Gazze'ye saldırılarda BM Soykırım Sözleşmesi'ni ihlali gerekçesiyle İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanında açılan davada ihtiyati tedbir talebine dair karar duruşması görüldü. Uluslararası Adalet Divanı, Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı soykırım davasında ara kararını okudu. Mahkeme, İsrail'in soykırım davasının reddedilmesi talebini reddetti.

Gazze’de soykırım işlenmesini önlemek için tüm önlemleri ivedilikle almalı

Mahkemenin büyük oy farkıyla karar verdiği diğer ihtiyati tedbirler olan İsrail'in Gazze'de soykırım işlenmesini önlemek için elinden gelen tüm önlemleri alması, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle alması, Gazze'deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi'nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler alması ve bir ay içinde, alınan tüm tedbirler hakkında Mahkeme'ye bir rapor sunması konusunda Ugandalı Julia Sebutinde ve İsrailli Aharon Barak birlikte hareket ederek aleyhte oy kullanırken diğer tüm üyelerin lehte oy kullanmasıyla kararlar 2'ye karşı 15'le alındı.

Destek veren tek yargıç Ugandalı Julia Sebutinde oldu

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail'i Gazze'de soykırım işlemekle suçlayarak açtığı davada talep edilen ihtiyati tedbirler büyük farkla kabul edilirken İsrail'e kayıtsız şartsız destek veren tek yargıç, Ugandalı Julia Sebutinde oldu.

İsrailli hakim ülkesi aleyhine oy kullandı

Divan'ın İsrail aleyhinde aldığı ihtiyati tedbir kararlarının ikisinde, İsrail hükümeti tarafından sadece bu dava için mahkemeye atanan İsrailli hakim, ülkesi aleyhinde oy kullandı.

Gazze'deki yetkililere göre, 7 Ekim'den bu yana İsrail'in askeri operasyonlarında en az 26.083 kişi öldü, 64.487 kişi de yaralandı. Enkaz altında binlerce kişi daha kayıp, çoğunun öldüğü tahmin ediliyor.

Hangi durumlarda soykırımdan söz edilebilir?

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Roma Statüsü'ne göre soykırımın tanımı 6. maddede yapılıyor. Bu maddeye göre soykırım, bir milletin, etnik veya dini bir topluluğun veya bir ırkın tamamını ya da bir bölümünü yok etmek amaçlı yapılan şu davranışları içeriyor:

-Topluluk üyelerini öldürmek,

UCM Başsavcısı Han'dan, taraf devletlere Netanyahu kararına uyma çağrısı UCM Başsavcısı Han'dan, taraf devletlere Netanyahu kararına uyma çağrısı

-Topluluk üyelerine ciddi fiziki veya zihinsel zarar vermek,

-Topluluk üyelerini bilerek tamamen ya da kısmen fiziksel yok oluşa götürecek yaşam şartlarına tabi tutmak,

-Topluluktaki yeni doğumları kasıtlı olarak engellemek,

-Topluluğun çocuklarını zorla başka bir gruba transfer etmek.

Birleşmiş Milletler’e göre soykırım suçu

Birleşmiş Milletler'in 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne göre bir eylemin soykırım olarak nitelendirilebilmesi için, belirli bir insan topluluğunun; milliyeti, ırkı, etnik kökeni veya dini dolayısıyla tümünün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetinin bulunması gerekir.

Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesine göre soykırım suçunun oluşması için üç unsur gereklidir. Bunlardan birincisi millî, ırkî, etnik ya da dinsel bir grubun hedef olarak alınmasıdır. İkincisi, hedef alınan grup üyelerinin kısmen ya da tamamen yok edilmelerine yol açacak nitelikte sözleşmenin 2. maddesinin ‘a’ dan ‘e’ ye kadar sayılan fıkralarındaki yasaklanan fiillerden birine ya da bir kaçına tâbi tutulmalarıdır. Üçüncü unsur ise söz konusu eylem ya da eylemlerin hedef alınan grup mensuplarına karşı kısmen veya tamamen yok etme kastı ile gerçekleştirilmesidir.

Uluslararası Ceza Mahkemesi ne zaman devreye girer?

Soykırım Sözleşmesi’nin 6. maddesinde, soykırım suçunu işleyenlerin ve 3. maddede sayılan eylemleri gerçekleştirenlerin bu eylemlerin gerçekleştirildiği devletin mahkemesinde veya ilgili tarafların yargı yetkisini kabul ettiği bir Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanması gerektiğine işaret edilmiştir.

İsrail’in soykırım suçu netleşirse ne olacak?

Uluslararası Ceza Hukukuna göre, soykırım suçunun faili herkes olabilir. Soykırım suçunu işleyen gerçek kişilerin asker veya sivil olması veya soykırıma uğrayan gruba mensup olmasının hiçbir önemi yok. Suç, sistematik bir devlet politikasının gereği olarak işlense bile devlet tüzel kişiliği bu suçtan dolayı yargılanmayacaktır. Ancak, suçun işlenmesine asli veya feri fail olarak katılan, kararları alan veya uygulayan devlet görevlileri soykırım suçundan yargılanabilecektir.

Türk Ceza Kanunu’na göre soykırım suçunun cezası ağırlaştırılmış müebbet cezasıdır. Uluslararası hukukta hapis cezaları, özür dileme ve manevi tazminat yaptırımları da bulunuyor.

Kaynak: Halide Tonga