İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Prof. Dr. Kürşad Zorlu, partisinin genel merkez binasında gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Asgari Ücret Komisyonu’nun bugün ikinci toplantısını gerçekleştireceğini ve büyük ihtimalle bir mutabakata varılamayacağını kaydeden Zorlu, asgari ücretin ve genel olarak ücretlerin yetersizliğini gündemde tutmaya çalışırken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan tarafından yapılan talihsiz açıklamalara değinmek istediğini söyledi.
Merkez Bankası Başkanı Erkan’ın açıklamaları
Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’ın “İstanbul’da ev bulamadık, müthiş pahalı. Annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz” dediğini aktaran Zorlu, “Üstelik bunu arkadaş ortamında, dost meclisinde falan da değil; kamuya açık olacağını bile bile bir röportajda söylüyor. Türkiye’nin yabancı yatırıma duyduğu ihtiyacı en çok bilmesi gereken ve bildiğini de düşündüğümüz kişi söylüyor bunu. Önceki pozisyonunda milyonlarca dolar kazanmış ve şimdi de ayda yaklaşık 200 bin TL ücret geliri olan birinin; ‘’İstanbul’da ev bulamadım, annemde kalıyorum.’’ demesi mantıklı mı?” diye sordu.
Erkan’ın “Bir kişinin on evi olacağına, on kişinin bir evi olmalı” şeklinde bir cümle de kurduğuna işaret eden Zorlu, “Sayın Erkan büyük ihtimalle bir kişide on ev olacağına, on kişide birer ev olsun demek istedi. Böyle anlamak istiyoruz ama kelimeler önemlidir. Özellikle bir Merkez Bankası Başkanı için yaptığı işin yüzde 90’ı iletişimdir. Hele hele ülkemiz on kişinin birleşip bir ev alamayacağı bir durumdayken, yanlış kelime seçiminiz doğal olarak tepkilere yol açar. Buna hazırlıklı olacaksınız” şeklinde konuştu.
“Ülkemizdeki ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,17 kişi olduğuna göre; Merkez Bankası Başkanı, 3 hane birleşip bir ev almalı mı demek istiyor? Bu açıklama bu şekilde yorumlanabilir.” diyen Zorlu, “Belki de hayat pahalılığından dert yanan Gaye Hanım; ‘Üç hane birleşseniz de ev alamazsınız’ demeye mi getiriyor?” şeklinde konuştu.
Zorlu, “Sayın Başkan Erkan elbette kendi kurumunun yayımladığı verilerinden haberdardır ve ülkemizdeki satılık konut ortalama metrekare fiyatının, Eylül 2023 itibarıyla 29.110 TL’ye çıktığını biliyordur. İstanbul’daki ortalama konutun metrekara fiyatının 43.669 TL olduğunu da. Yani şöyle İstanbul’da 120 metrekara büyüklüğünde bir ev alalım deseniz en az 5,2 milyon TL’yi gözden çıkarmanız lazım. Yani 460 asgari ücret.” dedi.
Asgari ücret ya da emekli aylığı üzerinden verdikleri örneklere eleştiri geldiğine işaret eden Zorlui “Oysa TEPAV’ın son araştırması, emek geliri olarak hanesine sadece tek asgari ücret giren yaklaşık 3 milyon ev olduğunu gösteriyor. Özel sektörde çalışanların yüzde 46’sı asgari ücretli statüsünde, diğer bir yüzde 45 ise asgari ücretin üzerinde. Ama 2 asgari ücretin altında ücret kazanıyor. Hâl böyle olunca örnekleri asgariden vermek kaçınılmaz oluyor.” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ise memur ve emekliler için yaklaşık yüzde 50 zam yapmayı düşündüklerini söylediğini aktaran Zorlu, “Ancak TÜİK’in makyajlı verilerine göre enflasyon yüzde 61, ENAG verilerine göre ise yüzde 126 iken, verilecek yüzde 50 zammın vatandaşlarımızın geçimini sağlaması; barınma, beslenme, giyinme, ulaşım ve eğitim giderlerinin karşılanması için yeterli olmadığı ortadadır.” ifadesini kullandı.
