Muhalefet cephesinde, iktidarın "daha sert, kutuplaştırıcı" bir politika izleyeceği yorumu yapılırken; CHP ve DEM Parti meydanlarda kayyuma karşı ortak eylem ortaya koydu.

Bundan sonra atacağı adımlar merak edilen iktidar partisinde ise kayyum atamalarının Bahçeli’nin çıkışı ile başlayan sürecin sonlanması anlamına gelmediği savunularak, "Çağrı net, önce örgüt lağvedilsin, silah bırakılsın, diğer konular ondan sonra konuşulur" yorumu yapılıyor.

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e, 30 Ekim’de görevden el çektirilerek yerine kayyum atanmasından sonra, Pazartesi günü de Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan görevden alındı ve yerlerine kayyum atandı.

Bahçeli’nin çağrısı üzerine Abdullah Öcalan’a 43 ay sonra yeğeni ve DEM Parti milletvekili Ömer Öcalan’la görüşme izni verilmesi; ardından Erdoğan’ın da bu çağrıyı "tarihi fırsat penceresi" olarak nitelendirip Bahçeli’ye teşekkür etmesinin üzerine kayyum atamaları, iktidarın adımlarına temkinli yaklaşsalar da gerek DEM Parti, gerekse CHP için beklenen bir durum değildi.

İlaçlama yüzünden ölen bebeğin babası: Konuşmaya halim yok İlaçlama yüzünden ölen bebeğin babası: Konuşmaya halim yok

AK Parti: Kayyum, Bahçeli’nin çıkışından bağımsız

İktidar kanadında, kayyum atanmasının Bahçeli’nin çıkışından bağımsız olduğu savunuluyor. Belediye başkanları hakkındaki "terör soruşturmasının" hukuki sonucu olduğu ileri sürülüyor.

AK Parti kulislerinde, kayyum atamaları ve önümüzdeki sürece ilişkin "nüans farkı" olan iki görüş öne çıkıyor.

Bazı AK Partililer, Erdoğan’ın Kürtlere yaptığı çağrıya dikkat çekerek kayyum atamasının "uzatılan elin geri çekilmesi anlamına gelmediğini" savunuyor. Bu tür süreçlerde "müzakere ile mücadelenin bir arada yürüyebileceğini" ifade ediyor.

Ancak iktidar partisinde ağırlıklı görüş, Öcalan’ın örgütü önkoşulsuz lağvetmeden ve silah bıraktırmadan, bir müzakere olmayacağı yönünde.

Cumhur İttifakı’nın Kürtlere uzattığı elin, muhatapları açısından da turnusol kağıdı olacağını savunan bir AK Parti yöneticisi, "Biz el uzattık, 'Siz dost musunuz düşman mısınız?' diyoruz.. 'Dostuz' diyorsanız o zaman konuşuruz, tersiyse konuşacak bir şey yok. Bu silahlı örgütü lağvediyor musunuz? Bunu yaptıktan sonra gelin her şeyi konuşalım. Hem buradayım, hem oradayım; olmaz" yorumunu yaptı.

'Eski dönemin usulleriyle yeni dönem okuması yapamayız'

İktidar partisi kurmayları, durumun "açılım", "çözüm süreci" benzeri ifadelerle tanımlanmasına karşı çıkıyorlar.

İktidar partisinde yeni dönemin şifreleri şöyle özetleniyor:

"Eski dönemin usulleriyle, yeni dönem okuması yapamayız. Bu konuda bir al-ver pazarlığı olamaz. 'Anadilde eğitim, özgürlük, tecrit, hukuk' diye süreci uzatmaya gerek yok. 'Örgütü lağvediyoruz, silah bırakıyoruz, şiddete hayır diyoruz'. Bunu söylemeleri lazım.

"Bugün Türkiye’nin güvenlik sorunu var. Ortadoğu’da dengeler değişiyor. 'Ben bu ülkenin parçasıyım, bu ülke benim de ülkem' diyorsan bu suç çetesine dönüşecek yapıya destek olmayacaksın. Herkes buradaki çizgisini açıkça ortaya koymalı."

CHP seçimi zorlayacak: Erdoğan’ın açacağı en iyi fırsat penceresi ilkbaharda seçim

Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından Antalya’daki milletvekili kampını İstanbul’a taşıyan ve üç gün boyunca yapılan tartışmalarda önümüzdeki sürece ilişkin yol haritasını belirleyen CHP yönetiminin ortaklaştığı en önemli konu, iktidara "erken seçim baskısı" oluşturulması kararı oldu.

Bu kapsamda, milletvekilleri parti yöneticileri, Parti Meclisi üyeleri; Anadolu’nun çeşitli illerinde, pazar yerlerini ziyaret ederek yurttaşın ekonomik sorunlarını Türkiye gündemine taşıma kararı alındı.

CHP Lideri Özgür Özel’in bir süredir "erken seçim" çağrısı yaptığına dikkat çeken parti kurmayları, "Elbette sadece bizim çağrımızla erken seçim olmaz. Erken seçim kararı için de sayımız yeterli değil. Ekonomik sıkıntılar ortada ve bu önümüzdeki yıl daha da artacak. Eğer halk talep ederse, ikidar erken seçimden kaçamaz" değerlendirmesini yapıyorlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Bahçeli’nin Öcalan’a çağrısıyla başlayan sürece ilişkin "tarihi fırsat penceresi" sözlerinin hemen ardından kayyum atamalarının başladığına dikkat çeken partili kurmaylar; iktidarın bir kez daha "Meclis zemininde, şeffaf, yasal alt yapısı oluşturulmuş" bir çözüm süreci niyetinde olmadığını ortaya koyduğunu savunuyorlar:

"Erdoğan bu saatten sonra Türkiye’ye tek bir fırsat penceresi açabilir, o da baharda bir seçim. Bu hepimiz için bir şans olur".

CHP’de ayrışma yaşanır mı?

Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından, parti yönetimi bütün belediye başkanlarını İstanbul’a destek için çağırmıştı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın da aralarında bulunduğu bazı belediye başkanlarının, İstanbul’a gitmemesi siyasi kulislerde "CHP’de kayyum çatlağı" olarak yorumlanmıştı.

CHP kurmayları, partili belediye başkanları veya milletvekilleri içinde farklı düşünen grupların yeni olmadığını ve kritik konularda farklı görüşler dile getirilmesinin "bölünme, ayrışma" anlamına gelmeyeceğini savunuyorlar:

"Biz sosyal demokrat bir partiyiz ama farklı duyarlılıkları olan arkadaşlarımız var. Daha muhafazakar düşünen veya daha ulusalcı düşünenler var, bu hep olacaktır.

"Bazı arkadaşlarımız da haklı mazeret bildirdi, mesela yurt dışında olanlar var.

"Kamptaki toplantılarda da farklı, eleştirel görüşler dile getirenler oldu. Ama acil, kritik konularda, hangi kanattan olursa olsun ortaklaşılır.

"Esenyurt Belediye Başkanı hakkında farklı düşünenler olabilir ama hiçbir arkadaşımız kayyumu savunmaz."

Kaynak: BBC Türkçe