatsızım. Daha önce tüzük kurultayı yaptık. Aktif üye pasif üye diye ayıralım dedim. Partinin milletvekilini seçecek kişi aktif üye, aidatını ödeyen üye olsun dedim, kurultaya kabul ettiremedim. Bu sebeple önseçim sağlıklı olmuyor. Bir yere bakıyoruz, il başkanı gitmiş bütün akrabalarını partiye kaydetmiş. İlla önseçim olsun diyor Zaten o seçilecek. Teklifim geçmedi, inşallah bunu kurultayda geçireceğiz.
İmamoğlu ve yavaş yorumu
Ekrem İmamoğlu Genel Başkanlığa aday olabilir. Ben akılcı düşünüyorum, niye İstanbul’u veriyoruz?
2 Büyükşehir belediye başkanımız sisteme katıldılar. Beraber çalıştık. Eğer onlar olmasaydı da biz kaybetseydik haklı olabilirdiniz. Onlar vardı zaten.
“Millet İttifakı’ndaki 4 parti grup kursun istiyorum”
İlk toplantıda söyledim, bizi bir araya getiren demokrasi dedim. Milletvekilleri verdik evet, çalıştılar, biz de çalıştık. Parlamentoda grup da kursunlar istiyorum. Onların varlığı olması, komisyonlarda temsil edilmeleri demokrasi için son derece önemlidir. Türkiye’ye gerçek anlamda demokrasiyi getirinceye kadar mücadele edeceğiz ve mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz.
İmamoğlu ve yavaş yorumu
Belediye başkanlarının birinci önceliği hizmet etmektir, siz buraları bırakın başka işlerle uğraşın olmaz Ekrem İmamoğlu Genel Başkanlığa aday olabilir. Ben akılcı düşünüyorum, niye İstanbul’u veriyoruz?
Siyasetin temeline aykırıdır bu. Şu anlama gelmesin, siyaset yapmasın anlamına gelmiyor. Öncelik budur. İstanbullu, Ankaralı seni seçti, buralara hizmet edin diye. İşin doğası gereği kuralı da budur. Sadece orada kalın hiçbir iş yapmayın olmaz. Genel siyasetin içinde de yer alabilirler. Ben CHP Genel Başkanı olarak İstanbul Büyükşehir’in ne olması gerektiğini düşünmek zorundayım. Yeni bir CHP’li tarafından yönetilmesi gerekir. Şu anda CHP’li tarafından yönetilmezse bu bizim için ciddi bir sorun olur. Kazandığımız bir Büyükşehir Belediyesi’ni başka bir partiye neden verelim? İmamoğlu aday olabilir. Arkadaşlar olabilirler, neden oluyorsunuz demem. Ben İstanbul sorununun çözülmesini isterim
2 Büyükşehir belediye başkanımız sisteme katıldılar. Beraber çalıştık. Eğer onlar olmasaydı da biz kaybetseydik haklı olabilirdiniz. Onlar vardı zaten.