“Mutsuz asgari ücretliler ülkesi olacağız”
Türkiye’nin vatandaş olmanın kolay ama mutlu olmanın zor olduğu bir ülke hâline geldiğini savunan Zorlu, “137 ülke arasında ortalama mutluluk açısından 106. sıradayız. Teknoloji alanında lider olacağını iddia eden ülkenin ortalama mutluluk düzeyinin Namibya’dan, Burkina Faso’dan düşük olması sizce de bir sorun değil mi? Bu gidişle bizi; “mutsuz asgari ücretliler ülkesi” olarak da anmaya başlayacaklar. Buna sebep olan da mevcut siyasi iktidar olacaktır.” dedi.
Bütçe görüşmeleri sırasında Milli Eğitim Bakanlığı’na yönelik değerlendirmekler yapıldığını aktaran Zorlu, “Saatlerce süren konuşmaların ardından Sayın Bakan kürsüye geldi. Biz de oradaydık. Yüz binlerce öğretmenimiz ve aileleri de eminim ekran başındaydı. Zira uzun süredir seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Biz de onların en güçlü sesi olduk. ‘Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması yapın ve mülakatı da kaldırın!’ dedik. Peki, dün sonuç ne oldu? Ne atama bekleyen öğretmenler somut bir açıklama bulabildi ne de mülakat konusu açıklığa kavuştu. Netice ;1 milyona yakın vatandaşımız için ortada yine belirsizlik ve yine güvensizlik.” dedi.
“Suriye’de sessiz sedasız yeni bir tehlikenin işaretleri geliyor”
Irak ve Suriye’deki iki önemli gelişmeye dikkat çekmek istediklerini belirten Zorlu, “Özellikle Suriye’de sessiz sedasız yeni bir tehlikenin işaretleri gelmeye başladı. Terör örgütü PYD, Suriye’nin kuzeydoğusunda, anayasa taslağı olarak lanse ettiği bir belge ile ayrılıkçılık yolunda bir adım daha attı. Aslında İsrail ile Hamas arasında çıkan çatışma PYD’ye yeni bir olanak tanıdı denilebilir. Suriye’nin kuzeyinde yaşanan ayrılıkçılığın, 7 yıl önce terör koridoru ile tahkim edilmek istenmesi, ardından defacto bir terör devletine kapı aralanması hedefi 12 Aralık’ta açıklanan yeni bir metinle başka bir evreye taşınmıştır. Buna karşı uyanık olmak durumundayız. ABD eliyle IŞİD’e karşı bir operasyonel ortaklığa dönüşen PYD-PKK desteği, son birkaç yılda giderek siyasal bir proje hüviyeti kazanmıştır. Önce Suriye’de özerk bir yapı isteyen PYD, sonrasında federalizm çıkışını gerçekleştirmiş bugün ise “Anayasa” adıyla öne sürülen bir belge ile “demokratik konfederalizm” kavramı devreye sokulmuştur.” dedi.
Türkiye’de yeterince yer bulmayan bu gelişme karşısında tüm yetkili kurumları uyardıklarını ifade eden Zorlu, “PKK terör örgütünün ve terörist başı Öcalan’ın kullandığı biçimiyle “demokratik konfederalizm” kavramı yeni yapının anahtar kelimesi olarak tekrarlanmıştır. Söz konusu metnin beşinci maddesinde “Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, Suriye Demokratik Cumhuriyeti’nin bir parçasıdır” ifadesi yer almaktadır. Oysa Suriye Demokratik Cumhuriyeti diye bir devlet bulunmamaktadır.” şeklinde konuştu.
