Özel Haber: Deniz Dalgıç
Sanayiciler yeni asgari ücretin 500 doların altında olmasını istiyor. OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İş İnsanları Ve Yöneticileri Derneği (ORSİAD) Başkanı Levent Çamur, 2024 yılı için asgari ücrete zam yapılırken sanayicilerin koşullarının göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çekerek, “Bizim beklentimiz, ihracatı olumsuz etkilememesi adına asgari ücretin 500 doların üzerine çıkmaması. Aksi halde, enflasyonu da tetikler” dedi. Asgari ücrete yüzde 45-50'nin altında bir artış olacağını düşünmediklerini belirten Çamur, “Böyle bir artışın işveren üzerinde yaratacağı baskıyı iyi değerlendirmek lazım. Bize 700-750 dolara gelmeye başlıyor asgari ücretli. Biz bunu kaldıramayız, bununla nasıl rekabet edebiliriz? 500 dolar üzerinde asgari ücret ihracatı olumsuz yönde etkiliyor” diye konuştu.
“Asgari ücretin 500 doların üzerine çıkmamasını bekliyoruz”
Yeni yıl için asgari ücret rakamları konuşulmaya başlarken OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İş İnsanları Ve Yöneticileri Derneği (ORSİAD) Başkanı Levent Çamur, sanayicinin yaşadığı sıkıntıları ve taleplerini ELİPS HABER’e anlattı. Çamur, 2024 yılı ücretini belirlemek üzere Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplantılarına çok yakında başlayacağını ifade ederek, “Hem çalışanların hem de işverenin gözü kulağı, komisyondan çıkacak kararda... Sanayi kesiminin temsilcileri olarak, öncelikli beklentimiz elbette, çalışanların enflasyon altında ezdirilmemesi. Ekonomi yönetiminin bugüne kadar takındığı tavır da aşağı yukarı bu yönde” dedi. Bu tutumun 2024 yılı asgari ücretinin tespitinde de devam edeceğine ilişkin düşüncesini paylaşan Çamur, “Çalışanın alın terinin karşılık bulması, emeğinin zayi olmaması ve insan onuruna yakışır şekilde yaşamaları için gereken neyse o yapılsın zaten. Ancak sanayicilerin koşulları da göz ardı edilmesin. Bu anlamda bizim beklentimiz, ihracatı olumsuz etkilememesi adına asgari ücretin 500 doların üzerine çıkmaması. Aksi halde, enflasyonu da tetikler” diye konuştu.
“Asgari ücretli bize 700-750 dolara gelmeye başlıyor, bunu kaldıramayız”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamalarına işaret eden Çamur, şunları söyledi:
“2024 yılı için asgari ücrete 6 ayda bir değil yeniden tek zam gündemde. Bu nedenle zam oranı konusunda komisyon toplantısı öncesi bir şey söylemek zor. Burada önemli olan her iki tarafın da mağdur edilmeden bu işin nihayete erdirilmesi. Şayet tek zam olursa yüzde 45-50'nin altında bir artış olacağını düşünmüyoruz. Tabii böyle bir artışın işveren üzerinde yaratacağı baskıyı da iyi değerlendirmek lazım. Bize 700-750 dolara gelmeye başlıyor asgari ücretli. Biz bunu kaldıramayız, bununla nasıl rekabet edebiliriz? 500 dolar üzerinde asgari ücret ihracatı olumsuz yönde etkiliyor. Hatta ihracatın önündeki en büyük engellerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Net 16 bin lira olan asgari ücretin brütü 22 bin lira civarında. Henüz 30 lirayı geçmemiş bir dolar kuru ile bu pek mümkün değil. Kur artmadıkça asgari ücrete yüzde 200 de zam yapsanız ömrü 3 ay olur. Ayrıca bu denli ücret artışı enflasyonu ciddi manada tetikler. Ayrıca asgari ücret artışıyla birlikte örneğin işverene verilen 500 liralık asgari ücret desteğinin devam etmesi çok önemli. Hatta desteğin arttırılarak sürmesinden yanayız. Bu yöndeki kararın mini bir torba teklifi ile meclis günlerine getirilmesini bekliyoruz.”
“Enflasyonla ilgili kısır döngüden kurtulmadığımız sürece kimse memnun olmayacaktır”
Enflasyonun düzelmesi gerektiğini vurgulayan Çamur, “Ülke olarak bizim önceliğimiz enflasyonu rayına oturtmak olmalı. Zira zam oranını belirleyen en önemli etken enflasyon. Asgari ücrete yapılacak zammın anlamlı olması tamamen enflasyonun kontrol altına alınmasından geçiyor. Ücretlere yüzde kaç oranında zam yapılırsa yapılsın, enflasyonla ilgili kısır döngüden kurtulmadığımız sürece kimse memnun olmayacaktır. Bir kez daha ifade etmek isterim ki yeni zammın çalışanı hayat pahalılığı altında ezmemesi, işverenin de rekabet gücünü kırmaması gerekir” ifadelerini kullandı.
“Finansmana erişimde karşılaştığımız sorunlar devam ediyor”
Çamur, son olarak sanayi sektörünün yaşadığı sorunları ve taleplerini şöyle anlattı:
“Ülke gündemimiz her ne kadar siyaset ve seçim ise de gerçek gündem ekonomidir, üretimdir, istihdamdır, ihracattır, üretimde katma değerdir, sanayicidir, OSTİM’dir, İvedik, Sincan, Başkent Organize Sanayi Bölgeleri’dir. Buralar üretirse Türkiye büyür, buralarda yatırım yapılırsa milli gelir yükselir, insanlarımızın huzur ve refahı artar, bolluk olur, bereket olur. O nedenle sanayicinin elini güçlendirmek, yatırımcıya yatırım fırsatı tanımak, enflasyonu dizginlemek; kısacası ana gündemin mutlak surette ekonomi olması gerekir. Finansmana erişimde karşılaştığımız sorunlar devam ediyor. Yüksek faiz yükümüz devam ediyor. Yüksek mali yük altında var olma mücadelesi veren işletme sayısı hayli yüksek. Özellikle KOBİ’lerin mali yükümlülükleri ağır. Ekonomimizin güçlü ve sürdürülebilir kalkınması için KOBİ’lerin düşük maliyetli ve uzun vadeli kaynaklarla fonlanmasına daha çok önem ve öncelik verilmelidir.”