DEM Parti Eş Genel Başkanları Hatimoğulları ve Bakırhan, kayyım atamaları ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TBMM'nin yeni yasama yılında DEM Parti'li yöneticilerle tokalaşmasıyla başlayan çözüm sürecine dair görüşmelerde bulunmak amacıyla muhalefet ve sivil toplum kuruluşlarını ziyaretlere başladı.

Fuat Oktay, Çayırhan Termik Santrali'ndeki madencilerle buluştu Fuat Oktay, Çayırhan Termik Santrali'ndeki madencilerle buluştu

Hatimoğulları ve Bakırhan, ilk ziyaretine Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu'yla başladı. Yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

Hatimoğulları, Davutoğlu ziyaretine ilişkin olarak şu açıklamayı yaptı:

"İki temel gündemimiz vardı. Biri kayyım meselesi, biri 1 Ekim'den bu yana Türkiye'nin bütün gündemini belirleyen önemli gelişmeler oldu. Bu konuları kendileriyle istişare ettik, görüş alışverişinde bulunduk. Kayyım meselesi bizlerin, Türkiye demokrasisinin oldukça muzdarip olduğu konulardan birisi ve oldukça önemlidir. Kayyım atamalarına dün olduğu gibi bugün de karşıyız. Kayyım Türkiye'de erken dönemde elde edilmiş olan seçme ve seçilme hakkının ortadan kaldırılması demektir. Ne yazık ki şunu belirtelim ki bundan önceki iki dönemde HDP belediyelerine atanan kayyımlar şimdi artık Türkiye'nin batısına sirayet etmiştir. Kayyım meselesi sadece Kürt halkının, sadece DEM Parti'nin sorunu değil. Seçme ve seçilme hakkı gerçekten büyük mücadelelerle elde etmiş bir haktır ve hakka sahip çıkmak bütün Türkiye'deki demokrasi güçlerinin bütün siyasi partilerin üzerine düşen en önemli görev olduğu kanaatindeyiz. Parlamentoda grubu bulunan bütün siyasi partilere grubu olmayan partilere buradan çağrımızdır. Gelin hep birlikte kayyım yasasının ortadan kaldırılması için parlamento çatısı altında bunun mücadelesini verelim. Gelin kayyım yasasını, parlamento çatısı altında çıkaracağımız bir yasayla hep birlikte ortadan kaldıralım.

"Demokratik bir zeminde barışı hep birlikte büyütelim"

Bizler bugün özellikle 1 Ekim'de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 1 Ekim'den sonra yaptığı açıklamaları da ve elbette bu çerçevede Kürt sorununun bölgemizde barışçıl ve demokratik çözümünü de istişare ettik. Bu ülkenin barışa ihtiyacı var. Orta Doğu coğrafyasının barışa ihtiyacı var. Artık gelin, akan kanı hep birlikte durduralım ve gelin anaların gözyaşını hep birlikte dindirelim, bunun yolu çok kolaydır. O nedenle biz buradan yine parlamentoda grubu bulunan ve bulunmayan bütün siyasi partilere, Türkiye'de bütün demokrasi güçlerine, Türkiye'de barış yanlısı, demokrasi yanlısı olan her kesime Türkiye'de barışın türkülerinin söylenmesini isteyen Orta Doğu coğrafyasında kan ağlayan Orta Doğu coğrafyasında barış türkülerinin esmesini isteyen her kesime buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz. Onurlu bir barış için gelin hep birlikte elimizi taşın altına koyalım. Demokratik bir zeminde bizler, barışı gelin, hep birlikte büyütelim.

Davutoğlu: Bahçeli'nin açıklamalarını ilk günden itibaren destekledim

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin açıklamalarına destek verdiklerini ifade eden Davutoğlu da şöyle konuştu:

"1 Ekim'den bu yana beni şahsen çok mutlu eden gelişme şudur, İlk kez kutupların uç noktalarında olduğunu düşünülen insanlar, hakim fikirler ve partiler arasında bir diyalog zemini ortaya çıkıyor. Sayın Bahçeli'nin açıklamalarını ilk günden itibaren destekledim. Şu ana kadar Kürt meselesi konusunda tutumlarıyla bir uç noktada olduğu düşünülen devlet tecrübesine sahip bir siyasi tarafından dile getirilmiş olması çok kıymetli. Bu sorunun üç ayağı var. Bir Türkiye'nin bütünü ile demokratikleşmesi ayağı. Mesele sadece Kürtlerin, Alevilerin, muhafazakarların, laiklerin meselesi değil demokratikleşme derinleştikçe sorunların çözümü kolaylaşır. İkinci önemli ayağı Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun çok köklü sorunlarına cevap oluşturucu adımlar atmak. Üçüncü ayağı ise bunun bu sınır ötesindeki Kürt soydaşlarımızla, kardeşlerimizle ilişkiler. Suriye'deki Kürtlere de Irak'taki Kürtlere de mesajımız açık ve net olmalı. 'Sizler bizim ortak kader birliği yaptığımız, asırlarca beraber yaşadığımız kardeşlerimizsiniz. Aramıza hiçbir küresel gücün girmesine izin vermeyin.' Hepimizin bu iklimi değerlendirmesi lazım.

Sayın Bahçeli'nin açıklamaları eğer böyle bir tehdit görerek çevremizdeki bu ateş çemberini kırıp bir barış çemberi oluşturmak için ise ki öyle olduğunu ümit ediyorum buna herkesin sahip çıkması lazım. Ve DEM Parti eminim bunları değerlendirecektir. Bir kez daha Sayın Erdoğan'a çağrıda bulunuyorum, anlaştığınız ve bir devlet stratejisi söz konusu ise Türkiye'nin güvenliği vizyonu Orta Doğu Bölgesi'ne kendisinin de ifadesiyle Türkiye'yi de tehdit eden İsrail tehdidine karşı Orta Doğu halklarını bir araya getirecek bir stratejik perspektif varsa bir ulusa seslenişle kamuoyuyla bunu paylaşsın ve kafalarındaki bulanıklık dağılsın.

"Kime uygulanırsa uygulansın kayyıma karşıyız"

Kayyım meselesine gelince çok açık ifade ediyorum. Kayyım denilen şey geçici bir tedbir olarak yer alıyor. Türkiye'de ise kalıcı bir düzen haline dönüşüyor. Dolayısıyla kime uygulanırsa uygulansın, en karşı olduğumuz, siyasi görüşlerini benimsemediğimiz birine dahi kullanmış olsa kayyuma karşıyız. Hukuk önünde hesap vermeden, daha suç teşekkül etmeden, altı ay önce seçime girmiş bir belediye başkanı, temiz kağıdıyla girmiş, alacaksınız onu, belediye meclis üyelerini de almayacaksınız. Buna demokrasi denmez. Kim olursa olsun kime yapılırsa yapılsın buna karşıyız. Gerçek anlamda demokratik ilkelere dayalı, demokratik hukuk devleti kurallarına uygun bir hukuki düzenlemenin Meclisten geçmesi için ne gerekiyorsa bütün arkadaşlarımız partilerle birlikte istişareler yapar, gerekli desteği veririz."

Kaynak: Haber Merkezi