İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Zorlu, Genel İdare Kurulu Üyelerinin katılımı ile gerçekleşen toplantı ardından genel merkez binasında kameraların karşısına geçti.
Yerel seçim çalışmaları kapsamında partisinin il ve bölge ziyaretlerinin sürdüğünü belirten Zorlu, “Buna göre 6 Ocak 2024 itibariyle; İYİ Parti Başkanlık Divanı, Genel İdare Kurulu ve Milletvekillerimizin katılımıyla Genişletilmiş İl Başkanlık Divanı programları başlatıldı. Tüm illerimizi kapsayan programlarda, yerel seçimlerdeki hedeflerimiz, neler yapılabileceği ve ayrıca gündemdeki gelişmeler değerlendirilecek. İlk tur olarak başlattığımız bu ziyaretlerin 2-3 Şubat tarihlerine kadar sürmesini planlıyoruz.“ dedi.
Gıda fiyatlarındaki artış
Vatandaşın belini büken hayat pahalılığında son darbenin gıda fiyatlarından geldiğini belirten Zorlu, “Zaten lüks harcamalar artık bir kenara bırakıldı. İnsanlar karınlarını nasıl duyuracağını, çocuklarına nasıl protein yedireceğinin çabası içerisinde. Son 21 ayın 19’unda, küresel gıda fiyatları azaldı. Aralık 2023 itibarıyla IMF’nin küresel gıda fiyat endeksi, Mart 2022’deki düzeyin yüzde 25,8 altında. Peki, aynı dönemde bizdeki gıda fiyatları nasıl değişti? Tam yüzde 140 arttı. Enflasyon ülkeyi ne hale getiriyor diye soran olursa, bu veriyi dikkate alabilir. Gıda fiyatları dünya genelinde azalma eğilimi gösterirken bizim ülkede artış eğilimindeyse sıkıntının bizde olduğu aşikardır. Bazı AK Partili yetkililer dünyada şöyle-böyle oluyor diye, kendi yanlışlarını örtmeye çalışıyorlar. Eylül 2021’den başlayan nas politikası ile Türkiye’yi getirdikleri çıkmaz artık bir bumeranga dönüştü.” ifadesini kullandı
Zorlu, şöyle devam etti:
“Böyle bir durum söz konusuyken olması gereken, birkaç ay sonra anlamsız hale gelecek sembolik ücret artışlarıyla hava atmak yerine, gıda enflasyonunun ve hatta genel enflasyonun kök sebeplerine çözüm üretmektir. Doğru olan sanki enflasyonla mücadele sadece Merkez Bankası’nın göreviymiş yanlışına düşmemektir. Doğru olan sanki Merkez Bankası özüne dönüp birkaç kez faiz artırdı diye enflasyon düşecek yanılgısına düşmemektir. Doğru olan, para politikasıyla maliye politikasının eşgüdümünü sağlamak ve hatta tarım ve sanayideki arz yanlı sorunları çözmeye odaklanmış politikaları uygulamaktır. Hukukun üstünlüğü korumak ve Anayasa’ya sahip çıkmaktır. Bazı siyasiler bu konuları derinleştirdiklerinde belki günü kurtarıyorlar ama genel olarak büyün vatandaşımızın cebinden kat be kat bedeller ödenmeye devam ediyor. Bakın ancak; aynı kıdem tazminatında olduğu gibi, enflasyonla mücadele kavramından da mücadeleyi kaldırıp enflasyonu bıraktılar sadece. Bu yüzden sürekli enflasyonu, enflasyon karşısında ücretlerin eriyişini konuşuyoruz son birkaç yıldır.”
Asgari ücretliye yapılan yüzde 49’luk artışın işveren gibi, bütün bir yıl için belirlenmiş olması sebebiyle ücretlileri de memnun etmediğini vurgulayan Zorlu, ilk altı ayda yükselen enflasyon karşısında erimesi muhtemel olan bu ücretin, yıl sonuna kadar değil ilk 4 aydan sonra bir aileyi geçindirmesinin imkansız olduğuna işaret etti.
“En düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesine getirilsin”
En düşük emekli aylığının en az asgari ücret seviyesine getirilmesi ile seyyanen zam yapılması gerektiğini vurgulayan Zorlu, “Ayrıca emekliler arasındaki dengesizliği de gidermek gerekiyor. Bunun için 2000 sonrası intibak düzenlemesi yapılmalıdır. Hangi dönemde emekli olursa olsun prim kazancı, prim ödeme gün sayısı eşit olanların aylıkları eşitlenmelidir. Bir de aylık bağlama oranları düzenlenmelidir. Bütün dönemler için tek bir aylık bağlama oranı olmalı. Şu anda asgari aylık bağlama oranı yüzde 35 düzeyinde. Bu daha önce yüzde 70’ti. Bunu makul bir düzeye getirmediğiniz sürece, emeklilerimizin yaşam koşullarını düzeltmemiz mümkün olmayacak.
Hemingway’in güzel bir sözü var: “İyi yönetilmeyen bir ülkede başvurulan ilk çare enflasyon, ikincisi de savaştır. İkisi de belli bir süre için refah sağlar; ikisi de kalıcı yıkıma yol açar. Ne var ki, ikisi de politik ve ekonomik fırsatçılar için sığınaktır”. Biz enflasyona sığınan yöneticilerden Allah’a sığınıyoruz. Emeklilerimizle ilgili bu kararlar alınmalı. Onları açlık sınırının altında bir yaşama mahkum bırakmaktan vazgeçilmelidir.” ifadesini kullandı.
Özel’in Anayasa mitingi çağrısı
Zorlu, basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Anayasa mitingi çağrısı sorulan Zorlu, “Sanıyorum iki başlıklı bir çağrıydı. Bir, TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırma girişimi yapıldı. Biz orada imza vermedik ama böyle bir toplantı gerçekleştirilme durumu olursa Genel Kurul’da yer alacağız. Mitinge gelince de buraya katılmayacağız. Şu an için aldığımız karar bu yönde.” dedi.
AK Parti’nin İstanbul adayı
Murat Kurum’un, AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday gösterilmesi sorulan Zorlu, “Bek muhtemel ki, İstanbul adayımızı açıkladıktan sonra Türkiye’de olduğu gibi İstanbul’umuzda da çok güzel bir rekabet olacak. Dolayısıyla bu sorunun cevabının, yakın bir gelecekte açıklayacağımız adayımız tarafından verilmesinin doğru olacağı kanaatindeyim. Çünkü yerel seçimler teknik bir konu. Bu rekabette adayımızın son derece hazırlıklı bir biçimde bu yarışın içinde yer alacağını söyleyebilirim.” şeklinde konuştu.
İYİ Parti’nin Ankara ve İstanbul adayları
Aday belirleme ve ilan etme süreçleri sorulan Zorlu, “Manisa ve Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarımızı bu hafta açıklamış olacağız. Genel İdare Kurulumuzda, Samsun ve Antalya Büyükşehir Adaylarımızın isminde de bir uzlaşma sağladık. İstanbul ve Ankara için de temennimiz Ocak ayı içinde bu adaylarımızı açıklama yönünde.” ifadesini kullandı.