CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Yozgat mitinginde çekilen bir kare, gazetecilik mesleğinin sahadaki çalışma koşullarını gündeme getirdi. Özel’in traktörle ilerlediği konvoyu kamyonetin kasasında takip eden gazetecilerin görüntüsü, emeğe ve mesleki dayanışmaya dair güçlü bir tablo ortaya koydu.
Fotoğrafın sahibi Alp Eren Kaya, İlke TV’den Rozerin Yüksel’in sorularını yanıtladı.
‘Zaman bir anlığına durdu sanki’
“Bu kare yalnızca bir görüntü değil, mesleğimizin kısa ama yoğun bir özeti” diyen Alp Eren Kaya, o anı şöyle anlattı:
“Miting alanına yaklaşırken gözüm kamyonetin arkasındaki gazetecilere takıldı. Koşarak Özgür Özel’i takip ediyordum bir yandan, diğer yandan arkadaki traktör yoğunluğunu kontrol ediyordum. Fotoğraf tam anlamıyla doğaçlama bir durumdu. Kamyonetin arkasına tutunmuş gazetecileri ilk gördüğümde, zaman bir anlığına durdu sanki. Yağmur yağmak üzere, toz içinde, sarsıntılı ama kararlı bakışlar… Her biri bir hikâyeyi taşıyordu.”
Kaya, o anın sadece teknik değil, mesleki bir refleksle kayda geçtiğini belirterek, “Sahada olmak refleks geliştirmenizi sağlıyor. Orada her şey göz kırpması kadar hızlı. Refleksler içgüdüye dönüşüyor. Ne planladım ne aradım. Ama yılların sahada biriktirdiği sezgiyle elim makineye, gözüm kareye gitti” dedi.
‘Kamyonet lüks bile sayılırdı’
O gün aynı kamyonetin kasasında yer alan gazetecilerden biri ise yaşadıkları anı şöyle aktardı:
“Kamyonetin çok özel bir hikâyesi yoktu, bize de sürpriz oldu. Özgür Özel’in çiftçiler tarafından karşılanacağı alana saatler öncesinden yola çıktık. Çiftçilerle röportajlar yaptık, traktörleri saydık. Sonra alanın ucunu göremez hale geldik. Bizim için asıl mesele Özgür Özel’i nasıl takip edeceğimizdi.”
“Kamyoneti görünce sevindik. Traktörün hızında koşamazdık. Hepimiz hemen kamyonetin kasasına koştuk. Düşer miyiz diye düşündük ama meslek gereği göze alındı. Bazı yayınlarda kameramanlar saatlerce geri geri yürümek zorunda kalıyor. Bu kamyonet lüks bile sayılırdı.”
Fotoğraf ne kadar bugüne ait değil gibi görünse de o an yaptığımız iş de sanki bize 2000’li yıllar öncesindeyiz hissi veriyordu karşımızda çiftçiler ve sadece traktörler vardı. Alp Eren’in bizim bulunduğumuz kamyonetin önüne gelerek fotoğrafı çektiği anı hatırlıyorum 10 saniye bile sürmemiştir.
‘O kamyonetin kasasında sadece insanlar değil, mesleğin yükü vardı’
Fotoğrafın bu denli ilgi görmesini, kamuoyunun gazeteciliğin gerçek yüzüyle karşılaşmasına bağlayan Kaya, “İnsanlar bu karede bir mitingi değil, gazeteciliğin hakikatini gördü. Empati uyandıran bir sahneydi. O kamyonetin kasasında sadece insanlar değil, mesleğin yükü, baskısı, bazen değersizliği ama her şeye rağmen devam edişi vardı.”
Kaya, bu kareyle insanların kendilerinden bir şey bulduğunu da ekleyerek “Belki emek, mücadele, yorgunluk ya da sadece dürüstlük. Bu kare bir boşluğu doldurdu. Haber yapanların da bir hikâyesi olduğunu hatırlattı” dedi.
‘Bir dönem tanıklığı bu’
Fotoğrafın bir dönem tanıklığı olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusuna da Kaya, “Öznel bir değerlendirme ile evet. Bu kare, hem gazeteciliğin geldiği durumu hem de ülkenin içinde bulunduğu koşulları yansıtan bir belge niteliğinde. Birkaç yıl sonra dönüp bakıldığında bu anın çok şey anlattığı görülecek. Farklı şeyleri düşünüp söyleyebilen gazeteciler bir avuçlar ama varlar! Özel ayrıcalıklarla değil ortamın şartlarına göre yine işlerini yapmaktalar” dedi.
‘Gazetecilik suç değildir’
Türkiye’de sahada gazeteci olmanın sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da yıpratıcı olduğunun altını çizen Alp Eren Kaya, “Güvenlik, erişim, ekipman eksikliği, iş güvencesi gibi sorunlar sürekli var. Ama yine de bu motivasyonu düşürmüyor. Çünkü haberin içinde olmak hâlâ güçlü bir şey” diyerek, Saraçhane protestolarında gözaltına alınan gazetecileri hatırlattı:
“Çok uzağa gitmemize gerek yok gazeteci arkadaşlarımız sahada işlerini yaptıkları için önce gözaltına alındı sonrasında ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ayrıca gazetecilik faaliyetlerini ispatlamarı dahi istendi. Bir kez daha söyleyelim: Gazetecilik suç değildir.”