Denizbank Bornova Şubesi'nde, yeni bir Seçil Erzan vakası yaşandı. O dönem Karşıyaka Spor Kulübü Yönetim Kurulu üyesi ve Karşıyaka Altyapı Basketbol Şube Başkanı olan Denizbank Bornova Şube Müdürü Hatice Özalp, iddiaya göre, yüksek kar vaadiyle fon ve altın alarak değerlendirmek üzere kulübün 3 yöneticisi ile 7 iş insanından yaklaşık 300 milyon TL topladı. Ancak, topladığı paraları fona yatırmayan, altın da almayan Özalp'in parayı döviz bürosu sahibi Serkan Çelik'i gönderdiği ileri sürüldü. İddiaya göre; Özalp, para topladığı kişilere zaman zaman ihtiyaçları kadar para gönderdi ancak bir süre sonra iş insanları dolandırıldıklarını anladı. Mağdurlar durumu polis ekiplerine bildirip, Özalp hakkında şikayetçi oldu.
Yemek yemeyi reddetti
Polis olayla ilgili çalışma başlatırken, yüzlerce kişiyi benzer şekilde dolandırdığı ileri sürülen Özalp hakkında 27 Haziran'da gözaltı kararı çıkarıldı. Yakalama çalışması başlatan polis ekipleri, Özalp'in evinde çok sayıda ilaç içip intihar girişiminde bulunduğunu belirledi. Ekipler, Hatice Özalp'ın, intihar teşebbüsünün ardından pişman olup gittiği İzmir Şehir Hastanesi'nde tedaviye alındığını belirledi. Hayati tehlikesi bulunmayan Özalp'in başında, polis beklemeye başladı. Yemek yemeyi reddeden Özalp'ın, doktorlara göre ifade verecek durumda olmadığı belirtildi. Daha sonra Özalp, psikiyatri servisine yatırıldı. Operasyon kapsamında ayrıca banka personeli E.Y. ile döviz bürosu çalışanı A.A. da ifadesine başvurulmak üzere gözaltına alınıp emniyete götürüldü.
Döviz bürosu sahibi tutuklandı
Özalp'ın paraları gönderdiği öne sürülen döviz bürosunun sahibi Serkan Çelik (48), emniyetteki işlemlerinin ardından 28 Haziran'da adliyeye sevk edildi. Çelik'in ifadesinde, "Hatice Özalp, bana para getirdi. Ben ise o paraları altına ve dövize çevirdim. Sonrasında da kendisine iade ettim. Suçlamaları kabul etmiyorum" dediği öğrenildi. Çelik, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nde tutuklandı.
Yüklü mevduat sahipleri hedef alınmış
Polis ekipleri ayrıca döviz bürosunda, Denizbank Bornova Şubesi'nde ve belirlenen bazı adreslerde aynı gün arama yaptı. Ayrıca Özalp ile tutuklanan döviz bürosu sahibi Serkan Çelik'in mal varlıklarına el konuldu. Öte yandan Özalp'ın özellikle Denizbank'ta yüklü miktarda mevduata olanları gözüne kestirip hedef aldığı, temas kurup dolandırıcılık ağının içerisine düşürdüğü öne sürüldü. Emniyetteki işlemlerinin ardından banka personeli E.Y. ile döviz bürosu çalışanı A.A. adliyeye sevk edildi. Her iki şüphelinin de ifadesinde suçlamaları kabul etmediği, bir personel olarak rutin görevlerini yaptıklarını, herhangi bir usulsüzlüğe karışmadıklarını söylediği öğrenildi. Nöbetçi sulh ceza hakimliği E.Y. ve A.A.'yı yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bıraktı. İzmir Şehir Hastanesi'nde tedavisi tamamlanan Özalp, taburcu olduktan sonra gözaltına alındı. Polisteki işlemleri tamamlanan Özalp, 12 Temmuz'da sağlık kontrolü için hastaneye getirildi ardından da sevk edildiği adliyede tutuklandı.
“Olayın ortaya çıkmasından sonra utanç duydum ve kendimi öldürmek istedim”
Özalp ifadesinde, babasının vefatından sonra aile bireylerinin girdiği ticari iş ve işlemlerdeki başarısızlıkların kurbanı olduğunu belirterek, "Aile bireylerimin borçlarını kapatmak için baskı altındaydım. Aile bireylerimin aldıkları borçları yine borçla kapatmaya çalıştım ama döviz ve altın olarak aldığım borçları kurdaki dalgalanmalardan dolayı kapatamadım" dedi.
Müşterileri inandırmak için gerçek dışı belgeler düzenlediğini itiraf eden Özalp, "Çaresizlikten, bana inanan müşterilerin birikimlerini ve mevduatlarını daha sonra kendilerine iade etmek üzere kullandım ancak müşteriler son dönemde faize yönelince ödeme sıkıntısına girdim. Müşterilerimi, paralarının istedikleri yatırım araçlarında olduğuna inandırmak için gerçek dışı belgeler düzenledim. Bankadaki boş hesap cüzdanlarını imha edilmiş gibi göstererek evimdeki yazıcıdan müşterilerimin hesap cüzdanlarını bastım. Böylece, sanki kendi talimatları yerine getirilmiş gibi görünüyordu. Hesap cüzdanlarındaki imzalar bana aittir. Bu süreçte obezite ve estetik ameliyatları oldum. Bunlar için çok para harcadım. Olayın ortaya çıkmasından sonra çok utanç duydum ve kendimi öldürmek istedim. İntihara teşebbüs ettim. Hala kendime gelebilmiş değilim" ifadelerini kullandı.
“Bu olaylardan haberi yok”
Karşıyaka döviz bürosunun sahibi Serkan Çelik'in masum olduğunu ileri süren Özalp, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendisini 20 yıldır tanırım. Samimi dostumdur. Müşterilerim altın veya döviz almak veya satmak istediklerinde daha düşük ücretlerden kendilerine yardımcı olur. Müşterilerin altın veya dövizlerini Serkan'dan çoğunlukla ben teslim alır, müşterilere de fotoğraflarını gönderir, bankadaki kasada muhafaza ederim. Bu olayların hiçbirinden Serkan'ın haberi yoktur."
“Çıkmaya çalıştıkça da daha da battım”
Kendisinin bataklığa saplandığını söyleyen Özalp, çıkmaya çalıştıkça daha çok battığını öne sürerek, “Bataklığa saplandım. Çıkmaya çalıştıkça da daha da battım. Bunun sebebi de döviz ve altın kurundaki dalgalanmalardır. Böyle olunca müşterilerimin de paralarını çekme istekleri arttı ve ben de işin içinden çıkamadım. Parasını çekmek isteyen müşterimin talebini başka bir müşterimden karşılamaya çalıştım. Şikayetçilerin de paraları böyle böyle eridi gitti" diye konuştu.