CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 26 Ağustos’ta isim vermeden yaptığı eleştirilere ilişkin açıklamalarda bulundu. Akşener, "Biz bu seçimde yalnız iktidarla değil bu seçimin kaybedilmemesi için çalışanlarla da mücadele ettik. Koltuğundan başka şey düşünmeyenlerle uğraştık. 'Önce ben, önce şahsım' diyenlerle uğraştık. Tüm çabalarımıza rağmen yenilgiye engel olamadık" demişti.
Cumhuriyet’te Miyase İlknur’a konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Akşener’in sözlerinin yorumuna dayalı soruları yanıtlarsam Sayın Akşener’e saygısızlık, nezaketsizlik yapmış olurum” değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, 2019’da yapılan yerel seçimlerin ittifak üyeleri ve seçmenlerin ortak başarısı olduğunu kaydetti. Araştırmaların, CHP’li belediye başkanlarının tekrardan aday olmaları halinde daha fazla oy alacaklarını işaret ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, özetle şunları aktardı:
“Tüm adaylarımız desteklerini artırmış görünüyor”
“Bakın, 2019 yerel seçimlerinde büyükşehirden belde belediyesine kadar kazanan neredeyse tüm adaylarımız desteklerini artırmış görünüyor. Yapılan araştırmalar, 2024 seçimlerinde aday olmaları halinde 2019’da aldıkları oydan daha fazla oy alacaklarını gösteriyor. Çünkü çalmadılar, çırpmadılar. Tek bir kuruşun hesabını dahi verdiler, kimseyi ötekileştirmediler. Kentte yaşayan herkese hizmet götürmeye çalıştılar. Sosyal yardımları, bir elin verdiğini diğer elin görmeyeceği şekilde hakkaniyetle dağıttılar.
“Yeni büyükşehirleri kazanacağız”
"CHP’li bir belediye başkanını seçtiği için pişman olan neredeyse tek bir kent, ilçe, belde yok. Bu başarı adaylarımıza oy veren, bizimle ittifak kuran herkesin, her partinin başarısı. 2024 yerel seçimlerinde bu başarıyı çoğaltarak sürdüreceğiz. Bundan şüphe duymuyorum. Balıkesir, Bursa, Manisa, Denizli, Zonguldak başta olmak üzere yeni illeri, büyükşehirleri kazanacağız.
“Günlük kızgınlıkları kronik hale getirmek düşünülemez”
(Cumhurbaşkanlığı seçiminin kaybedilmesinin ardından yapılan sandık boykotu çağrılarına ilişkin) Siyaset bir anlamda geçmişten ders çıkarıp geleceğe odaklanma işidir. Dolayısıyla yaşama küsmek, geleceği inşa etmekten vazgeçmek asla ve asla doğru değildir. Bizler en zor koşullarda bir otoriter yönetimin kuşatması altında seçimlere girdik. İftiraların, yalanların, devletin otoriter Saray yönetimine hizmet ettiği bir süreci yaşadık. Dolayısıyla günlük kızgınlıkları, küskünlükleri kronik hale getirmek, hele hele demokrasiyi savunanların otoriter bir yönetime sandığı teslim etmeleri düşünülemez.”