Dursun ERKILIÇ
Şu gerçeği görmezden gelirsek bir yere varmamız mümkün değil:
- Demokrasi olmadan hukuk, hukuk olmadan adalet, adalet olmadan kalkınma ve huzur olamaz.
***
- MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerle tokalaşması…
- DEM Partililerin yeni bir anayasa ve yeni bir çözüm sürecinde sorumluluk alma arzusu…
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın (belki de yeni bir politik oyun kurma adına) başlattığı ve nereye evrileceği henüz kestirilemeyen söylemleri…
Yukarıdaki gerçeklerin oluşturduğu zemine oturmadığı sürece (bir önem ve anlam kazansa bile) mutlu sona eremez!
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamalara bu çerçevede bakarsak;
- AK Parti’nin Anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili sorunu yok…
- Türkiye siyaseti ise bir yumuşama iklimine girmiş durumda…
Bu sözler, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Anayasanın 3. Maddesini hedef alan konuşmasının yarattığı tartışmayı ortadan kaldırmayacaktır ama ‘Cumhurbaşkanı’ sıfatıyla yapılan değerlendirmelerin bir ağırlığı olacaktır…
Yeni bir ‘çözüm süreci’ olabilir mi?
Cumhurbaşkanı’nın, “Siyasette diyalog zeminini güçlendirmeliyiz” ve “Türkiye son dönemde siyasette bir yumuşama iklimine girdi. Siyasi aktörler arasında bilhassa milli meselelerde ortak paydada buluşma arayışları artmaya başladı” sözleri, “Uzatılan elin sıkıca tutulmak yerine kopartılmaya çalışılmasına izin vermeyiz” sözleri, elipshaber.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Kadir Gürhan’ın, “DEM Parti’den ‘yeni çözüm süreci’ açıklaması; sorumluluk almaya hazırız” başlıklı haberini daha dikkatli okumayı gerektiriyor.
Çünkü “Yeni çözüm süreci tartışmaları”nı değerlendiren DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli diyor ki:
- Eğer ki bir çözüm düşünülüyorsa muhatap İmralı’dır. İkinci bir muhatap ise Meclis’tir…
Lafı eveleyip gevelemenin yeri değil, sürecin kaderi işaret edilen ‘İmralı’ adresinde oturuyor!
O adresin kapısını tıklatan DEM Parti Grup Başkanvekilleri Sezai Temelli ve Gülistan Kılıç Koçyiğit’in sözleri çok net:
- Önümüzdeki süreçte bir müzakere başlayacaksa DEM Parti sorumluluk alamaya hazırdır ve Meclis’tedir…
Koçyiğit’in, “Kırmızı çizgilerin olduğu yerde uzlaşı olmaz” ifadesi, ‘İmralı’yı tartışmanın dışına mı itecek yoksa merkezine mi oturtacak kısa süre içinde görülecektir…
DEM Parti’nin ‘demlenen’ görüşleri!
Sezai Temelli’nin kafa yorulması gereken birkaç cümlesi daha var. Şöyle:
- Anayasa tartışmalarının maalesef doğru yerden başladığını düşünmüyoruz…
- Meclisin yok sayıldığı ve yönlendirildiği bir ‘üst aklın’ varlığını görüyoruz…
- Meclis yeterince sorunlar üzerinde yoğunlaşıp gücünü ortaya koyamıyor…
- Anayasa tartışmaları yürütülüyor ama meclisin kuvvetler ayrılığı ilkesi işlemiyor….
***
“Demirtaş’ın tutsak olduğu bir yerde anayasa yapabilir misiniz” cümlesi ‘şart’ sayılırsa, “Erdoğan’ın bir dönem daha seçilmesi tartışmalarına nasıl bakıyorsunuz” sorusunun cevabı da Erdoğan’ı memnun ediyor olmalı!
- Biz demokrasiden yana tutum alırız. Erdoğan gidip gitmemesi değil bu tartışma. Bu tartışmaya indirmek tıkayıcı bir durum…
***
“Yazıda CHP’nin adı neden hiç geçmiyor” sorusunun cevabını merak edenlere yanıt CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel’den gelsin:
- Biz gelişmeleri takip ediyoruz, izliyoruz. Somut olarak bir süreç gelişirse elbette partimizin yetkili kurulları gerekli görüşmeleri yapar ve gerekli açıklamaları yaparız…
“Sadede gel” diyenlere de “Yazının başlığını ve girişini bir kez daha okuyun” derim!