İsmailağa cemaati bağlantılı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.'nin altı yaşından itibaren 'evlilik' adı altında cinsel köleleştirmeye maruz bırakılması ile ilgili 23 Ekim’de verilen cezaların gerekçeleri açıklandı. İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, tarikat müridi Kadir İstekli'yi çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 30 yıl, baba Yusuf Ziya Gümüşel'i 20 yıl, anne Fatıma Gümüşel'i ise 16 yıl 8 hapis cezasına çarptırmıştı.

DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın haberine göre, gerekçede, imam nikahına şahit olan ve mahkeme tarafından da dinlenen tanıkların beyanlarında nikaha şahitlik yaptıklarını ancak katılanı nikah sırasında görmediklerini ve yaşını tam olarak bilmediklerini beyan ettikleri anımsatıldı. Kararda, imam nikahından bir kaç gün sonra sanık İstekli’nin ilk olarak medresede, katılana dini eğitim verdiği yerde artık 'karı koca olduklarını' söyleyerek basit cinsel istismara başladığı kaydedildi.

Kararda, sonraki süreçte yaşananlar şöyle özetlendi: “İlerleyen süreçte sanık bu şekilde basit istismar niteliğindeki cinsel eylemlerine devam etti. Hatta ses kaydı içeriklerine göre katılan istememesi nedeniyle zaman zaman sanık Kadir, katılana medresede ceza verdi. Aile içinde sanık Kadir, damat ve enişte olarak kabul edilip çağrılmaya başlandı. Yine aile içi yemeklere ve kahvaltılara geldi. İmam nikahı sonrasında sanık katılana altın kolye alıp özel gelinlik diktirerek fotoğrafçıya götürüp elinde gelin çiçeği ile fotoğrafını çektirdi. Katılan tarafından dosyaya sunulan gelinlikli fotoğraf ile yine bu dönemlere denk gelen yaşının 7-8-9 olduğu tarihlerdeki sanık ile yanak yanağa olan ve özellikle kapalı ve muhafazakar bir toplulukta yaşayan sanık ve katılan açısından bir hoca ve öğrenci ilişkisinin çok ötesinde samimiyet içeren fotoğraflar çektirdi.”

Kararda, sanık Kadir İstekli’nin savunmasında “H.K.G ile 2 yaş büyük abisinin ısrarı üzerine bu şekilde samimi fotoğraflar çektirdim. Diğer kız kardeşleri ile de böyle samimi fotoğraflarımız var” dediği anımsatıldı. Bunun üzerine mahkemenin bu fotoğrafları istediği anlatılan kararda, sanığın bunun üzerine bu fotoğrafların yırtıldığını beyan ettiği kaydedildi. Kararda, "o tarih itibariyle 30 yaşlarında olan sanığın henüz 10 yaşlarındaki bir çocuğun ısrarı nedeniyle böyle fotoğraflar çektirdiğine dair savunmasının kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu” vurgulandı.

Kararda, yine katılan tarafından dosyaya sunulan diğer fotoğraflarda da katılanın yaşının küçük olduğunun açıkça belli olduğu gibi sanığın katılan dışında başka bir çocuk, öğrenci ya da kişiyle bu şekilde samimi fotoğraflarının bulunmadığı, bu durumun sanık ile katılan arasında hoca öğrenci ilişkisinden farklı bir ilişkileri olduğunun açık delili olduğu vurgulandı.

Yenidoğan çetesi davasında ara karar açıklandı Yenidoğan çetesi davasında ara karar açıklandı

İlk cinsel istismar 7-8 yaşında başladı

Sanığın, mağdurun 7-8 yaşlarındayken annesinin İstanbul'da bulunduğu bir akşam Sapanca'daki evlerinde ilk kez nitelikli cinsel istismar eylemini gerçekleştirdiği anlatılan kararda, şöyle devam edildi:

"Akabinde 14 yaşında aile içinde düğün yaparak aynı evde yaşamaya başladıkları döneme kadar katılanla, katılanın 7-8 yaşlarından 14 yaşına kadar birden çok kez nitelikli cinsel istismarda bulundu. Katılan 13 yaşına geldiğinde önce aile içinde nişan, 14 yaşında ise düğün yapıldı. Düğünden itibaren sanık ve katılanın aynı evde birlikte yaşamaya başladı. Sanık Kadir savunmasında ilk cinsel birlikteliği düğün gecesi yaşadıklarını ikrar etti. Katılanın doğum tarihine göre evlendikleri ve ilk cinsel birlikteliğin yaşandığı belirtilen tarihte 15 yaşından küçük, henüz 14 yaşında olduğu, 17 yaşında katılanın hamile kalması üzerine resmi nikahın yapıldığı, 2020 yılında katılanın evden kaçıp şikayette bulunduğu tarihe kadar cinsel istismar eylemlerinin devam ettiği...”

Ses kayıtları delil olarak sayıldı

H.K.G'nin aralarında geçen konuşmaları kayıt altına aldığı anımsatılan kararda, "katılanın bir aile apartmanı içinde kapıların dahi kartla açıldığı muhafazakâr ve kapalı bir aile yapısı içinde yaşadığı cinsel istismar konusunda başka suretle delil elde etme imkânı olmadığından konuşmaların mahkeme tarafından delil olarak kabul edildiği” vurgulandı.

