İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, KİPTAŞ Karanfilköy Kentsel Dönüşüm Projesi Hak Sahipleri Daire Eşleşme Kura Töreni'nde konuştu.
Konuşmasına şehitlere rahmet ve ailelerine başsağlığı dileyerek başlayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Dün hepimizin evine ulaşan acı haberle sarsıldık. Bu ülkenin pırıl pırıl genç evlatlarını, askerlerimizi şehit vermek elbette hepimizi derinden üzüyor. Ben başta bir baba olarak üzülüyorum. Hepimizin evlatları bugün eğer yaşamlarını sürdürüyorsa, hayatlarını devam ettiriyorsa o şehitlerimizin bu mücadelesi sayesinde. Yıllardır bu lanet olası terör belasının derdini çekiyoruz ve evlerimize kederler çöküyor. Yöneticilerin, bizlerin, hepimizin aslında esas görevi vatandaşlarımızın başına gelebilecek bu tür belaları ve sıkıntıları def etmektir. Vatandaşlarımızın huzur ve refah içerisinde yaşamalarını sağlamaktır. Bunun için çalışmak zorundayız" dedi.
İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Hep birlikte milletimizi zora sokan, sıkıntıya sokan, üzen ve başını öne eğen, milletimize sıkıntı yaşatan ne varsa bunları bertaraf etmeliyiz. Bizlerin en büyük çabası da bu olmalı. Hele de terör belasına karşı amasız, fakatsız, doğru çözümlerle ve dileğimiz odur ki tek bir şehit bile vermediğimiz bir Türkiye var etmek. Bu da en kalıcı şekliyle çözümlerin oluşması amacıyla yapılması gereken iş ve işlemler var. Bunların başına milli birlik ve beraberliğimizi sağlamak geliyor. Hepimizin bu acıyı hissettiğini bilmemiz ve bunu hissetmemiz gerekiyor. Biz bazen acıyı bile bölüyoruz. Şehitlerimizi verdiğimiz anlarda bile bu işi dönem dönem siyasetin bir parçası haline getirme çabalarını yaşıyoruz. Bu bizi büklüm büklüm edip, parçalıyor. Bu çok kötü bir şey. Hepimizin evinde şehit de var, gazi de var. Hepimizin yuvasında var. Bu birlik ve beraberlik duygusu da böyle bir şey.
"Terör beka sorunlarından biridir ve bunu aşmak da bizim elimizdedir"
Ben bir acının yaşandığı anda bu cennet vatanın herhangi bir köşesinde bir vatandaşımızın içine de o acının düştüğünü hissediyorum. Bu yönüyle işbirliği içerisinde acımızı hep birlikte yaşadığımızı hissederek ve bunu bilerek, sorunların üstüne hep birlikte çalışarak ve düzenli bir şekilde giderek yaklaşmalıyız. Eminim ve biliyorum ki terör belasını ve terör örgütlerini bu cennet vatanın üzerinden püskürtürüz, uzaklaştırırız ve yok ederiz. Ama önce hep birlikte olabilmeyi, birlikte başarabilmenin o ana karakterini mutlaka sağlayabilmeyi başarabilmeliyiz. Bütün bu yaşananlar en başta her şeyimizle, canımızı, vatanımızı emanet ettiğimiz Silahlı Kuvvetlerimize olan güvenimiz ile birlikte devletimizin bütün yönetim kademelerinin, bizlerin başımızı öne eğip, düşünmemiz gereken konulardır. Silahlı Kuvvetlerimizin mücadelesine arka planda nasıl katkı sunabiliriz diye tasarlamamız gerektiğinin altını çiziyorum. Türkiye'miz için ne yazık ki terör beka sorunlarından birisidir ve bunu aşmak da bizim elimizdedir.
"Bu millet temsilciye oy vermez"
Merkezi noktada ya da değerli noktada diye birbirinden ayırt edemeyeceğiniz, birbirine çok yakın iki semtten bahsedelim. Birisi Karanfilköy, diğeri de Fikirtepe olsun. Fikirtepe'ye bakınca göreceğiniz tek şey var; kocaman bir beton blok duvar. Ne yazık ki Fikirtepe'nin ismine de yakışmayacak, İstanbul'a da yakışmayacak, Kadıköy'e de yakışmayacak bir pozisyona evrildi. Kötü bir iş çıktı ortaya. Burada evini veren, gecekondusu olan ya da tapulu binası olan benim gariban vatandaşımın hiçbirisi mutlu değil. Fikirtepe'de hiçbirisi mutlu değil. Gelelim Karanfilköy'e, yine burası çözüm bulmadı. 50 yıllık geçmişe sahip bu tartışma neredeyse. Ne oldu? Biz her şeyi şeffaf yaptık. Vatandaşımızın kazandığı yerde biz varız, onların kaybettiği yerde biz yokuz. Bir avuç insanın kazandığı yerde biz yokuz, milletin kazandığı yerde biz varız. Bu kadar net, özü bu. Vatandaşa rağmen, ortak akla rağmen iş yapılmaz. Biz burada vatandaşın can güvenliğini, çıkarlarını öne koyarak ortak akıldan, teknikten, mühendislikten, mimarlıktan faydalanarak güzel bir iş çıkarttık. Göreceksiniz yarınlarda, bugünden de koyabilirsiniz. Fikirtepe'yi maket olarak alın koyun sol tarafa, Karanfilköy'ü alın koyun sağ tarafa bütün İstanbullular seyretsin. İstanbul'un geleceğini kime emanet edeceğine de oradan karar versin. Bu kadar basit. Biz yaşamımızı bu işe vakfettik. Kendimizi İstanbul'a mühürledik. Bu şehre hizmet edeceğiz, bu milletin evlatlarına hizmet edeceğiz. Bu milletin ortak akla, demokrat bir zihniyete, birinden izin alarak hareket edecek kişilere değil, 16 milyon insandan talimat alan, onların arzularını, isteklerini yerine getirene ihtiyacı var. O kişiye oy verin kardeşim, bu kadar basit. Başka bir şeye gerek yok. Bu millet temsilciye oy vermez. İstanbul'un koltuğu, yönetim ve kumanda koltuğu önemlidir. O koltuğa oturan milletini dinleyecek, 'Tam Yol İleri' diyecek. 'Tam Yol İleri' derken dönüp arkaya acaba o ne der diye korkarak bakıyorsa o, İstanbul'un koltuğunda oturamaz."