Birleşik Metal-İş Sendikası'nın Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile yürütülen toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine bazı fabrikalarda başlattığı grevler 60 gün süreyle ertelendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla 14 Aralık tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan karar için, grevlerin "milli güvenliği bozucu nitelikte" olduğu gerekçe gösterildi.
Alınan karara tepki gösteren KESK-TMMOB-TTB ortak açıklama yaptı. Açıklamada, “Türkiye’de milli güvenliği de genel sağlığı da kamu düzenini de bozan ne işçiler, emekçiler ne de onların anayasadan, yasalardan, ülkemizin altında imzası bulunan uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan haklarını kullanmalarıdır” ifadelerine yer verildi.
“Grevin erteleme adı altında yasaklanmasını kınıyoruz”
KESK-TMMOB-TTB’nin yaptığı ortak açıklama şöyle;
“Grev Haktır, Yasaklanamaz!
Birleşik Metal İş’in, Metal İşçilerinin Haklı Mücadelesinin Yanındayız!
Mevcut iktidar bir taraftan işçileri, emekçileri her geçen gün daha fazla yoksulluğa, sefalete, güvencesizliğe iten politikalara imza atarken diğer taraftan bu politikaların da bir sonucu olarak artan saldırılara karşı milyonların en temel anayasal haklarını kullanmalarını dahi engellemeye çalışıyor.
Bu kapsamda en son Cumhurbaşkanı kararı ile Birleşik Metal İş üyesi metal işçilerinin grevi “milli güvenliği bozucu nitelikte” olduğu gerekçesiyle “ertelenmiştir”.
Öncelikle kararın adı ‘grev erteleme’ olsa da gerçekte fiilen grev yasağı olduğunu artık bu ülkede bilmeyen yoktur.
Nitekim bu son “erteleme” ile AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana 21 grev “erteleme” adı altında yasaklanmıştır.
Bu yasaklamalara gerekçe olarak grevlerin ya “milli güvenliği” ya “genel sağlığı” ya da “kamu düzenini bozucu nitelikte” olduğu gerekçeleri ileri sürülmüştür.
Oysa Türkiye’de milli güvenliği de genel sağlığı da kamu düzenini de bozan ne işçiler, emekçiler ne de onların anayasadan, yasalardan, ülkemizin altında imzası bulunan uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan haklarını kullanmalardır.
Bu ülkede milli güvenliği de genel sağlığı da kamu düzenini de bozanlar:
•İşçilere, emekçilere 19. Yüzyıl kölelik koşullarını dayatıp buna karşı hak arama yollarını kaptan, grevleri OHAL’den istifade ederek engellediklerini itiraf edenler, anayasaya aykırı olarak çıkardıkları KHK’ler ile mevcut grev yasaklarının kapsamını daha da genişletenlerdir.
•Kayıt dışı, taşeron, esnek ve güvencesiz çalıştırma biçimlerini yaygınlaştırarak ülkeyi sermaye için ucuz iş gücü cennetine çevirenlerdir.
•İşçilerin, emekçilerin insanca çalışma ve yaşam taleplerine kulak tıkayan, sendikal mücadelesini ‘suç’ olarak görenlerdir.
•Sermayeye- patronlara teşvik üstüne teşvik veren, vergi ve prim borçlarına af üstüne af çıkartıp bütün yükü işçilerin, emekçilerin sırtına yıkanlardır.
KESK, TMMOB ve TTB olarak işçilerin, emekçilerin en temel anayasal hakkı olan grevin erteleme adı altında yasaklanmasını kınıyoruz.
Ülkede hayata geçirilen tüm emek karşıtı, sermaye dostu politikaların altında imzası olanların, yabancı tekellere ait devasa kârlar elde eden 8 işletmede çalışan işçilerin Anayasal hakkı olan grevi “milli güvenliği’ diyerek yasaklaması kabul edilemez.
Pervasız, hukuksuz, keyfi engellemeye karşı “Grevlerimiz, üyelerimizin kabul edeceği adil bir toplu iş sözleşmesi imzalanıncaya kadar sürecektir” kararı alan Birleşik Metal İş Sendikasının ve metal işçilerinin haklı mücadelesini selamlıyor, tüm kamuoyunun bu haklı mücadelenin yanında olduğumuzu bilmesini istiyoruz. “