CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, "Siz, Netanyahu taktikleri uyguluyorsunuz, çünkü siz, İsrail taktikleri uyguluyorsunuz. Sizin gözünüz Gazze'de değil, sizin gözünüz de aklınız da Netanyahu'da; siz, seçime kadar Macaristan'a bakıyordunuz, Orban'a bakıyordunuz, bugün Netanyahu'ya bakıyorsunuz. Ne yaptı Netanyahu biliyor musunuz? Filistin'e saldırmadan önce Netanyahu ne yaptı? Önce İsrail Yüksek Mahkemesi’nin yetkilerini budadı. Ne diyordu Netanyahu, yüksek mahkemenin yetkilerini budarken, tıpkı sizin gibi 'yargısal aktivizm' dedi. 'Gezegendeki en aktivist yargıya sahibiz' diyordu. 'Yargı vesayeti' dedi. 'Kendini yasamanın yerine koyan yüksek mahkemeler var' dedi. Bu cümleler size tanıdık geliyor mu? Gelmiyorsa Yargıtay kararını açın, bakın, aynı cümlelerle nasıl savunulduğunu göreceksiniz." dedi.
CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, TBMM Genel Kurulu'nda Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması yönünde verdiği karar ve yargı tartışmaları ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Çoklu bir devlet kriziyle bizi karşı karşıya bırakmıştır
Alp, şunları söyledi:
"Anayasa Mahkemesi tarafından Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yönünde ihlal kararı verilerek bir hak ihlalinin ortadan kaldırılması amacıyla başvurucu Şerafettin Can Atalay'ın yeniden yargılanması, infaz hükmünün durdurulması ve ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması yönündeki karara hukuki değer ve geçerlilik izafi edilemeyeceği gerekçesiyle uyulmamasına dair Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin vermiş olduğu karar Cumhuriyet tarihinde daha önce benzeri görülmemiş hukuki, siyasi ve idari sonuçları olan çoklu bir devlet kriziyle bizi karşı karşıya bırakmıştır.
AK Parti, fırsatçı anayasacılık anlayışına malzeme yapmaya heveslidir
Şimdiye kadar hukuki ve siyasi her krizi Allah'ın bir lütfu olarak görerek kendi düzenini inşa etme ve pekiştirme amacıyla bir fırsata çeviren Adalet ve Kalkınma Partisi hiç şüphesiz bu krizi de fırsatçı anayasacılık anlayışına malzeme yapmaya heveslidir. Muhtemelen 6216 sayılı Yasa'nın 50'inci maddesinin 2'nci fıkrasında bir değişiklik yaparak hak ihlalinin bir mahkeme kararına dayandığı hallerde bu bunu Anayasa Mahkemesi’nin dışında tutmaya çalışacaksınız. Süreç içinde elbette ki Yargıtay kararının hukuki boyutları üzerine çokça konuşulacak ve tartışılacaktır. Ben burada bu kararın perde arkasındaki bir başka siyasi amacı dile getireceğim.
Siz, Netanyahu taktikleri uyguluyorsunuz
Şüphesiz, AK Parti Grubu içerisinde Filistin halkı için kalpten üzülenler de var, onları tenzih ediyorum ama siz bu Meclis'e Filistin atkılarıyla gelip otururken biz anladık sizin asıl niyetinizi, çokçalarınızın döktüğü sahte gözyaşlarından anladık biz sizin asıl niyetinizi, Gazze'de çocuklar, kadınlar, yaşlılar, hastalar üzerine bombalar yağarken 'katil' dediğiniz Sisi'yle kucak kucağa, diz dize otururken anladık biz sizin asıl niyetinizi. Gazze inim inim inlerken daha düne kadar 'katil' dediğiniz Suudi Prensi Selman'la fotoğraf çekme yarışına girdiğinizde anladık biz sizin asıl niyetinizi. Bunları niye söylüyorum biliyor musunuz çünkü siz, Netanyahu taktikleri uyguluyorsunuz, çünkü siz, İsrail taktikleri uyguluyorsunuz. Sizin gözünüz Gazze'de değil, sizin gözünüz de aklınız da Netanyahu'da; siz, seçime kadar Macaristan'a bakıyordunuz, Orban'a bakıyordunuz, bugün Netanyahu'ya bakıyorsunuz.
