Kadıköy rıhtımında bulunan Haydarpaşa Garı'nın yapımına, devrin Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit'in emriyle 30 Mayıs 1906'da başlandı.
Sultan 2. Abdülhamit'in, "Bunca kilometre demir yolu yaptım memlekete, çelik rayların ucu Haydarpaşa'da. Koca binalarıyla liman yaptım yine belli değil. Bana o rayların denize kavuştuğu yere öyle bir bina yapın ki ümmetim baktığında 'Buradan bindin mi hiç inmeden Mekke'ye kadar gidilir.' desin." emriyle inşası başlayan gar, 19 Ağustos 1908'de hizmete girdi.
Alman mimarlar Otto Ritter ve Helmuth Cuno tarafından kum zemin üzerine ahşap kazıklarla inşa edilen gar, 114 yıllık tarihi boyunca birçok talihsiz olaya da maruz kaldı.
İstanbul-Bağdat/Hicaz Demir Yolu'nun başlangıç noktası ve Türkiye için önemli bir kültürel miras olan gar, Milli Mücadele ve 1. Dünya Savaşı döneminde cephanelik olarak kullanıldı. Bu nedenle 6 Eylül 1917'de sabotaja uğradı, cephanelik patlatıldı, gar büyük hasar gördü.
Haydarpaşa Garı, Cumhuriyet'in ilanının 10. yılında ilk haline uygun tekrar inşa edildi. 1976'da kapsamlı bir restorasyona alınan garın bazı bölümleri, 1979'da yakıt yüklü bir tanker kazasında hasar gördü.
Talihsizliklerin peşini bırakmadığı Haydarpaşa Garı'nın, 2010'da çıkan yangında çatısının orta ve kuzey kısımları yandı. 2016'da başlatılan restorasyon çalışmaları kapsamında büyük hasar gören çatı katı ve bekleme salonu aslına uygun şekilde tamamlandı. Gar binasının dış cephelerinde ve müştemilat yapısında ise çalışmalar devam ediyor.
"Taş imalatları özgün bir tekniğe göre yapıldı"
Restoratör-Mimar Şüheda Korkmaz, bir zamanlar "İstanbul'un Anadolu'ya açılan kapısı" olarak kabul edilen, sayısız kavuşmaya ve ayrılığa tanıklık etmiş, birçok film sahnesinde yer bulan garın restorasyon süreciyle ilgil bilgi verdi.
Korkmaz, garın restorasyonunun çok detaylı ve titiz bir şekilde yapıldığının altını çizerek, "Bekleme salonunda tezyinat ve bezemeleri, vitray camları ve çerçeveleri, tarihi saatleri, özgün karosiman döşeme kaplamaları, duvar kaplamaları, altın varaklı aplikleri, ahşap kapı ve pencere işleri tamamlandı" dedi.
Mekanik, elektrik altyapı ve aydınlatma çalışmalarının da hazırlanarak, gar binasına hizmet etmek için gün saydığını aktaran Korkmaz, restorasyon projesinde dış cephede özenli ve hassas bir çalışma yürütüldüğünü söyledi.
Korkmaz, sadece gar binası restorasyonu için açılan özel taş ocağından temin edilen kumtaşı olarak da bilinen Lefke taşı ile taş imalatlarının özgün bir tekniğe göre yapıldığını belirterek, dış cephede ayrıca korumaya yönelik konservasyon ve temizlik çalışmalarının da gerçekleştirildiğini kaydetti.
"Çatı ahşapları yenilendi"
Korkmaz, bekleme salonundaki vitray camların da gar binası içinde kurulan vitray atölyesinde ustaların ellerinden geçtiğini ve her birinin aslına uygun olarak yenilendiğini aktardı.
Tarihi Haydarpaşa Garı'nın çatı katının 2010'da çıkan yangında büyük hasar gördüğünü hatırlatan Korkmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çatı katı bütünüyle elden geçirildi. Çatı ahşapları yenilendi. Ahşap çatı kaplaması, koruyucu ve yangın geciktirici uygulaması yapılarak korumaya alındı. Çelik çatı makasları perçin ve bulonlu özgün örneğine uygun olarak yapıldı. Ahşap üzerine arduvaz taşlarıyla özgün formuna uygun çatı kaplamaları tamamlandı. Çatı katı taş onarımları, çatı katı dış cephe konservasyon işleri yapıldı. Kulelerin onarımı gerçekleştirildi."
Bekleme salonu kendilerine teslim edildiğinde zemininde traverten kaplama bulunduğunu anlatan Korkmaz, "Garda 1970 yılında çekilen ve Feyzi Tuna'nın yönettiği 'Cafer Bey' filminin bir sahnesinde, salonun zemininin aslında karosiman yer döşemesi olduğunu gördük. Bunun üzerine kurul kararı doğrultusunda traverten kaplama kaldırılarak yerine özgün döşeme yapıldı. Yine çatı katında kullandığımız arduvaz taşları da İspanya'dan özel olarak getirildi." ifadelerini kullandı.
"Yangında hasar gören büyük saat aslına uygun restore edildi"
Mimar Fatmanur Harmancı ise ahşap çatı restore edilirken yangın geciktirici ve ahşap koruyucu işlemler için "daldırma" olarak adlandırılan bir yöntem kullandıklarını belirterek, elektrik ve mekanik sistemlerde de özel önlemler aldıklarını ifade etti.
Harmancı, toplamda 2 bin 500 metrekarelik bir alanda restorasyon çalışmasının devam ettiğini vurgulayarak, tarihi garın, aslına uygun bir şekilde yeniden hizmet vermesi için çalışmaların titizlikle sürdüğünü kaydetti.
Vapurla önünden geçenlere zamanı hatırlatan çatıdaki büyük saatin de yangında zarar gördüğünü aktaran Harmancı, "Büyük saat başta olmak üzere gardaki tüm saatler aslına uygun şekilde restore edildi ve şimdi çalışır durumda" açıklamasında bulundu.