Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Bursa'da düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali'nin sekizinci gününde Yeşilçam'ın usta sanatçısı Hülya Koçyiğit, Tayyare Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda sevenleriyle buluştu. Akademisyen Doç. Dr. Rıfat Becerikli ile söyleşi yapan Koçyiğit hayatına dair açıklamalarda bulundu.
"Benim için hayatta en değerli şey ailedir"
Habertürk'te yer alan habere göre; Hülya Koçyiğit, ailesine olan bağından bahsederek, "Bu güzel şehre ben kızımı gelin olarak yolladım. O yüzden Bursa'ya çok sık gidip geliyoruz, çok da seviyoruz. Aile benim için her şeyden önde, içinde büyüdüğümüz aile ve kendi kurduğumuz aile. Anne ve babamızdan ne gördüysek öyle oluşuyoruz. Oluşturduğumuz kişiliği de evlatlarımıza yansıtmaya çalışıyoruz. Burada önemli olan o aile dayanışması, ailenin birbirine olan yardımı, sevgisi… Benim için hayatta en değerli şey ailedir. Sadece benim için değil, Türk insanı aile demek." ifadelerini kullandı.
"Seçtiğiniz meslek gerçekten özveri isteyen bir meslek"
Oyuncu olmak isteyenlere tavsiyeler veren Koçyiğit, "Seçtiğiniz meslek gerçekten özveri isteyen bir meslek, ancak ve ancak tutkuyla, yürekten seve seve yapılması gereken bir meslek, bir kere her şeyden önce buna hazırlıklı mıyız onu bilmek gerekli. Geçen gün programıma Ali Poyrazoğlu'nu konuk etmiştim, o dedi ki, 'Oyunculuk demek ömür boyu iş beklemek demek.' Çok da yanlış değil, eğer seçimlerinizi doğru yaparsanız doğru işler yapmış olursunuz." dedi.
"3 gün gözlerimi kaybettim"
Yıllar önce Rabia filmini çekerken yaşadığı talihsiz kazayı anlatan Koçyiğit, şu ifadeleri kullandı:
Koçyiğit, Rabia filminin çekimlerinde yaşadığı talihsiz kazayı şu sözlerle anlattı; "Çok uzun yıllar dublörümüz yoktu. Eğer bir sahne tehlikeliyse de o sahneyi bizzat kendimiz oynamalıydık uzun yıllar sosyal sigortamız da yoktu. Rabia filminde talihsiz bir kaza oldu. 3 gün gözlerimi kaybettim. Hiçbir şey görmemecesine… 21 yaşındayım ve 'Hayatım bitti' dedim. Üçüncü gün tekrar görebileceğimi fark etmeye başladım, ciddi bir kazaydı benim için…"
