İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Sincan 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevlerindeki yaşanan hak ihlallerine ilişkin şube binasında basın toplantısı yaptı. MA’nın haberine göre açıklamaya Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatları ve hak savunucuları katıldı.

“Ruh ve beden sağlıkları olumsuz etkileniyor”

İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, 2021 yılından bu yana yüksek güvenlikli cezaevlerinde ve S Tipi cezaevlerinde ağır tecrit koşulları olduğunu ve binlerce hak ihlalinin yaşandığını söyledi. Çevirmen, “Daha önce kalabalık olarak tutuldukları hapishanelerden sevk edilen mahpuslar bu cezaevlerinde tek başlarına tutuluyor ve bulundukları koğuşun havalandırması olmadığından günde 1 ve 1 buçuk saat ayrı bir yerde bulunan havalandırma bölümüne götürülüyor. Bu uygulama ile mahpusların ruh ve beden sağlıkları olumsuz etkileniyor. Bu hapishanelerde mahpuslar tecrit ve izolasyona tabi tutularak, sosyal ortamdan tamamen yalıtılıyor ve yaşamla olan bütün bağları koparılıyor. Bir mahpusun diğer mahpuslarla iletişimi ortadan kaldırılıp mahpusların toplumsal bağları bütünüyle koparılıyor ve yalnızlığa itiliyorlar” diye konuştu.

“Kötü muamele ve zaman yayılmış işkence”

Sincan 1 ve 2 Nolu yüksek güvenlikli cezaevlerinde mahpusların maruz kaldığı hak ihlalleriyle ilgili başvuruların sonuçsuz kaldığını belirten Çevirmen, “Alt katlara yıl boyunca hiç güneş girmezken, üst katlar yılda 3 ve 4 ay günde sadece 1-2 saat güneş ışığı alıyor. Pencerelerinin önünde çelik ‘kafes’ var” dedi.  “Bu uygulamalar Anayasanın 17/1’inci maddesi güvenceye alınmış kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı ile bağdaşmaz. Mevcut uygulamalar ancak kötü muamele ve zamana yayılmış işkence kavramlarıyla açıklanabilir” ifadelerini kullandı.

“Kürtçe kitapları verilmiyor”

Çevirmen, Sincan 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevlerindeki hak ihlallerini şöyle anlattı:

“Açlık grevinde olan Hüseyin Karaoğlan’ın ailesi, 13 Eylül’deki görüşlerini anlattı. Beyanlarına göre, sohbet hakkını kullanamıyor. Yaptıkları başvurularda Ağır Ceza Mahkemesi kendi lehine karar vermesine rağmen bu kararlar uygulanmıyor. Tekrar itiraz etmişler ve şu an dosya infaz hâkimliğinde. Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutuklu bulunan Bager Sayak, 13 Eylül’de avukatıyla yaptığı görüşmede yaşadıkları sorunları aktardı. Beyanlarına göre, Kürtçe kitapları verilmiyor ve kurum tarafından “parasının verilip tercüme edileceği, daha sonra kurumun gözetiminden geçeceği” söylenmiş. Cezaevinde farklı suç gruplarıyla iç içe tutuluyorlar. Pencere önünde Kürtçe konuşurken adli mahpusların milliyetçi söylemleri ve hakaretlerine maruz kalıyorlar. Radyolar, muhalif gazeteler, dergiler verilmiyor. Radyonun verilmeme sebebi olarak ‘Anten metalden olduğu için şiş olarak kullanılacağı gerekçesiyle güvenlik önlemi olarak verilmediği’ söylenmiş. 15 Ağustos’ta birkaç arkadaşıyla halay çekip türkü söylediği için hakkında soruşturma açıldı”

Editör: Sümeyye Aksu