Avrupa Parlamentosu'ndan, Numan Kurtulmuş'a Can Atalay mektubu Avrupa Parlamentosu'ndan, Numan Kurtulmuş'a Can Atalay mektubu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. T24 yazarı Murat Sabuncu’ya bir söyleyişi gerçekleştiren Sabuncu, İmamoğlu’na gündeme dair sorular yöneltti.  “Konuşmalarınızda rakibiniz Murat Kurum’u çok daha az anıyorsunuz, daha çok Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı muhatap alıyorsunuz. Gerçek rakibi siz Erdoğan olarak mı görüyorsunuz?” sorusuna İmamoğlu, şu yanıtı verdi:

“Milletini cezalandırıyor”

“Rakip diye kavramlandırmak doğru değil. Yani yaşadığımız sorunların, yaşadığımız İstanbul'a dair problemlerin ana kaynağı ve ana konusunun sayın Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum. Yani İstanbul'a dayatılan Kanal İstanbul’un sahibinin sayın Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığı yatırım planına hayati bir kısım projelerimizin alınmamasının sebebini sayın Cumhurbaşkanı olarak görüyorum. Milletini cezalandırıyor. Ve bunun gibi birçok şeyi daha sıralayabilirim. Dolayısıyla usul ve üslubunu kendisine hatırlatmayı ve milletimizin de bunu görmesini, daha iyi idrak etmesini sağlamayı sorumluluk olarak görüyorum. Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi adına, İstanbul'a hizmet etmenin gerekliliği adına, kendisinin ihtiyacı adına bunu sorumluluk olarak görüyorum ve yapıyorum, yapmaktan da hiç geri durmadım durmam da. Çünkü bu tavır ve davranış milletimize zarar veren bir davranış. Bir de onun dışında tabii benim ona laf yetiştirmem değil kendilerinin bana yetiştirdiği laflar, zat ya da zevat diyerek, tarifleyerek kurduğu cümlelere verilen cevaplardır.”

“Kalan 15 günde her şeyi yapabilirler”

Yaklaşan yerel seçimlere yönelik konuşan İmamoğlu, “Her şey söylenebilir, beni hiçbir şey şaşırtmaz. Neticede bir önceki seçimde de buna benzer şeyler söylendi. Terörist de dendi, Rum da dendi. İnsanların etnik kökeni üzerinden konuşmak, yani Rum demek aşağılanmak anlamına gelmiyor tabii. Rum Rum’dur, Türk Türk’tür. Herkes de önemlidir ve herkes kendine göre kutsaldır ve ben de o kutsala saygı duyarım. Bunu bile kullanmaya çalıştılar. O bakımdan kalan 15 günde de her şeyi söylerler, söyleyebilirler, yapabilirler ama bizim hiçbir şeyden endişemiz yok. Hesabını veremeyeceğimiz bir işimiz de yok. Bizim beş yıl boyunca gerçekten değerli bir süreç yönettiğimizi düşünüyorum. Düşünsenize bula bula dört yıl önceki bir görüntü üzerinden bize müdahale etme gayreti içerisinde oldular. Söylenmeyen bir kelime üzerinden seçim yasağı koyabilecek bir düzeyde, hapis kararını siyasi baskıyla aldırtabilen bir yapı. Bu kadar net konuşuyorum, çünkü bir mahkemeyi eğer karar almak üzereyken birkaç ay kala tüm heyetiyle değiştiriyorsanız bunun başka bir karşılığı olamaz. Böylesi hamleleri yapan bir iktidarın her şeyi yapma ihtimali vardır. Ama iddiayla söylüyorum. Ekrem İmamoğlu’nun üzerine bir toz zerresi kadar bu işler yapışmaz. Bu millet karşılığını verir. Aynen 2019’da 23 Haziran’da verdiği gibi… Hatta verdiği gibi demeyeceğim, ondan daha da fazla verir” diye konuştu.

"Kürtçe öğrenmeyi de kendime sorumluluk olarak kabul ediyorum”

Kürtçe’ye yönelik soru üzerine İmamoğlu, “Yani öğreniyorum demeyeyim, birkaç kelimeyi aklımda tutmaya çalışıyorum. Ama elbette Kürtçe bilen çalışma arkadaşlarım var. Özellikle saha gezilerimde mutlaka onlar yanımda oluyor. Bazen hiç Türkçe bilmeyen Kürt vatandaşlarımızla karşılaşıyoruz. Özellikle kadınlarda daha çok oluyor ya da yaşı oldukça yukarıda olan Kürt vatandaşlarımız da oluyor. Onların da duygularını anlamak istiyorum açıkçası. Ve gerçekten kendime sordum ben niye hiç Kürtçe bilmiyorum? En azından merhaba diyecek kadar, bir nasılsın diyecek kadar onun halini hatırını soracak kadar. Bunu açıkçası öğrenmeyi de kendime sorumluluk olarak kabul ediyorum” yanıtını verdi.

Kaynak: Haber Merkezi