İYİ Parti Sözcüsü Zorlu, “İsmi geçen arkadaşlardan biri, bugün İstanbul dışında yakın bir ilin belediye meclis üyemizi arıyor. ‘Bu akşam bir televizyon kanalında bazı arkadaşlarla topluca istifa ettiğimizi ifade edeceğiz. Siz de bulunduğunuz ilde istifa edin” diyor. CHP’li başka bir kişinin ismini vererek ‘Size onunla bir görüşme ayarlayalım’ diyor. Bunun adı operasyon siyasetidir. Bunun adı eleştiri siyaseti değildir. Elbette partimizden kimsenin gitmesini istemeyiz, elbette haklı eleştirilerle ayrılan arkadaşlarımıza saygımız var. Ama bu bahsettiğim başka bir şey” dedi.
İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Prof. Dr. Kürşad Zorlu, partisinin genel merkez binasında gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Asgari Ücret Komisyonu’nun bugün ikinci toplantısını gerçekleştireceğini ve büyük ihtimalle bir mutabakata varılamayacağını kaydeden Zorlu, asgari ücretin ve genel olarak ücretlerin yetersizliğini gündemde tutmaya çalışırken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan tarafından yapılan talihsiz açıklamalara değinmek istediğini söyledi.
Merkez Bankası Başkanı Erkan’ın açıklamaları
Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’ın “İstanbul’da ev bulamadık, müthiş pahalı. Annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz” dediğini aktaran Zorlu, “Üstelik bunu arkadaş ortamında, dost meclisinde falan da değil; kamuya açık olacağını bile bile bir röportajda söylüyor. Türkiye’nin yabancı yatırıma duyduğu ihtiyacı en çok bilmesi gereken ve bildiğini de düşündüğümüz kişi söylüyor bunu. Önceki pozisyonunda milyonlarca dolar kazanmış ve şimdi de ayda yaklaşık 200 bin TL ücret geliri olan birinin; ‘’İstanbul’da ev bulamadım, annemde kalıyorum.’’ demesi mantıklı mı?” diye sordu.
Erkan’ın “Bir kişinin on evi olacağına, on kişinin bir evi olmalı” şeklinde bir cümle de kurduğuna işaret eden Zorlu, “Sayın Erkan büyük ihtimalle bir kişide on ev olacağına, on kişide birer ev olsun demek istedi. Böyle anlamak istiyoruz ama kelimeler önemlidir. Özellikle bir Merkez Bankası Başkanı için yaptığı işin yüzde 90’ı iletişimdir. Hele hele ülkemiz on kişinin birleşip bir ev alamayacağı bir durumdayken, yanlış kelime seçiminiz doğal olarak tepkilere yol açar. Buna hazırlıklı olacaksınız” şeklinde konuştu.
“Ülkemizdeki ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,17 kişi olduğuna göre; Merkez Bankası Başkanı, 3 hane birleşip bir ev almalı mı demek istiyor? Bu açıklama bu şekilde yorumlanabilir.” diyen Zorlu, “Belki de hayat pahalılığından dert yanan Gaye Hanım; ‘Üç hane birleşseniz de ev alamazsınız’ demeye mi getiriyor?” şeklinde konuştu.
Zorlu, “Sayın Başkan Erkan elbette kendi kurumunun yayımladığı verilerinden haberdardır ve ülkemizdeki satılık konut ortalama metrekare fiyatının, Eylül 2023 itibarıyla 29.110 TL’ye çıktığını biliyordur. İstanbul’daki ortalama konutun metrekara fiyatının 43.669 TL olduğunu da. Yani şöyle İstanbul’da 120 metrekara büyüklüğünde bir ev alalım deseniz en az 5,2 milyon TL’yi gözden çıkarmanız lazım. Yani 460 asgari ücret.” dedi.
Asgari ücret ya da emekli aylığı üzerinden verdikleri örneklere eleştiri geldiğine işaret eden Zorlui “Oysa TEPAV’ın son araştırması, emek geliri olarak hanesine sadece tek asgari ücret giren yaklaşık 3 milyon ev olduğunu gösteriyor. Özel sektörde çalışanların yüzde 46’sı asgari ücretli statüsünde, diğer bir yüzde 45 ise asgari ücretin üzerinde. Ama 2 asgari ücretin altında ücret kazanıyor. Hâl böyle olunca örnekleri asgariden vermek kaçınılmaz oluyor.” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ise memur ve emekliler için yaklaşık yüzde 50 zam yapmayı düşündüklerini söylediğini aktaran Zorlu, “Ancak TÜİK’in makyajlı verilerine göre enflasyon yüzde 61, ENAG verilerine göre ise yüzde 126 iken, verilecek yüzde 50 zammın vatandaşlarımızın geçimini sağlaması; barınma, beslenme, giyinme, ulaşım ve eğitim giderlerinin karşılanması için yeterli olmadığı ortadadır.” ifadesini kullandı.
