İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla sosyal medya hesabından videolu mesaj yayınladı. İmamoğlu "Devletin kendini eşit hissetmeyen tüm yurttaşlarıyla barışmaya ihtiyacı var" diye konuştu.
İmamoğlu, şunları kaydetti:
“Amaç milletin birlik ve beraberliğidir”
“Çözülemez diye bakılan büyük sorunların çözümü demokratik bir ortamda herkesin ama herkesin sözünü güven içinde söyleyebildiği toplumsal mutabakatlardadır. Devletin kendini eşit hissetmeyen tüm yurttaşlarıyla barışmaya ihtiyacı var. Devletin umutsuz, mutsuz gençler ile barışmaya ihtiyacı var. Tüm etnik kökenleriyle, tüm inançlarıyla milletimizin, kadınların, gençlerin, çocukların, bebeklerin kendilerini koruyacak, kollayacak ve eşit imkanlar sunacak güçlü, adil, demokratik bir devlete ihtiyacı var. Barışın ve huzurun tesisi, siyasi çıkar ve menfaat gözetmeksizin olabilir. Amaç milletin birlik ve beraberliği Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının güçlü bölünmez bütünlüğüdür.
“Derdi olan herkesle konuşmayı vadediyoruz”
Derdi olan herkesle Türkiye'mizin ve geleceğin Türkiye'sini birlikte konuşmayı vadediyoruz. Ağır sorumluluklarımızın elbette farkındayım. Bu ülkeye gönül verenlere, bütün imkansızlıklara, uğradıkları haksızlıklara, zorluklara rağmen yılmadan, emek vermeye devam edenlere onların aklına basiretine ve iradesine güveniyorum. Kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmaya, 86 milyon memleketimizin eşit hissedarı ve özgür olduğu ikinci yüzyılına doğru hep birlikte yola çıktık. Asla vazgeçmeyeceğiz.
“Bir kez daha zor zamanlardan geçiyoruz”
Bir kez daha zor zamanlardan geçiyoruz. Bir kez daha içeride kutuplaşmanın, ayrışmanın birbirinden uzaklaşmanın yol açtığı tahribatlardan. Kuzeyimizde Avrupa'yı, güneyde tüm Ortadoğu'yu tehdit eden savaşların tam ortasındayız. Sorunlarımız var doğru. Büyük ve önemli sorunlarımız. Ancak her daim küllerinden yeniden doğmayı başarmış bizzat kendisi mucizeler yaratan bir milletimiz de var. Yüz senedir uğraşıp da çözemediğimiz sosyolojik etnik meselelerimiz var, doğru. Ancak ülkemizin, devletimizin beka meselesi çok daha büyük, çok daha geniş. Asıl sorunumuz siyasi, kurumsal ve toplumsal çürümedir. Asıl sınavımız bu çürümeyi durdurmak, ardından yenilenmek, tazelenmek ve kararlılıkla ayağa kalkmaktır. Yoksulluk, ahlaki çöküşten, adaletsizlikten, kardeşin kardeşe düşman edildiği çatışmalardan ve milletin arasına sokulan nifaklardan kurtulana kadar vereceğimiz çok büyük sınav budur.
“Milletin evlatlarının haklarını geri getireceğiz”
Şaibeli bir referandumla Türkiye'ye dayatılan bu sistem ülkemizin o güçlü tarihsel yolculuğunda kötü bir sapma anlamına geliyor. İşte bize dayatılan bu sistem en önemli değerimiz olan güçler ayrılığını kaldırıyor, reddediyor. Parlamentoyu, milletin Meclisini küçümsüyor, milletin iradesini göz ardı ediyor, adalet kurumlarını siyasetin aracına dönüştürüyor. Ve özellikle sevgili gençler bu sizi ilgilendiriyor, Cumhuriyet'in temeli olan liyakat ilkesini kökünden ortadan kaldırıyor. Halbuki benim her genç evladım 'ben çalışırsam hakkımı alabilmeliyim' diyebilmeli bu memlekette. Ama bunu ortadan kaldırdılar, geri getireceğiz! Liyakati geri getireceğiz, milletin evlatlarının haklarını geri getireceğiz.
“Yargıyı bütün güç odaklarından bağımsız hale getirmeliyiz”
Yargıyı bütün güç odaklarından bağımsız hale getirmeliyiz. Yargının siyaseti şekillendirmenin bir aracı olarak kullanılmasına asla izin vermeyiz. Bakın atanmış bir siyasetçi, seçimle iş başına gelmiş bir diğerine 'ahmak' derken dava açmayan yargı, sözü muhatabına iade edene de dava açmamalı.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında tam da Atamızın hayal ettiği gibi özgürlük, eşitlik ve adalete dayalı güçlü ve refah içinde bir ülkeyi inşa etmek göreviyle karşı karşıyayız. Cumhuriyet Bayramı'nı coşkuyla kutluyoruz çünkü hepimiz bu göreve hazırız.
Kendi koltuklarından başka hiçbir şeyi düşünmeyen siyasetçilerin, bizi 'şu bu' diye ayıranlara inat günü geldiğinde tek yürek olmaya hazır mıyız? Dün başardık, bir kez daha başarırız! O gün gelmiştir, bundan sonra size tavsiyem ruhunuzu temizleyin. Her sabaha özgürlük, eşitlik ve adalete bir gün daha yakınız diye uyanacağız. Bundan sonra her sabaha gelecek endişesi duymadan yeni bir hayata bir gün daha yakınız diye uyanacağız. Bu umutla, bu inançla daha çok çalışacağız ve mutlaka başaracağız."