Netanyahu, yüksek mahkemenin yetkilerini budarken sizin gibi yargısal aktivizm dedi
Ne yaptı Netanyahu biliyor musunuz? Filistin'e saldırmadan önce Netanyahu ne yaptı? Önce İsrail Yüksek Mahkemesi’nin yetkilerini budadı. Ne diyordu Netanyahu, yüksek mahkemenin yetkilerini budarken, tıpkı sizin gibi 'yargısal aktivizm' dedi. 'Gezegendeki en aktivist yargıya sahibiz' diyordu. 'Yargı vesayeti' dedi. 'Kendini yasamanın yerine koyan yüksek mahkemeler var' dedi. Bu cümleler size tanıdık geliyor mu? Gelmiyorsa Yargıtay kararını açın, bakın, aynı cümlelerle nasıl savunulduğunu göreceksiniz. Nasıl da aynı argümanları kullandığını görünce hak vereceksiniz ve ülkenin bütün aklı başında hukukçuları zaten bu gerçeğin farkında. Filistinlileri öldürmeye hazırlanan Netanyahu'nun başında bulunduğu aşırı sağcı hükümetin Filistin halkına saldırmadan önce yaptığı son iş neydi biliyor musunuz? Hak ihlallerine karşı yasal güvenceleri ortadan kaldırmak oldu çünkü İsrail Yüksek Mahkemesi’nin Filistinlilere yönelik birçok hak ihlali kararları vardı. Filistinlileri yargılamadan üç yıla kadar gözaltında tutma yetkisi veren yasayı iptal etmişti, Filistinlilere ait özel arazileri kamulaştırma yetkisi veren yasayı iptal etmişti, Filistinlilerin güvenlik güçlerinden gördüğü zararlar için tazminat talep etmesini yasaklayan ayrımcı yasayı iptal etmişti. Bütün bunları iptal ettiği için yüksek mahkeme Filistinliler aleyhine ayrımcı yasaları iptal ettiği için kimi kızdırdı biliyor musunuz? En çok Netanyahu'yu ve aşırıcı sağcı partileri kızdırdı. Bunlar da tanıdık geliyor değil mi sizlere. Netanyahu'nun son koalisyonundaki dinci partiler ne yaptı biliyor musunuz? Tıpkı şimdi sizin yapmaya hazırlandığınız gibi bir reform tasarısı inşa etti, daha kolay bir şekilde Filistinlilerin hakkını savunacak insanlara vatan haini muamelesi yapılmasının önünü açtı, artık Filistinliler öldürülürken İsrail'de hukukun üstünlüğünü kimse savunamayacaktı.
Sizin amacınız da budur, siz faşizmin hukukunu inşa ediyorsunuz. Adım gibi eminim, siz de önümüzdeki aylarda Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini budayacaksınız ve ondan sonra ne yapacaksınız, söyleyeyim mi: Size verilen görevleri yapacaksınız, Orta Doğu'nun kan gölüne dönmesine katkı yapacaksınız ve ben adım gibi eminim, bu kıyametin kimin başına kopacağını da çok iyi biliyorum, siz halka karşı ağır bir yönelmenin hazırlığı içerisindesiniz, yapacağınız ağır insan hakları ihlallerinin hazırlığı içerisindesiniz, bunun yasal altyapısını yapmaya çalışıyorsunuz. Buradan bütün halkıma sesleniyorum: Ey halkım, susma artık, gör artık gerçekleri. Bunlar faşizmin hukukunu inşa ediyor. Memleket elden gidiyor ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak susmayacağız, direneceğiz, yeniden ayağa kalkacağız ve size geçit vermeyeceğiz."