CHP Sözcüsü Faik Öztrak, dün Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın kesin ihraç talebi ile disiplin kuruluna sevk edildiğini açıklamıştı. İhraç haberini alan Özcan, dün akşam katıldığı televizyon programında 14 ve 28 Mayıs’ta düzenlenen seçimleri Millet İttifakının kaybetmesinin sebebi olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu göstermiş ve Ankara’ya yürüyeceğini söylemişti.
Özcan, bugün Bolu Belediyesi toplantı salonunda gazetecilere açıklamalarda bulundu. Özcan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Kendimi Ergenekon, Balyoz sanıklarından daha kötü durumda hissediyorum”
“Sosyal medya paylaşımlarım ve bazı yerlerde konuşmalarımla ilgili ihracım isteniyor. Hangi tarihli konuşma bu, hangi tarihli paylaşım? Ben bunu öğrenmek istiyorum. Çünkü yok. Sosyal medyama baktım, paylaşımım var birçok konuda. Ama Ben Hemşireler Günü’nü kutlayan paylaşımımdan dolayı mı Yüksek Disiplin Kurulu’na verildim, değişim istiyorum dediğim için mi? Bu bile belli değil. Kendimi Ergenekon, Balyoz sanıklarından daha kötü durumda hissediyorum. Onlara en azından uyduruk da olsa bir suçlama yöneltilmişti. Bana yöneltilen suçlama ne, Tıp Bayramı’nı kutlamak mı? Şehit olan askerimize taziye dileklerimizi iletmem mi? Hangi paylaşımımdan dolayı yargılanıyorum ben.
“Partimizin fabrika ayarlarına dönmeye çalışıyoruz”
Değişim ve adalet temalı yürüyüşümüzden ne bekliyoruz. Bir, partimizin fabrika ayarlarına dönmeye çalışıyoruz yürüyerek. Kuruluş felsefesine dönülmesini önermek, sağlamak için bu yürüyüşü başlatıyorum. İki, bu yürüyüşü hakkı yenen parti üyeleri için yapıyorum. Birçok alanda hakkı yenen. Hiçbir konuda fikri sorulmayan ama her kaybedilen seçimde sorumlu tutulan il ve ilçe başkanlarının hakkını savunmak için yürüyorum. Yağmurda, çamurda, gece gündüz demeden çalışan, hiçbir hedefi başarılı olmaktan başka olmayan, koltuk sevdası olmayan partinin emektar kadınları için yürüyorum. Gece eksi 5 derece bayrak asan bu partinin genç kadrolar için, gençlik kolları için yürüyorum. 30-35 senedir milletvekilliği ve belediye başkanlığı yapanların gençlerin önünü açacağı bir demokratik tüzük için yürüyorum. Artık 30-35 yıldır o işleri yapıp, koltukları kimseye bırakmayanların saltanatına son verip, gençlere fırsat eşitliği yapmak için bu yürüyüşü yapıyorum. Ümidini yitiren gençlerin, ümidini yeşertecek bir değişimin fitilini ateşlemek için bu yürüyüşü gerçekleştiriyorum.
"Kılıçdaroğlu’nu Atatürk’ün koltuğundan kaldırmak için yürüyorum"
Kendi kurduğu 6’lı masada, siyasi rüşvetle kendini cumhurbaşkanı adayı ilan ettiren, oylarının toplamı yüzde 1 bile etmeyen 4 partiye, parti emekçilerinin hakkını yemek suretiyle 38 milletvekili veren Sayın Kılıçdaroğlu’nu değişime zorlamak için yürüyorum. 13 senedir bu basiretsiz, beceriksiz, işine gelince milliyetçi, işine gelince muhafazakar, işine gelince liberal olan, tek adam rejimine son veremediği halde koltuktan kalkmak istemeyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu, Atatürk’ün koltuğundan kaldırmak için yürüyorum.”