İYİ Parti'de başlayan yaparak dökümü sürüyor. Mayıs seçimlerinin ardından görevden almalar, istifalar ve parti içi krizle gündemden düşmeyen İYİ Parti'de, Genel Başkan Yardımcısı Ece Güner de, yayımladığı açıklamayla istifa ettiğini duyurdu.

İstifasında İstanbul'un önemine dikkat çeken Güner, " İstanbul’un kaybedilmesi bir memleket meselesi, bir Cumhuriyet meselesi, bir demokrasi meselesidir" dedi. GİK'ten çıkan kararın doğru bir karar olmadığını da belirten Güner, "Çıkan kararı savunamayacağımı düşünerek, yapabileceğim tek şey saygı duymak ve istifa etmektir" ifadelerini kullandı. 

“İstanbul Türkiye’nin kalbidir, orada oyları bölersek AK Parti adayı kazanır”

Sosyal medya hesabından istifasını duyuran Güner, şu paylaşımı yaptı; 

Bugün benim için çok zor bir gün...Sebebini anlatmadan önce biraz İstanbul’dan bahsetmek istiyorum.... İstanbul’un kaybedilmesi bir memleket meselesi, bir cumhuriyet meselesi, bir demokrasi meselesidir. İstanbul kaybedilirse: Güç zehirlenmesi tavan yapmış, hiçbir Engel kalmamış, kopkoyu bir "tek adam sistemi" yerleşir. Cumhuriyet değerlerinden daha da uzaklaşırız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan pastanede vatandaşlarla sohbet etti Cumhurbaşkanı Erdoğan pastanede vatandaşlarla sohbet etti

Ülkemizi Orta-Doğululaştırma projesi daha da güçlenir. Milletimiz daha da yoksullaşır ancak artık bu durumu değiştirme morali ve gücü kalmaz: Milletimiz siyasetten kopar, hatta siyasetten nefret eder hale gelir. İste o gün demokrasi tam olarak ölür. İstanbul sadece İstanbul değildir: İstanbul Türkiye'nin kalbidir, Türkiye'nin her kösesinden insanimizin buluştuğu, Türkiye'nin özetidir.

Abarttığımı düşünüyorsanız kendinize sadece su soruyu sormanız yeterlidir: Neden sayın Erdoğan’ın tek hedefi, tek hayali İstanbul’u tekrar kazanmaktır? Neden 28 Mayıs’ta koskoca Türkiye'yi kazanmışken, ilk konuşmasında "İstanbul’u tekrar kazanmalıyız" demiştir? Mart 2019'da Sn. İmamoğlu "ilk" seçimi sadece 14.000 oy farkla kazanmıştı: Oyların %0,1'i civar bir farkla.. Binde biri... Bu seçimde 1 oyun bile nemi olacaktır! İktidar tüm gücüyle İstanbul’u kazanmaya odaklanacaktır: Tüm "orantısız" gücüyle. Oyları bölersek; AK Parti'nin adayı kazanacaktır. Bu somut bir gerçektir.

“Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u tekrar kazanmasını desteklemeliyiz”

Bu yüzden; vicdani kanaatim şöyledir; kazanabilecek tek aday (ve başarılı bir Büyükşehir Belediye Başkanı) olduğu için, hepimiz tek 1 oy bile fire vermeden Sayın Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u tekrar kazanmasını desteklemeliyiz. Bu bir parti meselesi değil; Bu bir memleket meselesidir. Bu bir cumhuriyet meselesidir.  Simdi neden bugün benim için zor bir gün ona geleyim... Yıllardır ülkemin iyiliği için, demokrasi için, Cumhuriyet değerleri ve Atatürk ilkeleri için mücadele veren bir hukukçuyum. Referandumun baskıcı (OHAL) döneminde cesaretle bu "tek adam sistemine" karsı mücadele ettim, onlarca programda konuştum, 4 kitap yazdım. Her zaman ilkelerim doğrultusunda hareket ettim. Mayıs 2023 seçimlerinde Sn. Meral Akşener’in teveccühü ile hayatımda ilk defa bir siyasi partiye (iri Partiye) üye oldum ve İstanbul’dan MV aday gösterildim. 4. Sıradan adaydım ve seçilemedim. (Milletvekili değilim). Milletvekili seçilemeyince, Sn. Meral Akşener beni Genel Başkan Yardımcısı olarak atadı. Ben de atandığım 4 Temmuz 2023'ten beri elimden geldikçe kendisine ve partimize faydalı çalışmalar yapmaya çalıştım.

“GİK’ten çıkan ‘hayır’ kararı doğru bir karar değildi”

İYİ Parti'de gerçekten harika insanlarla tanıştım; Toplumsal Politikalar Başkanı olarak, engelliler grubumuzda, derin yoksulluk grubumuzda, şehit ailelerimiz ve gazilerimiz grubumuzda, iyi niyetle, inançla çalışan harika insanlar tanıdım. Ülkemizin birçok gerçeğine ilişkin kalp gözüm daha da fazla acildi. 4 Temmuz öncesine göre sanırım daha da duyarlı bir insan oldum. Dostlarım; hepinizi seviyorum ve sizden öğrendiklerimi asla unutmayacağım! Sayın Meral Akşener’e bana bu fırsatı verdiği için müteşekkirim. Basta Sayın Meral Akşener olmak üzere, sık sık mesai yaptığım değerli Divan yeleri arkadaşlarım ve birlikte mesai yaptığım bazı Milletvekili arkadaşlarım, IYI Partinin tüm alışanlar (sabah güler yüzle bana kapıyı açan güvenlik görevlilerinden, özel kalem ekiplerine, asistan ve güvenlik ekiplerine) ve iYİ Parti'nin tüm gönüllülerine; hepinize çok teşekkür ediyorum beni daima bir "ailede" gibi hissettirdiniz. Üzüntüm insani boyuttadır: Bu yüzden, samimiyetle umarım ki dost kalırız. Hakkinizi lütfen helal edin, ben de tabii ki helal ediyorum.

Asla benden Sayın Meral Akşener veya iYİ Parti hakkında 1 tek olumsuz kelime duymayacaksınız. Ancak affımı rica ediyorum. Siyasete unvan için girmedim; Türkiye’yi ve Türk milletini bu korkunç yoksullaşma ve otoriterleşmeden kurtarmak için girdim. Ve şahsi görüşüm 4 Aralık tarihli GiK kararının bu amaç yönünde doğru bir karar olmadığıdır. Bildiğiniz gibi, en azından İstanbul ve Ankara'da iş birliği için mücadele ettim ve GiK toplantısında bu yönde güçlü şekilde söz almış, cesaretle mücadele etmiş, az sayıda kişiden biriyim. Çıkan kararı savunamayacağımı düşünerek, yapabileceğim tek şey saygı duymak ve istifa etmektir. Yıllardır "tek adam sistemine" karşı mücadele ediyorum. Bağımsız bir hukukçu olarak ilkelerim doğrultusunda ülkem için mücadeleme devam edeceğim.

Editör: Kadir Gürhan