Haber: Selim Ercan

İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, havaların ısınmasıyla kenelerin ortaya çıkmaya başladığını belirterek, insanları Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına karşı tedbirli olmaları uyarısında bulundu. Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, Türkiye’de kenelerin özellikle Orta Anadolu ve Orta Karadeniz’de daha sıklıkla görüldüğüne dikkat çekti. Sıcak havalarda kenelerin daha fazla görüldüğüne işaret eden Ertuğrul, kene tutulması vakasında en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmesi gerektiğini belirterek, “Kene tutulduğunda kendi elinizle çıkarmamalısınız. Öyle bir durumda kenenin kusmasına neden oluyorsunuz” uyarısında bulundu.

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının bulaş yolunun kene tutulması ve virüse maruz kalan hastanın vücut sıvıları olduğunu ifade eden Ertuğrul, “Bu hastalara bakan sağlık personeli de risk altında ne yazık ki. Bazı sağlık çalışanlarını da bu nedenle kaybettik” dedi.

İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul ile Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığını konuştuk. Hastalığın nedenleri, belirtileri ve vatandaşların nasıl korunması gerektiğine yönelik açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ertuğrul şunları söyledi:

“Semptom vermeyen bulgular da var”

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) adını hastalık etkeni hastalıkla aynı ismi taşıyan bir virüstür.  Bu hastalık, hiç semptom vermeden de geçebilir. Virüs, çok ağır bir kanama tablosuna neden olabilir. Virüsün damarları tutması sonrasında dolaşım bozukluğu kanamaya yol açar. KKKA, karaciğer yetmezliği ve onun devamında gelen birtakım problemlerle ölüme kadar sürebilen bir hastalıktır.

Türkiye’de keneler özellikle Orta Anadolu ve Orta Karadeniz diyebileceğimiz bölgelerde Tokat, Sivas gibi daha sıklıkla görülmektedir. Başka bölgelere ise hastalığın yaygın olduğu yerlerden hayvan ticareti ile keneler geliyor. Genellikle bu tür kenelerin yaşadığı alanlar ormanlık alanla tarım alanlarının birleşim noktalarıdır. KKKA, hastalığı belirli aşamalarda seyrediyor. Semptom vermeyen bulgular da var. KKKA, üst solunum yolu, grip benzeri semptomlarla başlayıp daha sonra ilerleyebiliyor. Virüs eğer ilerlerse vücuda ayrılarak özellikle damar yolunu tutarak bir kanama bozukluğuna veya karaciğer yetmezliği tablosuna yol açabiliyor. Böylece de hasta hayatını kaybedebiliyor.

“Sağlık personeli de risk altında; virüs, vücut sıvalarıyla da hasta kişiden bulaşabiliyor”

Bulaş yoluna baktığımızda özellikle kene tutulması yani kenenin vücuda bu virüsü vermesi olarak görülüyor. Onun dışında bu hastalara bakan sağlık personeli de risk altında ne yazık ki. Çünkü bu virüs, vücut sıvalarıyla da hasta kişiden bulaşabiliyor. Bazı sağlık çalışanlarını da bu nedenle kaybettik.

“Hava sıcaklığı kenelerin yayılmasını etkiliyor”

Hava sıcaklığı kenelerin yayılmasını da etkiliyor. Son 20-30 yıldır sık olarak KKKA hastalığını sık göremeye başladık. Çünkü iklim değişikliği ile kenelerin yerleşim yeri de değişiyor. Kırım ile Kongo arasındaki haritada görülen yerlerde bu hastalık görülebiliyor. Başka bölgelere kuşlarla taşınabiliyor keneler. Göçmen kuşlar kene taşıyıcılığını yapabiliyor. Kuşların indiği bölgede de keneleri bırakabiliyorlar.

“Tüm yaz dönemi hastalığın pik yaptığı dönemdir”

Kenelerin yıllık periyodları var. Yazın sonu, sonbaharla beraber keneler yumurtlama dönemi ile ortadan kayboluyorlar.  Daha sonra ilkbaharla birlikte yumurtalar açılıyor ve çevreye yayılmaya başlıyor. Mayıs ayından başlayıp Eylül ayına kadar tüm yaz dönemi aslında hastalığın pik yaptığı dönemdir. Kışın genellikle yumurta şeklinde zararsız şekilde durabiliyorlar. Yaklaşık olarak eylül ekim aylarına kadar mevsimsel sıcaklıklara bağlı olarak sıcak bölgelerde sarkabiliyor. O dönemlerde hastalığı yoğun olarak görebiliyoruz.

“Kene tutulmasını önlemek için vücuda koruyucu sürülmeli”

Kene nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde yapanlar ne yapmalılar? Vatandaşlar açık alanlara gittiklerinde mutlaka vücuda sürülen koruyucuları kullanmalıdırlar. Bir yere gideceksek kenenin tutulmasını önlemek için onlar vücuda sürülebilir. Açık bölgeleri kapatmak gerekiyor. Mesela bir yerde yürüyecekseniz pantolonun paçalarını çorabınızın içine sokmak gibi. Bu tür önlemler kenenin tutulmasını engelleme anlamında çok önemli.

“Kene tutulduğunda kendi elinizle çıkarılmamalı”

Kene açık bölgeyi görünebildiğinde oraya tutuna biliyor. Kene tutulduğunda kendi elinizle çıkarmamalısınız. Öyle bir durumda kenenin kusmasına neden oluyorsunuz, başı derinin içinde kalıyor böylelikle vücuda virüs yayılabiliyor. Keneyi özel bir yöntemle asılarak başı ile birlikte keneyi çıkarmak gerekiyor. Ama Anadolu’da geleneksel yöntemlerle kene çıkarılıyor. Kenenin üzerine zeytin yağlı pamuk bastırmak veya kenenin arkasında ateş tutup bırakmasını sağlamak gibi yöntemler de var ama onlarda ne yazık ki sakıncalı yöntemlerdir. Çünkü kenenin gene kusmasına ve kenenin taşıdığı virüsün vücuda daha fazla karışmasına neden oluyor.  Kene tutulması ile karşı karşıya ise bir kişi hemen sağlık kuruluşuna başvurmalı ve kenenin bir bütün olarak çıkarılması sağlanmalı. Vatandaşlara, olabildiğince açık alanlara giderken koruyucu önlemleri alarak gitmeleri, kene tutulması olduğunda da mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmalarını öneririm.”

Editör: Selim Ercan