Kamuda toplu sözleşme görüşmeleri 1 Ağustos’tan beri sürüyor. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Başkanı Şükran Kablan, toplu sözleşme görüşmelerinde yaşanan anti-demokratik uygulamalara tepki gösterdi. Kablan, bugünkü toplantıyla ilgili herhangi bir gelişme ve toplantı çağrısının gerçekleşmediğini söyledi.
“KESK olarak bugün ve bundan sonraki tüm süreçlerde milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisini görmezden gelen, demokratik haklarını tırpanlayan bu sürecin, bu şekilde işletilmeyerek gerekli teamüllerin yerine getirilmesi önemlidir. Buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz. Gerçek bir toplu sözleşme düzeneği oluşana, demokratik olmayan bu yasa değişene, grev hakkıyla tanımlanmış gerçek bir yasa gerçekleşinceye kadar birleşik ortak mücadeleyi yükseltelim” diye konuştu.
Kablan, şu değerlendirmede bulundu:
“1 Ağustos’ta başlayan 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri, bugün 22 Ağustos itibarıyla hükümetin ve kamu işvereninin üçüncü teklifini açıklamasıyla birlikte devam edecek bir süreçken, bugün şu saat itibarıyla herhangi bir gelişme ve toplantı çağrısı gerçekleşmedi. Aslında sürecin başına baktığımızda 1 Ağustos’ta gerçekleşen toplantıda; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, görüşmelerin sonunda işleyiş ve çalışma takvimini taraflara, kamu konfederasyonlarına bildirmesi gerekirken toplantı sonunda yetkili konfederasyonun genel başkanıyla birlikte makamında ‘Biz çalışma takvimini oluşturup kamuoyuyla paylaşacağız’ diyerek geçmiş altı dönemden farklı bir teamül işletmiştir.
Resmi bir çalışma takvimi iletilmemiştir
Geldiğimiz noktada gerçekleşen 2-3 toplantıda da bize KESK olarak, çağrılar ve toplantı saati yeri son anda bildirilmiş ve resmi bir çalışma takvimi iletilmemiştir. Bu geçmiş altı dönemde, iktidara yakınlığıyla bilinen Memur-Sen’in bu süreci işletirken kapalı kapılar ardında ve şeffaf olmayan anti-demokratik bir sürecin işleyişini yedinci dönem toplu sözleşme sürecinde de hayata geçirdiğinin aslında bir göstergesi olmuştur. Hükümet bugün kamu işvereni, 3. teklifiyle masaya gelecekken gerek bakanlıktan herhangi bir açıklama yapılmamış olması sürece dair ve 22 gündür, 1 Ağustos’tan bu yana devam eden iş kolu görüşmelerinde ve toplantılarında hangi öneriler, teklifler, taleplerin ne şekilde tartışılıp konuşulduğuna dair tek bir açıklamanın gerçekleşen toplantılarda yapılmamış olması da aslında bu sürecin, bu masanın demokratik olmayan yönüyle, tarafların devre dışı bırakıldığı bir Memur-Sen ve hükümet-kamu işvereniyle birlikte bir süreç işletildiğinin çok somut bir göstergesi olarak karşımıza çıkmıştır.
Milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisi altı dönemdir gerçekleşen gerçek bir toplu sözleşme süreci olmayan, grev hakkını tanımayan, ekonomik talepleri, ekonomik ücret artışlarını hedeflenen ve hiçbir zaman tutmayan enflasyon oranlarına göre masaya getiren iktidarın, daha fazla yoksulluk ve sefalet ücretlerine mahkum edilmesine, özlük ve sosyal haklarına dair tek bir düzenlemenin olmamasına altı dönem boyunca tanıklık etmiştik. Bu dönem, maalesef geçmiş dönemlerden farklı bir süreç işlemedi. Bugün gelinen noktada kamuoyuna Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından bu görüşmenin neden yapılmadığıyla, yapılıp yapılmayacağıyla ilgili tek bir açıklamanın yapılmamış olması da bu sürecin şeffaf ve demokratik bir şekilde işletilmediğini net bir şekilde gözler önüne sermektedir. Bizim açımızdan, KESK olarak bugün ve bundan sonraki tüm süreçlerde milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisini görmezden gelen, demokratik haklarını tırpanlayan bu sürecin, bu şekilde işletilmeyerek gerekli teamüllerin yerine getirilmesi önemlidir. Buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz. Gerçek bir toplu sözleşme düzeneği oluşana, demokratik olmayan bu yasa değişene, grev hakkıyla tanımlanmış gerçek bir yasa gerçekleşinceye kadar birleşik ortak mücadeleyi yükseltelim.”