CHP'nin cumhurbaşkanı adayı ön seçimi kapsamında çalışmalarını sürdüren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bursa’da düzenlenen programa katıldı. İmamoğlu, emekliye bayram ikramiyesine, "3 bindi 4 oldu daha ne olacak" deyip gazeteciye tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, sert tepki gösterdi. İmamoğlu, “Sevgili dostlar, bunlar ise emekliye bile verilen maaşı kendi parası gibi verdiğini düşünerek o emekliye hakaret etmeyi normal görüyor. Bu edebin, edebin ayaklar altına alınması demektir. Utanç duyulacak bir durumdur" dedi.

İmamoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle;

Allah ülkemizin bereketini kaçıranlardan bu ülkeyi korusun. Bugün, bugün milletin, zor günler yaşadığımızı hepimiz biliyoruz. Kime sorsanız tadımız kaçtı. Elimize, elimize geçen paranın bereketi, kıymeti kalmadı. Daha dün 200 lira büyük para diye düşünüyorken, fazla değil 8-10 yıl önce, bugün bozuk para bile değil. Paramız da pul oldu, itibarımızı da yerle bir ettiler. Dünya ölçeğinde ülkemizin bulunması gerektiği yerden çok aşağılardayız. Niye bu haldeyiz biliyor musunuz?

“Milyonlarca dar gelirlinin hali bu iktidarı yönetenlerin umurunda değil”

Çünkü bir iktidar adalet duygusunu yitirirse o memleketin ne yaparsanız yapın bereketi kaçar. Orada ne refah olur ne huzur olur. Bizim en büyük sorunumuz ülkeyi yönetenlerin, sevgili dostlarım, üzülerek ifade ediyorum, zerre adalet duygusu kalmadı. Vicdanları köreldi. Milletin hakkını, hukukunu çiğnemekten 1 mm bile geri durmuyorlar.

Halbuki bu ülkede kazandığı parayla geçinemeyen, borçlanmadan, borçlanmadan yaşayamayan, borçlanmak bir iş insanı, bir üretici, bir sanayici için normal olabilir ama bu ülkede artık emekli borçlanıyor emekli. İş kurmak için değil, yaşamak için, borçlanmadan yaşayamayan, borçlanmadan hayatını sürdüremeyen milyonlarca dar gelirlinin hali bu iktidarı yönetenlerin umurunda değil. Ve şükredin, şükredin derken, şükredin derken onu bile fırça atarak söylüyor.

“Bizdeki anlayış milletin parasını millete dağıtmak anlayışı”

Halkına fırça atarak söylüyor. 3.000' liraydı 4.000 oldu. Daha ne olacak diyor? Daha ne olacak diyor? Bu bakış açısı ne biliyor musunuz? Bizdeki terbiye, bizdeki terbiye, anlayış ki zaten öyle. Bizdeki anlayış milletin parasını millete dağıtmak anlayışı. Burada saygıdeğer başta Bursa ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlarımız ve diğer belediye başkanlarımız, bütün her bir arkadaşımız prensibimiz, ilkemiz milletin ihtiyaçları için milletin parasını millete adil olarak dağıtma prensibidir. O ahlaktan asla vazgeçmeyiz.

“Emekliye hakaret etmeyi normal görüyor”

Sevgili dostlar, bunlar ise emekliye bile verilen maaşı kendi parası gibi verdiğini düşünerek o emekliye hakaret etmeyi normal görüyor. Bu var ya dünyada, yeryüzünde görülmüş bir şey değil. Bu edebin, edebin ayaklar altına alınması demektir. Utanç duyulacak bir durumdur.

Anayasa Mahkemesinin 6 siyasi partiye ilişkin mali denetim kararları Resmi Gazete'de Anayasa Mahkemesinin 6 siyasi partiye ilişkin mali denetim kararları Resmi Gazete'de

Emekçiler ve iş insanları ekonomik, siyasi, hukuki ortama güvenmedikleri için, önlerini göremedikleri için zor durumdalar. Ve bu ülkede düşünsenize üreten insanı, sanayiciyi, istihdam sağlayan, bu ülkenin üreten insanlarını bile korkutmayı, baskı altına almayı kendine siyasi strateji gören bir akılla karşı karşıyayız. Ama bunların umurunda değil. Bunların umurunda olan tek şey ne biliyor musunuz?

“Millet seni evine yollayacak”

Kendine ait zannettiği koltuğunu korumak, saraydan çıkmamak. Millet seni evine yollayacak, evine yollayacak.

Millet adaletsizliğin pençesinde, can derdinde. Sevgili hemşehrilerim, gelir dağılımında adalet yok, eğitimde adalet yok, sağlıkta adalet yok. Devlet kurumlarının uygulamalarında, işe alımlarda adalet yok. Yahu seçimden bu yana neredeyse 2 sene geçiyor, öyle değil mi? Genel seçimlerde zorda kalınca mülakatı kaldıracağım demedi mi?

