Grup başkanvekilleri, Anayasa’ya göreAvrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına uyulmasının zorunlu olduğunu hatırlatt ve görüşme talebi gerekçesini, “ülkeyi daha fazla kaosa sürüklemesinin engellenmesi” olarak gösterdi.

Beştaş ve Oluç, gerekçelerini sıraladıkları açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Kuvvetler ayrılığının işlemediği bir ülkede “sadece kuvvetli olanın sözü geçerli olur” ilkesinin hâkim olması da kaçınılmazdır."

"AYM, kanunların ve kararların anayasal uygunluğunu denetleyen yegane makamdır. AYM’nin denetlenmemesi vurgusu, AYM’nin iktidarın “istemediği” yöndeki kararlarına karşı kurulmuş bir cümledir."

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un Yargıtay kararını savunduğu açıklamalarına da değinen HEDEP Grup Başkanvekilleri, “‘Yargıtay’ın kararı ayrıca turnusoldur, kim Milli Yargıdan yana kim değil belli olur’şeklindeki açıklamalar da yargının nasıl araçsallaştırıldığına dair önemli ipuçlarıdır” dedi.

Yavaş’tan parti yönetimine eleştiri Yavaş’tan parti yönetimine eleştiri

"Yargı mercilerinin birbiri içerisinde çatıştırılmalarına hazırlanan zeminin, ülkenin geleceği açısından son derece tehlikeli olduğu şüphesizdir. Bu durumun da toplumsal yaşamımızın her alanında negatif, yaralayıcı, çatışmacı sonuçlar doğuracağı kuşku götürmemektedir. Bu bahisle hiçbir ideolojik kaygıya yer vermeksizin ülkenin geleceği adına hukuk devleti ayarlarına geri dönmek ve kuvvetler ayrılığının kesin sınırlarını belirlemek, tarihsel bir sorumluluğun gereğidir. Aksi halde ülkenin sürükleneceği kaos ve yurttaşların maruz kalacağı ağır mağduriyetin vebali ortadadır. Bu nedenle derhal bir genel görüşme açılarak, konunun değerlendirilmesine ve Meclis’in kendi iradesine ve hukuk üstünlüğüne sahip çıkmasına ihtiyaç vardır.
Yargı mercilerinin birbiri içerisinde çatıştırılmalarına hazırlanan zeminin, ülkenin geleceği açısından son derece tehlikeli olduğu şüphesizdir. Bu durumun da toplumsal yaşamımızın her alanında negatif, yaralayıcı, çatışmacı sonuçlar doğuracağı kuşku götürmemektedir. Bu bahisle hiçbir ideolojik kaygıya yer vermeksizin ülkenin geleceği adına hukuk devleti ayarlarına geri dönmek ve kuvvetler ayrılığının kesin sınırlarını belirlemek, tarihsel bir sorumluluğun gereğidir. Aksi halde ülkenin sürükleneceği kaos ve yurttaşların maruz kalacağı ağır mağduriyetin vebali ortadadır. Bu nedenle derhal bir genel görüşme açılarak, konunun değerlendirilmesine ve Meclis’in kendi iradesine ve hukuk üstünlüğüne sahip çıkmasına ihtiyaç vardır."

Genel görüşme nedir?

Parlamento Terimleri Sözlüğü'nde genel görüşmenin tanımı şöyle yapılıyor:

"Toplumu ve devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun TBMM Genel Kurulunda görüşülmesidir."

Bu kapsamda önemli toplumsal, siyasal, ekonomik sorunlar ve dış politika konuları üzerinde genel görüşme açılabiliyor.

Genel görüşme açılması siyasi parti grupları veya en az 20 milletvekili tarafından yazılı bir önergeyle istenebiliyor.

Genel görüşme sonucunda herhangi bir oylama yapılmıyor, karar alınmıyor.

Editör: Halide Tonga