"Reşit olduğu dönemde de rızasından söz edilemez"

Ses kayıtlarının dökümüne yer verilen kararda, sanık İstekli’nin mahkemede reddettiği kayıtları, savcılık sorgusu sırasında kabul ettiğine dikkat çekildi. Adli Tıp’ın da kayıttaki sesin İstekli’ye ait olduğuna ilişkin raporuna işaret edilen kararda, “katılan 6 yaşındayken başlayan cinsel istismar eyleminin şikâyet tarihi olan 30 Kasım 2020 tarihinden bir hafta öncesine kadar devam ettiği” anlatıldı. Kararda, “katılanın küçük yaştan itibaren başlayan eylemler nedeniyle yaşadığı sosyal ve kültürel ortam ve kapalı aile yapısı nedeniyle iradesinin baskı altında olduğu, katılanın süreç içerisinde yaşadığı olaylar bütün olarak gözetildiğinde katılanın reşit olduğu dönemde de rızasından söz edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır” denildi.

Yusuf Ziya Gümüşel’in suçuna ilişkin değerlendirme yapılan kararda, “sanığın suç tarihi itibariyle henüz 6 yaşında olan mağduru o tarih itibariyle 29 yaşında olan medresede hocalık yapan sanık Kadir ile mağdurun gıyabında imam nikâhı ile evlendirdiği” anımsatıldı. Sonrasında sanık Kadir'in mağdurla cinsel ilişkiye girmesi konusunda da muvafakat verdiği belirtilen kararda, "Sanıkla mağdurun evli olduğuna dair söylentiler başlaması üzerine mağdur 13 yaşındayken nişan, 14 yaşındayken de düğün yaptığı, 14 yaşından itibaren sanıkla mağdurun aynı evde yaşamasına göz yumduğu” ifade edildi.

Gümüşel’in savunmasını inandırıcı bulmayan mahkeme kararında “kapalı ve muhafazakâr bir yapıda yaşayan sanık ile mağdurun birbirlerini görüp beğendiklerine dair savunmasının sanıkla mağdur arasındaki yaş farkı da dikkate alındığında hayatın olağan akışına uygun olmadığı” kaydedildi. "Zira sanık Yusuf Gümüşel’in savunmasında katılan 10 yaşına geldiğinde artık sanık Kadir'in ders vermesinin doğru olmayacağı gerekçesiyle derslere son verip Sapanca'da yazılı Kuran kursuna yazdırdığını” beyan ettiği anımsatılan kararda, "bu nedenle sanık ve katılanın yaşadıkları sosyal ve kültürel yapının birbirlerini görüp tanıyacakları nitelikle olmadığı” vurgulandı.

"Suça ortak oldu"

Kararda, Gümüşel’in rolü şöyle değerlendirildi: “Sanık Yusuf Gümüşel’in bizzat nikahı kıymak ve cinsel ilişkiye rıza göstermek şeklindeki suçun icrasındaki rolü ve suçun işlenişindeki katkısının arz ettiği önem ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanık Yusuf Ziya'nın, sanık Kadir'le fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmakla işlediği sübuta eren çocuğun cinsel istismarı suçundan eylemine uyan TCK'nın 37. Maddesi göndermesiyle 6545 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonrası yürürlükte bulunan ve lehe olan TCK'nın 103/2 maddesi gereğince cezalandırılmasına ve TCK'nın 43. Maddeleri gereğince verilen cezada 1/4 oranında artırım yapılmasına karar verilmiştir.

Kararda, 16 yıl 8 ay hapis cezası verilen annesi Fatıma Gümüşel'in rolüne de değinildi. Sanık Fatıma Gümüşel’in ilk başta nikâha karşı çıksa da ilerleyen süreçte sanık Kadir İstekli’yi damadı olarak görmeye başladığı anlatıldı. Sanığın aile içinde düzenlenen kahvaltı ve yemeklere İstekli’yi çağırdığı ifade edilen kararda, akabinde mağdur henüz 13 yaşındayken nişanını, 14 yaşındayken ise aile içinde düğününü yaparak sanık Kadir İstekli ile evlendirdiği aktarıldı. Kararda, 14 yaşında yapılan düğün sonrasında sanık Kadir İstekli ile aynı evde yaşamaya başlayan katılanın sanıkla birlikte yaşadığı eve gitmek istemediğini annesi olan sanığa söylediği ancak sanık Fatıma'nın “o senin kocan, ona itaat etmezsen melekler sana lanet ederler” diye tepki gösterdiği kaydedildi.

Sanık annenin, H.K.G’nin saçını tarayarak sanığın yanına gönderdiği anlatılan kararda, yine ses kayıtlarından anlaşıldığı üzere katılana düğününde ağlamaması konusunda baskı yaptığı kaydedildi. Kararda, sanık Kadir İstekli’nin katılanla, henüz 8-9 yaşlarındayken hoca öğrenci ilişkisinin ötesinde samimiyet içeren şekilde çektirdiği fotoğrafların anne olan sanığın bilgisi dışında çekilmesinin mümkün olmadığı belirtildi. Kararda, "Anne olan sanığın diğer sanıklar Kadir ve Yusuf'un katılana yönelik eylemlerine engel olmayıp aksine katılana kocasına itaat etmesi gerektiğine dair sözleri ve sanık Kadir'in yanına göndermek şeklindeki davranışları ile katılanın özellikle annesi olan sanık hakkında iftira atmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı da dikkate alındığında diğer sanıklar ile fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği anlaşılmıştır” denildi. 

Editör: Şevval Dalgıç