"Ya devletin başındaki ism sözünü tutmaz mı"

Ya devletin başındaki insan sözünü tutmaz mı ya? Böyle bir şey olabilir mi? Bakın, sevgili gençlerin ve hanımefendilerin, beyefendilerin haykırışından sonra bunu söylemek ayıp ama mahkemelerde adalet yok. Mahkemelerde adalet yok. Bu iktidarın elini kolunu soktuğu hiçbir yerde adalet yok. Bunların içinde adalet duygusu kalmadığı gibi amacı adaleti sağlamak olan yüce Türk yargısının saygıdeğer, namuslu hakimlerini, savcılarını bile zor durumda bırakıyorlar.

Adaleti sağlamak için uğraşan her kişiye düşman oluyorlar. Sevgili dostlarım, insanlarımız zor şartlarda kendi paralarıyla, onurlarıyla bir öğün karınlarını doldurabilsinler diye biliyorsunuz, gurur da duyuyorum, kent lokantaları açtık, kent lokantaları. Burada ve bulunmayan Türkiye'nin her yerindeki yerel yönetici arkadaşlarım kent lokantası markasıyla her yerde kent lokantalarını açtılar.

100 metre ve iktidarın, hükümetin düştüğü acizliğe bak. Bütün güçleriyle nereye saldırıyorlar? En büyüğü 100 metrekare olan kent lokantasına saldırıyorlar. Demediklerini, yapmadıklarını bırakmadılar. Hâlâ da uğraşıyorlar. Hâlâ da orada gitti yemek yedi diye bir insana soruşturma açıyorlar. Yahu utanılacak bir durumdalar, utanılacak.

Memleketimizi sıkıntıya sokuyorlar. Biz neyle uğraşıyoruz, onlar neyle uğraşıyorlar? Biz, işte bütün belediye başkanlarımız dar gelirli ailelerin çocukları okul öncesi eğitim alabilsin, anneleri iş bulup çalışabilsin diye kreşler açtık, açmaya devam ediyoruz. Onlar ne yapıyor? Kapatmak için uğraşıyorlar. Kapatmak için genelge yazıyor belediye başkanlarına. Sonra yaptıkları hatayı, milletin tepkisini görüyorlar.

Kendileri bunları geri nasıl çeviririz diye kıvır kıvır kıvırıyorlar. Yahu bir memleket, ülkenin yöneticileri bir ülkenin yöneticileri. İmamoğlu geliyor. Tarihi gençler yazacak, gençler. Türkiye Cumhuriyeti'nin gençleri yazacak.

"100 metrekarelik kent lokantası onların mega projelerini yok etti”

Bu ülkede hiçbir zaman, burada çok saygıdeğer geçmiş dönemlerde bakanlık yapmış büyüklerimiz var, hiçbir dönemde hiçbir siyasi anlayış bir başka siyasi anlayışın hizmetine, değer gören hizmetine, savaş açar mı? Topla tüfekle saldırır mı? Kreşe saldırıyorlar. Kent lokantasına saldırıyorlar. Niye biliyor musunuz? Onların dev proje, mega proje dedikleri, milletin cebindeki parayı boşaltan projeleri, kent lokantası, 100 metrekarelik kent lokantası, bir küçücük kreş onların mega projelerini tuş etti diye, yendi diye, saldırılar ondan. Biraz sıcak, bir de bu güzel insanların sıcaklığı, eğer bunalan varsa kolları sıvasın, ceketini çıkarsın. Zaten 23 Mart'ta da hep beraber çıkaracağız.

Bir örnek daha vereceğim sevgili hemşerilerim. Hani hizmete olan saldırıdan bahsettik ya, küçük çocuğu olan, küçük çocuğu olan annelere ulaşımı ücretsiz yapacağım dedim. Kıymetli Bursalı hemşerilerim, İstanbul zor bir şehir. Birçok şehirden çok daha yüksek seviyede geçim sıkıntısı olan bir şehir aslında. Hatırlayın, 2023 seçiminde, 2019 seçiminde İstanbul'da.

Açılan davaların savcılığına soyundu

Partimiz ön seçimi ilan ettiği günden bugüne acayip ivmelenen bir saldırıyla karşı karşıyayız. Öyle davalar, öyle saldırılar var ki utanç verici! Bu davaların kağıt üzerinde takip eden savcısı var ama davaların gerçek savcısını herkes biliyor. FETÖ kumpaslarıyla organize edilmiş Ergenekon davaları için 'Ben bu davaların savcısıyım' diyen zat, şimdi de CHP'ye ve bana açılan davaların savcılığına soyunmuştur. Savcı aramayın, savcı o!"

Muhabir: Oğulcan Balcı