Gösteriye katılan çok sayıda gazeteci ve aktivist, ellerinde Beşşar Esed rejimi ile destekçilerinin saldırılarında hayatını kaybeden gazetecilerin fotoğraflarını taşıdı.
Gösteriye katılanlardan Al Jazeera muhabiri Alae el Yusuf, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde, gazeteciliğin değil, gazetecileri hedef almanın ve öldürmenin suç olduğunu vurgulamak için toplandıklarını söyledi.
Gazeteci öldürmenin büyük suç olduğunu ifade eden el Yusuf, "Diktatör rejimler, eleştiriyi susturmak ve gücünü korumak için gazetecileri hedef alır. Çatışmanın yaşandığı bölgelerde gazeteciler sessiz kalmamalı, sesini yükseltmeye çalışmalıdır." dedi.
El Yusuf, "Bugün tüm dünyaya mesajımız, gazetecilerin yanında yer almaları ve gazetecilerin öldürülmesini durdurmalarıdır." şeklinde konuştu.
- "Gazetecilerin sesini dünyaya duyurmaya ihtiyacımız var"
Gösteriye katılanlardan Reem Mustafa da Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde Suriye'deki gazetecilerin sesini dünyaya duyurmaya ihtiyaç duyduklarını belirtti.
Mustafa, "Ne gerçeğin sesini susturmak ne de gazetecilerin sesini susturmak için sloganı altında, fikir ve ifade özgürlüğüne her zaman ihtiyaç var." dedi.
"Gazeteciliğin her toplumda büyük rolü var"
Bir diğer gazeteci Milad Fadl da gazeteciliğin her toplumda önemli ve büyük rol oynadığını söyledi.
Fadl, "Suriye devriminin üzerinden 13 yıl geçti. Suriye rejiminin her zaman hedefi gazetecilerdi. Bunun nedeni de gazetecilerin gerçekleri aktarmanın yanı sıra suçlarını kamuoyuna ifşa etmedeki rolüdür." diye konuştu.
Fadl, Suriyeli gazetecilerin, Beşşar Esed'in Suriye halkına karşı işlediği suçları dünyaya duyurduğunu kaydetti.
717 medya çalışanı hayatını kaybetti
Suriye İnsan Hakları Ağına (SNHR) göre, Suriye'de iç savaşın başladığı Mart 2011'den bu yana 6'sı kadın, 9'u yabancı toplam 717 medya çalışanı hayatını kaybetti.