“Mutsuz asgari ücretliler ülkesi olacağız”
Türkiye’nin vatandaş olmanın kolay ama mutlu olmanın zor olduğu bir ülke hâline geldiğini savunan Zorlu, “137 ülke arasında ortalama mutluluk açısından 106. sıradayız. Teknoloji alanında lider olacağını iddia eden ülkenin ortalama mutluluk düzeyinin Namibya’dan, Burkina Faso’dan düşük olması sizce de bir sorun değil mi? Bu gidişle bizi; “mutsuz asgari ücretliler ülkesi” olarak da anmaya başlayacaklar. Buna sebep olan da mevcut siyasi iktidar olacaktır.” dedi.
Bütçe görüşmeleri sırasında Milli Eğitim Bakanlığı’na yönelik değerlendirmekler yapıldığını aktaran Zorlu, “Saatlerce süren konuşmaların ardından Sayın Bakan kürsüye geldi. Biz de oradaydık. Yüz binlerce öğretmenimiz ve aileleri de eminim ekran başındaydı. Zira uzun süredir seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Biz de onların en güçlü sesi olduk. ‘Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması yapın ve mülakatı da kaldırın!’ dedik. Peki, dün sonuç ne oldu? Ne atama bekleyen öğretmenler somut bir açıklama bulabildi ne de mülakat konusu açıklığa kavuştu. Netice ;1 milyona yakın vatandaşımız için ortada yine belirsizlik ve yine güvensizlik.” dedi.
“Suriye’de sessiz sedasız yeni bir tehlikenin işaretleri geliyor”
Irak ve Suriye’deki iki önemli gelişmeye dikkat çekmek istediklerini belirten Zorlu, “Özellikle Suriye’de sessiz sedasız yeni bir tehlikenin işaretleri gelmeye başladı. Terör örgütü PYD, Suriye’nin kuzeydoğusunda, anayasa taslağı olarak lanse ettiği bir belge ile ayrılıkçılık yolunda bir adım daha attı. Aslında İsrail ile Hamas arasında çıkan çatışma PYD’ye yeni bir olanak tanıdı denilebilir. Suriye’nin kuzeyinde yaşanan ayrılıkçılığın, 7 yıl önce terör koridoru ile tahkim edilmek istenmesi, ardından defacto bir terör devletine kapı aralanması hedefi 12 Aralık’ta açıklanan yeni bir metinle başka bir evreye taşınmıştır. Buna karşı uyanık olmak durumundayız. ABD eliyle IŞİD’e karşı bir operasyonel ortaklığa dönüşen PYD-PKK desteği, son birkaç yılda giderek siyasal bir proje hüviyeti kazanmıştır. Önce Suriye’de özerk bir yapı isteyen PYD, sonrasında federalizm çıkışını gerçekleştirmiş bugün ise “Anayasa” adıyla öne sürülen bir belge ile “demokratik konfederalizm” kavramı devreye sokulmuştur.” dedi.
Türkiye’de yeterince yer bulmayan bu gelişme karşısında tüm yetkili kurumları uyardıklarını ifade eden Zorlu, “PKK terör örgütünün ve terörist başı Öcalan’ın kullandığı biçimiyle “demokratik konfederalizm” kavramı yeni yapının anahtar kelimesi olarak tekrarlanmıştır. Söz konusu metnin beşinci maddesinde “Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, Suriye Demokratik Cumhuriyeti’nin bir parçasıdır” ifadesi yer almaktadır. Oysa Suriye Demokratik Cumhuriyeti diye bir devlet bulunmamaktadır.” şeklinde konuştu.