İran'ın resmi ajansı Tasnim'e göre Lübnan'ın büyük kısmını kontrol eden Hizbullah, 30 yıldır örgütü yöneten Hasan Nasrallah'ın Cuma gecesi İsrail'in hava saldırılarında öldüğünü teyit etti.

Nasrallah'ın ölümünden sonra örgütün başına geçmesi beklenen isimlerin başında ise Haşim Safiyuddin geliyor.

Safiyuddin, 1964 yılında Lübnan'ın güneyindeki Deir Kanun Al-Nahr kasabasında doğdu. Lübnan'ın tanınmış ailelerinden birine mensup olan Safiyuddin, gençliğinde İran'ın Kum şehrinde din eğitimi aldı. Eski Hizbullah güvenlik şefi Emad Mughniyeh'in rehberliğinde Safiyuddin, Hasan Nasrallah'ın yakınındaki isimlerden oldu. 1994 yılında Beyrut'a döndü ve Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanlığı görevini üstlendi; ki bu, örgütün yürütme liderliğini temsil eden ve iç işlerinin yönetimini denetleyen önemli bir pozisyon.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), 2017'de Safiyuddin'i partideki önemli rolü ve hem askeri hem de yürütme kanatlarıyla yakın bağları nedeniyle “terörizm” listesine dahil etti.

Safiyuddin'in ilişkileri Lübnan ile sınırlı değildi. Kum'daki çalışmaları ve Yüksek Şii İslam Konseyi üyesi Seyyid Muhammed Ali Al-Amin'in kızı ile evliliği de kendisini İran'la bağlantılandıran unsurlar arasındaydı. Ayrıca oğlu Rıza'nın 2020 yılında İran Devrim Muhafızları Lideri Kasım Süleymani'nin kızı Zeynep Süleymani ile evlenmesiyle bu ilişkileri daha da güçlendi.

Yeşilçam’ın Şekerpare’si Yaprak Özdemiroğlu kimdir? Yeşilçam’ın Şekerpare’si Yaprak Özdemiroğlu kimdir?

Yürütme Konseyi başkanı olarak Safiyuddin, Hizbullah'ın mali bağımsızlığını güvence altına almaya yönelik yatırımlarının yönetiminde önemli bir rol oynadı. Bu yatırımlar, Arap dünyası, Afrika, Avrupa ve Latin Amerika dahil olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde milyarlarca dolarlık değere sahip.

‘Velâyet-i fakīh’ten etkilendi

İran'ın Kum'da yaptığı çalışmalar sırasında Haşim Safiyuddin, İran İslam Devrimi'nin siyasi ve ruhani lideri Ruhullah Humeyni'nin öne sürdüğü “Velâyet-i fakīh” teorisinden etkilendi ve en önde gelen destekçilerinden biri oldu. Yazılarından birinde, bu teorinin "İslami hareketleri birleştirmede ve bölünmelerin üstesinden gelmedeki rolüne" atıfta bulundu.

Velâyet-i fakīh, Şii İslam'da önemli bir kavram ve "fakihin (İslam hukukçusunun) yönetim yetkisi" anlamına gelmekte. Teori, İmam Mehdi'nin gaybeti (gözden kaybolması) döneminde, "İslam hukukunu en iyi bilen fakihin dini ve siyasi liderliği üstlenmesi gerektiğini" savunur.

Başka bir deyişle, velâyet-i fakīh, "İslam toplumunun yönetiminin adil ve bilgili bir fakih tarafından yürütülmesi gerektiğini" öne sürer.

Kaynak: euronews