Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adıyaman'da bulunan İsias Otel'de KKTC'den voleybol turnuvası için gelen aralarında sporcu, öğretmen, antrenör ve Türkiye Turist Rehberleri Birliği üyelerinin de bulunduğu 72 kişi, hayatını kaybetti. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında 5 kişi tutuklandı, 11 kişi hakkında 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. İddianamede, yapının 1991 yılında apartman olarak inşa edildiği, daha sonra ruhsatsız ve kaçak kat eklendiği, binanın inşaatında dere kumu kullanıldığına ilişkin bilgiler yer alırken, tutuklu sanıklar Ahmet Bozkurt, Efe Bozkurt, Erdem Yıldız, Halil Bağcı ve Mehmet Fatih Bozkurt ile tutuksuz sanıklar hakkında 'bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıla kadar hapis cezası istendi.
3 sanık tahliye edilmişti
Davanın ilk duruşması 3 Ocak 2024’te görüldü. 4 Nisan günü ise mahkeme heyeti, yapılan tutukluluk incelemesinde otelin sahibi Ahmet Bozkurt'un oğlu Efe Bozkurt ile otelin fenni mesulü inşaat mühendisi Halil Bağcı'nın, yurt dışı yasağı ile adli kontrol şartlarıyla tahliyesine karar verdi. Davanın ikinci duruşması ise bugün 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Depremde hayatını kaybeden Türk Maarif Koleji voleybol kafilesinden hayatını kaybeden 35 kişinin aileleri ellerinde pankart ve dövizlerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Başbakanı Ünal Üstel’in de yer aldığı grup, Adıyaman Adliyesi önüne geldi. Depremde hayatını kaybedenlerin resimleri adliye önünde sergilenirken, KKTC Başbakanı Ünal Üstel açıklamalarda bulundu.
“Davanın takipçisi olacağız”
İsias Otel davasının artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin davası olduğunu söyleyen Üstel, adalet arayışlarının devam ettiğini belirtti. Dava sonuçlanana kadar devlet olarak takipçisi olacaklarını ifade eden Üstel, şunları söyledi:
”Bu depremde biz de çocuklarımızı kaybettik, yavrularımızı kaybettik. O günden bugüne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir süre önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükümet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla bugün Adıyaman’dayız. İkinci duruşma olacak ve salona gireceğiz çünkü bu çocuklar artık bizim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık, unutturmayacağız ve adalet sonuçlana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Biliyorsunuz gecen duruşmamızda yargıçlar uzman kişilerin bir görüşüne başvurdu. Gazi Üniversitesi’nin raporu çıktı, mahkememize intikal etti. Biz bunun dışında 3 tane ayrı üniversitemizden ve onların oluşturduğu Türkiye Cumhuriyeti çapındaki bu işlerin sorumlusu olan uzman kişilerin görüşlerine müracaat ettik. Onların hazırladığı 3 tane rapor mahkememize verildi. Biz Gazi Üniversitesi'nin raporuna bizim hukukçu arkadaşlarımız incelediği zaman gördük ki; orada tam neticelendirilmemiş bir rapor ortada duruyor. Ankara’da devletin tutuğu hukukçular ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Barolar Birliği’nin hukukçuları ve özel avukatlarımızla bunlar incelendikten sonra bugünkü mahkemeden bizim hukukçularımızın talep edeceği yeni bir üçüncü rapor ve bu rapor ışığında adaletin tecelli etmesini bekleyeceğiz. Biz bir kez daha diyoruz; bu dava artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin davasıdır. Çocuklarımız bizim çocuklarımız, ailelerin acıları bizim acılarımız, o yüzden yine bugün biz ülke olarak, devlet olarak, Adıyaman’dayız.”